(Kapatılan)14. Hukuk Dairesi 2011/16095 E. , 2012/903 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 13.10.2005 gününde verilen dilekçe ile itirazın iptali istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 17.05.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, iade faturası bedelinin tahsili için girişilen icra takibine itirazın iptali ve icra inkar tazminatı tahsili istemleriyle açılmıştır.
Davalı, eserin ayıpsız olarak imal edildiğini ve bu haliyle davacıya teslim edildiğini, açılan davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, süresinde ayıp ihbarı yapılmadığından bahisle istem reddedilmiştir.
Hükmü, davacı temyiz etmiştir.
Taraflar arasında sözlü olarak 3.306 adet sweat shirt basım işinin yapımı konusunda bir eser sözleşmesi bulunduğu çekişmeli değildir. Çekişme, 12.09.2005 tarihli iade faturasına konu ürünlerde ayıp olup olmadığı, ayıplı ise süresinde ayıp ihbarının bulunup bulunmadığı noktalarındadır.
Gerek 02.08.2006 gerekse 29.04.2008 tarihli bilirkişi raporlarıyla yıkanmış veya yıkanmamış ürünlerde ayıpların varlığı saptanmıştır.
Bir tanımlama yapmak gerekirse ayıp, sözleşmede üzerinde anlaşılan (yüklenicinin esere ilişkin olarak zikrettiği) niteliklerin veya dürüstlük kuralları gereğince bulunması gereken lüzumlu niteliklerin meydana getirilen eserde bulunmamasıdır. Başka bir ifadeyle, eserde sözleşme ve dürüstlük kurallarına göre olması gereken vasıfla fiilen mevcut olan arasındaki fark ayıptır. Açık ayıp, eserin iş sahibine teslimi anında kolaylıkla görülebilen ayıplardır. Buna karşılık gizli ayıp, eserin tesliminden sonra ve kullanımı sırasında kendini gösteren ayıp türüdür.
Bilirkişilerin bildirdiklerine göre, davalının yapımını üstlendiği sweat shirtlerdeki ayıplar açık ayıp niteliğinde olup, mevcut durumları itibariyle kabule icbar edilemeyecek vaziyettedir. Hiç kuşkusuz, Borçlar Kanununun 360.maddesindeki seçimlik hakkını ödediği bedelin iadesi doğrultusunda kullanan iş sahibinin de ayıp ihbarında bulunması gerekir. BK m.359/1 gereğince, imal olunan şeyin tesliminden sonra iş sahibinin, işlerin mutad cereyanına göre imkan bulur bulmaz eseri muayene ve varsa ayıplarını yükleniciye bildirmesi zorunludur. Yasanın iş sahibine yüklediği bu külfet yerine getirilmedikçe de iş sahibi ayıba karşı tekeffül hükümlerinden yararlanamaz.
Somut uyuşmazlıkta; davalı, 3.306 adet ... davacıya teslim ettikten sonra bedelinin tahsili için 19.07.2005 tarihli faturayı düzenlemiş, davacı ise ürünlerin tesliminden sonra 350 adetinin ayıplı olduğundan bahisle 12.09.2005 tarihinde reklamasyon faturası göndermiştir.
Açık ayıplı işlerde ayıp ihbar süresini düzenleyen Borçlar Kanununun 359/1.maddesinde “işlerin mutad cereyanına göre imkan bulunur bulunmaz” ayıp ihbarının yapılması gerektiği kural olarak öngörüldüğünden, ayıp ihbarının süresinde olup olmadığının belirlenmesi için bilirkişi oy ve görüşüne başvurmak gerekmektedir.
Mahkemece yapılması gereken iş, imalatın tamamının 3.306 sweat shirtü kapsadığı gözetilerek davacının gönderdiği 12.09.2005 tarihli reklamasyon faturasının “işlerin mutad cereyanına göre imkan bulunur bulunmaz” düzenlenip düzenlenmediği, dolayısıyla ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığı hususunda aynı iş kolunda çalışan uzman bir bilirkişiye inceleme yaptırmak, ayıp ihbarı süresinde yapılmışsa çekişmenin esası hakkında bir hüküm kurmak olmalıdır.
Değinilen yön ve taraflar arasındaki ilişkinin eser sözleşmesi ilişkisi olduğu hususu bir yana bırakılarak, ticari satımlarda uygulanacak ayıp ihbar hükümlerinden söz edilmek suretiyle davanın yazılı şekilde reddi doğru olmadığından karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde iadesine, 27.01.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.