Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/5887
Karar No: 2022/4645
Karar Tarihi: 17.05.2022

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/5887 Esas 2022/4645 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2021/5887 E.  ,  2022/4645 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Kadastro Tespitine İtiraz

    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, hükmün Yargıtayca duruşma yapılması suretiyle incelenmesi davacı ...'in bir kısım mirasçılarından ... ve arkadaşları vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 17.05.2022 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmiştir. Duruşma günü temyiz eden davacı ... ve müşterekleri adına vekili Av. ..., ... ve ... adına vekili Av. ... ile karşı taraftan davalı ... adına vekili Av. ... ... ...' nun katılımlarıyla duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Kadastro sırasında, İncesu ilçesi Saraycık Köyü çalışma alanında bulunan Uzunpınar Mevkii 672 parsel sayılı 496750 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 20 dönüm fazlası olarak Hazine adına tespit edildikten sonra, 24.11.1964 tarihli tapulama tutanağı eki ile tapu kaydı uygulanarak eşit paylarla ... ve ölü ... mirasçıları adlarına tashih ile tespit edilmiştir.
    Tespite karşı Hazine, Belediye Başkanlığı ve şahısların itirazı üzerine 30.03.1965 tarihli komisyon kararı ile yetkisizlik kararı verilerek dosya Tapulama Mahkemesine gönderilmiş, İncesu Tapulama Mahkemesinin 1965/800 Esas ve 1970/558 Karar sayılı ilamıyla, Tapulama Komisyonunca itirazların esası hakkında bir karar verilmek üzere dosyanın Kadastro Müdürlüğüne iadesine karar verilmiş ve bunun üzerine Kadastro Komisyonunun 13.02.1971 tarihli kararıyla, taşınmazın tespitine yönelik tüm itirazların reddine karar verilmiştir.
    İtirazları Kadastro Komisyonunca reddedilen davacı ..., taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu, tespit malikleri adına senetsizden tescil edilen taşınmazların yüzölçümlerinin 100 dönümü geçtiğini; davacı ..., İl İdare Kurulu Kararı ile ... Kürklü Köyü ile belirlenen belediye sınırı kapsamında kaldığını ve bu yerin İncesu halkının merası olduğunu ileri sürerek; davacı ... ve arkadaşları, irsen intikal, tapu kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak ... ... mirasçıları adına tescili gerektiğini ileri sürerek; davacılar ... ve ... ... tapu kaydına; davacı ... ise, irsen intikal, tapu kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak ayrı ayrı dava açmışlar; yargılama sırasında müdahil Saraycık Köyü Tüzel Kişiliği, taşınmazın köyün kadim merası olduğu iddiasıyla; müdahiller ... ve ..., yaklaşık 200 dönüm civarındaki bölümü açık artırma ile satın aldıkları ve tapu kaydının bulunduğu iddiasıyla; müdahiller ... ve ... ise, taşınmazın 20 dönümlük bölümünün tapuda kayıtlı olduğunu belirterek, bu bölümde miras bırakanlar adına kayıtlı bulunan 12/96 payın adlarına müştereken tescili gerektiği iddiasına dayanarak davaya katılmışlardır.
    Mahkemece, dava dosyalarının birleştirilmesi yapılan yargılama sonunda; davacı ... ...'nun, davacı ... Başkanlığının ve davacı Hazinenin davasının reddine, davacı ... ... mirasçıları, müdahil davacı ... ve ..., ... ve ...'un davalarının kısmen kabulü ile çekişme konusu 672 sayılı parselden ifrazen oluşan 812 sayılı parselin miktarının 471.313 metrekare olarak düzeltilmesine, teknik bilirkişi rapor ve krokisinde (B) harfi ile gösterilen 5514 metrekare, (D) harfi ile gösterilen 100000 metrekare olmak üzere toplam 105514 mekrekarelik bölümünün ... ... mirasçıları adlarına, (E) harfi ile gösterilen 100000 metrekarelik bölümünün ... mirasçıları adlarına, (C) harfi ile gösterilen 25730 metrekarelik bölümünün 2/3 payının veraset ilamındaki payları oranında ... mirasçıları adlarına, 1/3 payının müdahil ... adına, (A) harfi ile gösterilen 20000 metrekarelik bölümünün 1/16 payının müdahil davacı ... adına, 1/16 payının müdahil davacı ... adına, kalan 14/16 payın tespit gibi teciline, taşınmazın geriye kalan ve krokisinde (F) harfi ile gösterilen 220.069 metrekarelik bölümünün ise tespit gibi tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili, ... vekili, Saraycık Köyü Tüzel Kişiliği vekili, müdahil ... mirasçısı M.... Mestav tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 21.06.2010 tarihli ve 2009/4254 Esas, 2020/4362 Karar sayılı ilamıyla bozulmuştur.
