9. Hukuk Dairesi 2015/30332 E. , 2019/2165 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirkette 01.04.2007 tarihinden itibaren kesintisiz olarak para nakil destek biriminde güvenlik görevlisi olarak çalıştığını, 15 yıl ve 3600 prim gün sayısını doldurduğunu, SGK’ ya başvurduğunu ve aldığı yazıyı işverenine 15.01.2014 tarihinde noterden kıdem ve yıllık ücretli izinlerinin ödenmesini teminen ihtarname ile gönderdiğini, davalı şirketin herhangi bir ödeme yapmadığını, çalıştığı dönem boyunca yıllık izinlerinin eksik kullandırıldığını, iddia ederek, kıdem tazminatı ve yıllık ücretli izin alacağını talep ve dava etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, zamanaşımı itirazları bulunduğunu, talep edilen alacakların zamanaşımına uğradığını, davacının fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak, kısmi dava açtığını, oysa davacının hizmet süresi ve ücretini bildiği için dava konusu kıdem tazminatını belirleyebilecek durumda olduğunu, dava değerinin tam olarak belirleyebilecek durumda olan davacının kısmi dava açmasında hukuki yarar bulunmadığını, davanın hukuki yarar yokluğundan reddi gerektiğini, davacının 1475 sayılı kanunun 14/1-5 bendi uyarınca SGK’ dan yazı getirerek işten ayrıldığını ve müvekkili şirketinde SGK’ ya buna göre bildirim yaptığını ancak davacının işten ayrılır ayrılmaz başka bir firmada çalıştığının öğrenildiğini, başka bir firmada çalışmak için işten ayrılınması halinde bu maddeye göre kıdem tazminatı hakkı doğmadığını, davacının çalıştığı dönem boyunca 90 günlük yıllık izin hakkı doğduğunu, davacının bunun 59 gününü kullandığını, bakiye 32 günlük izin alacağının kaldığını, bunun da ocak 2014 ücret bordrosu ile tahakkuk ettirilerek 07.02.2014 tarihinde davacının banka hesabına yatırıldığını, davacının başkaca bir yıllık izin ücreti alacağı bulunmadığını, savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının yerinde olmaması nedeni ile REDDİNE,
2- Davacı asgari ücret ile çalıştığını bildirmiş, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının ücreti asgari ücret kabul edilerek hesap yapılmış ise de fesih tarihi olan 15.01.2015 tarihinde rayiç asgari ücretin brüt 1.071,00 TL olduğu gözden kaçırılarak 2014 yılı ikinci dönemdeki brüt asgari ücret olan 1.134,00 TL üzerinden hesap yapılması hatalıdır.
Hesaplamalarda çıplak ücret olarak rayiç brüt 1.071,00 TL. esas alınmalıdır.
3-Davacı izinlerin eksik kullandırıldığını iddia etmiş, davalı ise izinlerin bir kısmının kullanıldığını ve 32 gün izin karşılığının son ücret bordrosu ile tahakkuk ettirilerek ödendiğini savunmuştur. Ocak 2014 bordrosu incelendiğinde 1.142,41 TL brüt izin ücreti tahakkuk ettirildiği görülmüştür.
Hükme esas bilirkişi raporunda bakiye izin süresinin 26 gün olduğu tesbit edilmiş, bilahare ek raporda işveren kabulü olan 32 gün üzerinden hesap yapılarak sonuca gidilmiş ise de yapılan hesap şekli hatalıdır.
32 gün izin ücreti karşılığı brüt 1.142,41 TL olup bu miktarın son bordroda tahakkuk ettirilip banka hesabına yatırıldığı ortadadır. Bu durumda davacının yıllık izin ücreti talebinin reddi gerekirken, hatalı hesap tarzına itibarla kabulü isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 23.01.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.