    Yargıtay bozma ilamında;
    1. Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve davacı ...'ın dayandığı T.Evvel 332 tarih ve 3 sıra numaralı tapudan gelen 03.05.1965 tarihli ve 2 sıra numaralı 25730 metrekare yüzölçümlü tapu kaydının değişebilir sınırlı olup miktarı ile geçerli bulunmasına, kayıt miktarının dava dışı 764 sayılı parsele revizyon görüp, komşu 759 ve 860 sayılı parsellere ilişkin İncesu Kadastro Mahkemesinin 2004/5 Esas ve 2004/22 Karar sayılı ve Yargıtay'dan geçerek kesinleşen ilam ile de tapuya dayalı haklarının bulunmadığının belirlenmiş olmasına, ayrıca taşınmazda zilyetliklerinin de bulunmadığının anlaşılmasına göre davacı ... mirasçısı M.... Mestav'ın temyiz itirazlarının yerinde olmadığı;
    2. Çekişmeli taşınmazın (A) bölümüne yönelik Hazine, Belediye Başkanlığı ve Köy Tüzel Kişiliğinin temyiz yönüyle; Mahkemece taşınmazın teknik bilirkişi rapor ve krokisinde (A) harfi ile gösterilen 20000 metrekarelik bölümünün müdahil davacı ... ve ...'un dayandığı tapu kaydının miktar itibariyle kapsamında kaldığı ve tapu kaydının 12/96 payının müdahil davacılara intikal ettiği kabul edilmek suretiyle 12/96 payın müdahil davacılar adlarına, kalan 84/96 payın tespit gibi tesciline karar verilmiş ise de yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm için yeterli bulunmadığı; müdahil davacılar ... ve ...'un dayandıkları T.Evvel 332 D. ve 2 sıra numaralı sicilden gelen 28.11.1973 tarihli ve 7 sıra numaralı tapu kaydı ile 12/96 payı Şerife Kavuk payı da miras yolu ile intikal sonucunda ... ve ... adına 20000 metrekare olarak kayıtlı olduğu, ancak tapu kaydının kadastro tespiti sırasında revizyon görüp görmediğinin araştırılmadığı, tapu kaydının zemine gereği gibi uygulanmadığı, kesin olarak taşınmazın (A) bölümünü kapsayıp kapsamadığının belirlenmediği, kalan payın tespit gibi tesciline karar verilmiş ise de tespitte uyduğu kabul edilen Nisan 337 tarihli ve 4 sıra numaralı sicilden gelen 1341 tarih 6 ve Nisan 1935 tarih ve 20 sıra numaralı pay tapuları kök tapuda yüzölçümü 300 dönüm olduğu halde tedavülü olan tapu kayıtlarında 275700 meterkare olarak kayıtlı bulunduğu, tapu kaydının değişebilir olduğu ve miktarı ile geçerli bulunduğu, tapunun 639, 636, 235, 241 ve 242 sayılı parsellerde toplam 108265 metrekare yüzölçümü ile taşınmaza revizyon gördüğü, DDY ve karayoları adına yapılan kamulaştırma sonucu terkin olunan 79913 metrekarelik bölüm de dikkate alındığında tapu kaydının 188178 metrekare olarak revizyon görmüş olduğu, tapu miktarına göre 87522 metrekare eksikliğin bulunduğu, bu miktarın da İncesu Kadastro Mahkemesinin 2004/5 Esas, 2004/22 Karar sayılı 30.03.2004 tarihli ilamı ile komşu 674 sayılı parselin teknik bilirkişi krokisinde (A) harfi ile gösterilen 87522 metrekarelik bölümünden tapu maliklerine verildiği ve hükmün Dairece onanarak kesinleştiği, bu nedenle de taşınmazın tespit maliklerinden ... Kartın (...)'ın tek mirasçısı A.Lütfi ...'nun verdiği imzalı dilekçe ile bu dosyadaki taleplerinden vazgeçtiğinin anlaşıldığı, böylece tespitte uygulanan Eylül 1341 tarih ve 6; Nisan 1935 tarih ve 20 sıra numaralı tapu kaydı miktarının başka parsellerden kadastro tespiti ile ve hükmen verildiği gibi tespit maliklerinin taşınmazda zilyetliklerinin de bulunmadığı anlaşıldığından korunmaya değer haklarının kalmadığının kabul edilmesi gerektiği, taşınmazın etrafında bulunan komşu 674, 759 ve 860 sayılı parsellerin bazı bölümlerinin Kadastro Mahkemesinin 2004/5 Esas ve 2004/22 sayılı ilamı ile hükmen mera niteliği ile orta malı olarak sınırlandırılıp kesinleştiği, mera bölümlerinin hükme esas teknik bilirkişi haritasında da gösterildiği anlaşıldığına göre eldeki davanın konusu olan taşınmazın niteliğinin ne olduğu tam olarak araştırılmadığı belirtilerek, müdahil davacıların dayandıkları 28.11.1973 tarihli ve 7 sıra numaralı tapu kaydının kadastro tespiti sırasında revizyon görüp görmediğinin sorularak varsa revizyon gördüğü parselin tespit tutanağının onaylı örneği de getirtilmek suretiyle taşınmaz başında keşif yapılması, müdahil davacıların dayandıkları tapu kaydının sınırları yerel bilirkişilere zeminde tek tek göstertilerek teknik bilirkişiye krokisinde işaretlettirilmesi, bilinmeyen sınırların tespiti için davacılara tanık dinletme imkanı tanınması, müdahil davacıların tapusunun kapsamı duraksamaya yer olmayacak şekilde kesin olarak belirlenmesi, uygulamada revizyon gördüğü parsel varsa göz önüne alınması, müdahil davacı ... ve ...'un tapusunun taşınmazın (A) bölümüne uymaması halinde tespit maliklerinin korunmaya değer haklarının kalmaması nedeniyle yerel bilirkişi ve tanıklardan taşınmazın ne şekilde kullanıldığı, kamu orta malı niteliğinde mera olup olmadığı, komşu mera parsellerinden açılıp açılmadığı veya devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olup olmadığı hususları etraflıca sorularak bilgi alınması, fen bilirkişiden keşif ve kayıt uygulamasını gösterir ziraat bilirkişi kurulundan taşınmazın toprak yapısı ve niteliği, mera vasfında olup olmadığı, komşu 674 ve 759 ve 860 sayılı parsellerin mera bölümleri ile arada ayırıcı unsurun bulunup bulunmadığı ve toprak yapılarının farklı olup olmadığı yönünde bilimsel verilere dayalı rapor alınması, taşınmazın mera mı yoksa devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden mi olduğu kesin olarak belirlenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği;
    3. Çekişmeli taşınmazın (B) harfi ile gösterilen 5514 metrekarelik bölümünün Kasım 1945 tarih ve 4 sıra numaralı tapu kaydının miktar olarak kapsamında kaldığı anlaşılmakla ... ... mirasçıları olan tapu malikleri adlarına tescilinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre teknik bilirkişi rapor ve krokisinde (B) harfi ile gösterilen bölüme yönelik Hazine, Belediye Başkanlığı ve Köy Tüzel Kişiliğinin temyiz itirazlarının yerinde olmadığı;
    4. Çekişmeli taşınmazın (C), (D) ve (E) harfleri ile gösterilen bölümlere yönelik Hazine, Belediye Başkanlığı ve Köy Tüzel Kişiliğinin temyiz itirazları yönüyle; Mahkemece taşınmazın krokisinde (C) harfi ile gösterilen 25730 metrekarelik bölümünün davacı ... mirasçıları ve müdahil davacı ...'ın dayandığı 03.05.1965 tarihli ve 2 sıra numaralı tapu kaydının miktar olarak kapsamında kaldığı, (D) bölümü hakkında ... ... mirasçıları ve (E) bölümü yönünden ise ... mirasçıları yararına 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesinde öngörülen zilyetlikle mülk edinme şartlarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de Mahkemenin kabulünün dosya kapsamına uygun olmadığı gibi yapılan araştırma, inceleme ve uygulamanın da hüküm için yeterli bulunmadığı, ... ve ...'ın dayandıkları tapu kaydı değişebilir sınırlı olup miktarı ile geçerli bulunduğu, tapu kaydının miktarı ile dava dışı 764 sayılı parsele uygulandığı ve kesinleşen İncesu Kadastro Mahkemesinin 30.03.2004 tarihli ve 2004/5 Esas, 20004/22 Karar sayılı komşu 759 ve 860 sayılı parsellere ilişkin ilamı ile de tapu maliklerinin tapu kaydı miktarını aldıkları ve tapuya dayalı haklarının kalmadığı belirlendiği gibi bu şahısların (C) bölümünde zilyetliklerinin de bulunmadığı, tespit maliklerinin de yukarıda açıklanan nedenlerle tespitte uygulanan Eylül 1341 tarih 6 ve Nisan 1935 tarih ve 20 sıra numaralı tapu kayıtlarının değişebilir sınırlı olması ve tapu miktarını başka parsellerden almaları ve taşınmazda zilyetliklerinin olmaması nedeniyle korunmaya değer haklarının olmadığı belirtilerek; hal böyle olunca, mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, komşu köylerde ikamet edip davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişi ve aynı yöntemle seçilecek taraf tanıkları katılımı ile yeniden keşif yapılarak, yerel bilirkişi ve tanıklardan taşınmazın bu bölümlerin ne şekilde kullanıldığı, kamu orta malı niteliğinde mera olup olmadığı, komşu 674, 759 ve 860 sayılı parsellerin mera bölümlerinden açılıp açılmadığı, (D) ve (E) bölümleri mera değilse kim tarafından ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı hususlarında maddi olaylara dayalı bilgi alınması, tespite aykırı sonuca varıldığı takdirde tespit bilirkişilerinin tanık sıfatıyla dinlenilerek aykırılığın giderilmesine çalışılması, 3 kişilik ziraat bilirkişi kurulundan taşınmazın söz konusu bölümlerinin toprak yapısı, niteliği, mera olup olmadığı, komşu 674, 759 ve 860 sayılı parsellerin mera bölümleri ile arada ayırıcı unsur bulunup bulunmadığı, devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olup olmadığı, zilyetlikle kazanılıp kazanılamayacağı hususlarında rapor alınması, bu bölümlerin mera mı yoksa devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden mi olduğunun araştırılması, (D) ve (E) bölümlerinin mera niteliğinde olmadığı ve zilyetlikle iktisap edilebilecek yerlerden olduğu sonucuna varıldığı takdirde ise 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14.maddesinde öngürülen zilyetlikle iktisap koşullarının oluşup oluşmadığının araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği,
    5. Çekişmeli taşınmazın (F) bölümüne yönelik Hazine, Belediye Başkanlığı ve Köy Tüzel Kişiliğinin temyiz itirazları yönüyle; kadastro tespitin Nisan 337 tarih ve 4 sıra numaralı sicilden gelen Eylül 1341 tarih 6 ve Nisan 1935 tarih ve 20 sıra numaralı pay tapu kayıtlarına dayanılarak ... ve ... mirasçıları adlarına yapılmış ise de yukarıda açıklandığı üzere tapu kaydının değişebilir sınırlı olup miktarı ile geçerli olduğu, tapu miktarı olan dava dışı revizyon gördüğü parsellerden ve hükmen 674 sayılı komşu parselin (A) harfi ile gösterilen 87522 metrekarelik bölümden verilmek suretiyle tapu miktarının alındığı, bu hususun Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşen İncesu Kadastro Mahkemesinin 30.03.2004 tarihli ve 2004/5 Esas, 2004/22 Karar sayılı dava dosyası ile de sabit olduğu anlaşıldına göre tapu kaydına değer verilmesi doğru bulunmadığı gibi taşınmaz üzerinde tespit maliklerinin zilyetliğinin de bulunmadığı belirtilerek; bu bölümün niteliğinin tespiti için mahallinde keşif yapılması, yerel bilirkişi ve tanıklardan taşınmazın bu kısmının kamu orta malı niteliğinde mera olup olmadığı ve ne şekilde kullanıldığı hususlarının etraflıca sorulması, ziraatçı bilirkişi kurulundan taşınmazın toprak yapısı, niteliği, komşu parsellerin toprak yapısına göre arz ettiği özellikler, komşu mera parselleri ile arasında doğal ya da yapay nitelikte ayırıcı unsur bulunup bulunmadığı, meraların devamı niteliğinde olup olmadığı hususlarında bilimsel verilere dayalı rapor alınması, taşınmazın bu bölümünün niteliği kesin olarak tespit edildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanlış değerlendirme ve eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde karar verilmesinin isabetsiz olduğu gibi; kabule göre de kadastro hakiminin tespit tarihinde mevcut duruma göre karar vermesi ve sicil oluşturması zorunlu bulunduğu halde çekişme konusu 672 sayılı parsel ve bu parselin tespitteki yüzölçümü olan 496.750 metrekare üzerinden hüküm kurulmayarak taşınmazın tespitten sonra direk yeri olarak ve irtifak ... tesisi ile ifraz edildiği kabul edilmek suretiyle bu parselden ifrazen oluşan 812 sayılı parsel hakkında hüküm kurulmasının ve Saraycık Köyü Tüzel Kişiliği vekili vasıtası ile 21.4.2004 tarihinde taşınmazın kadim köy merası olduğu iddiası ile davaya müdahale dilekçesi vererek harç ödediği ve müdahil davacı olduğu halde karar başlığında davalı olarak gösterilmiş olmasının isabetsiz olduğu yönünde açıklamalarda bulunulmuştur.
    Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; müdahil davacı ... Köyü Tüzel Kişiliğinin, İncesu Belediyesi Başkanlığının, ... Büyükşehir Belediye Başkanlığının ve Hazinenin davasının kabulüne, davacı ... mirasçısı ...'ın açmış olduğu davasının reddine karar verilip temyiz itirazlarının reddine karar verildiğinden bu hususta yeniden karar verilmesine yer olmadığına, müdahil davacılar ... ve ...'un A harfi ile gösterilen bölüm yönünden davalarının reddine, davacılar ... ... mirasçılarının dava konusu taşınmazın B harfi ile gösterilen 5514 m2'lik kısmına yönelik tescil hükmü yönünden temyiz itirazlarının reddine karar verildiğinden bu hususta yeniden karar verilmesine yer olmadığına, müdahil davacılar ... mirasçıları ve ...'ın C harfi ile gösterilen bölüm yönünden, davacılar ... ... mirasçılarının D harfi ile gösterilen bölüm yönünden, davacılar ... mirasçılarının E harfi ile gösterilen bölüm yönünden davalarının ayrı ayrı reddine, dava konusu 672 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile bu taşınmaz içerisinde kadastro teknikeri ... Kılıç'ın 05.11.2018 tarihli bilirkişi raporu ve keşif krokisinde B harfi ile gösterilen 5514 m2 yüzölçümündeki kısmın ifrazen tarla niteliğiyle İncesu Sulh Hukuk Mahkemesinin 06/09/2004 tarihli 2004/228 Esas-193 Karar sayılı veraset ilamına göre davacılar ... ... mirasçıları adlarına tapuya tesciline, aynı bilirkişi raporunda bakiye kalan kısım olan A, C, D, E, F harfleri ile gösterilen 471236,00 m2 yüzölçümündeki kısmın (bilahare mahkemece 24.05.2019 tarihli karar ile maddi hata düzeltilmek suretiyle 491.236,00 m2 olarak) aynı ada parsel numarası verilmek suretiyle mera olarak sınırlandırılmasına, özel siciline kaydına, veraset ilamının ve kadastro teknikeri ... Kılıç'ın 05.11.2018 tarihli bilirkişi raporu ve keşif krokisinin kararın eki sayılmasına karar verilmiş; hüküm, davacı ...’in bir kısım mirasçılarından ... ve arkadaşları vekili, ... mirasçılarından ... ve ... vekili, davacı ... (... ... mirasçısı) vekili, davalılardan ... ... ... (Kartın) ve ... vekili, davalı ... mirasçılarından ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Mahkemece çekişmeli taşınmazın (B) ile gösterilen bölümünün bozma ilamı doğrultusunda davacı ... ... Mirasçıları adına tapuya tesciline, geriye kalan bölümün öncesinin mera olduğu, meradan açmak suretiyle sürdürülen zilyetliğe değer verilemeyeceği gerekçesiyle mera olarak sınırlandırılmasına karar verilmiş ise de, taraf teşkili tam ve doğru bir şekilde sağlanmadan işin esası hakkında karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    Şöyle ki; çekişmeli taşınmazın 1964 tarihinde 1/2'şer paylı olarak ... ve ölü ... mirasçıları adına tespit edildiği, tespit maliki ...’nun yargılama sırasında 1883 yılında ölümüyle mirasçılarının dava dahil edildiği, 2004 yılında verilen ilk kararda da mirasçılarının davalı sıfatıyla yer aldıkları anlaşılmaktadır. Ancak; diğer tespit maliki ...’ün tespitten önce 1962 yılında öldüğü ve bu nedenle tespitin de “ölü ... mirasçıları” olarak yapıldığı, dosya arasında ilk karar tarihinden önce alınmış ve dosyaya sunulmuş birden fazla mirasçılık belgesinin bulunduğu, bu belgelerin incelenmesinde; Simiten’in 1962 tarihinde dul ve çocuksuz ölümüyle ..., ... ve ... isimli kardeşlerinin mirasçı olarak kaldığı, adı geçen mirasçıların da ölmeleriyle kendi mirasçılarının bulunduğu, diğer tespit maliki ...’ın (...) da Simiten’in kız kardeşi ...’nın eşi olduğu görülmektedir. Ancak ilk karar da; yalnızca ...’nın (aynı zamanda diğer tespit maliki ...’ın) mirasçıları davalı sıfatıyla yer almış, ...’ün diğer mirasçıları taraf olarak gösterilmemiş, ilk kararın temyizi üzerine Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 14.07.2005 tarihli geri çevirme kararıyla bu duruma işaret edilerek ...’ün diğer mirasçılarına da karar tebliğinin yapılması istenmiştir.
    Mahkemece geri çevirme kararının gereği yerine getirilmesinden sonra yapılan temyiz incelemesi sonucunda yukarıda yazıldığı şekilde hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
    Mahkemece bozma üzerine oluşturulan tensip zaptının, tespit maliki ...’ün yalnızca kardeşi ...’ın mirasçıları taraf gösterilerek oluşturulduğu, yargılama sırasında diğer mirasçıların davaya dahil edilmediği ve nihayetinde temyize konu 13.12.2018 tarihli kararın da tespit maliki ...’ün yalnızca kardeşi ...’ın mirasçıları taraf gösterilerek verildiği anlaşılmaktadır. Bu haliyle davada taraf teşkilinin tamamlandığından söz edilemez. Oysaki, taraf teşkilinin sağlanması, yargılamanın her aşamasında Mahkemece resen gözetilmesi gereken dava şartı olup bu koşul yerine getirilmeden işin esası hakkında karar verilmesi hukuken mümkün bulunmamaktadır.
    Hal böyle olunca; Mahkemece, tespit maliki ...’ün tüm mirasçıları davaya dahil edilerek yöntemince taraf teşkili sağlandıktan sonra yargılamanın yapılması ve işin esası hakkında karar verilmesi gerekirken, bu husus gözden kaçırılarak yöntemince taraf teşkili sağlanmadan işin esası hakkında karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre işin esası hakkındaki sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 3.815,00 TL avukatlık ücretinin davalı ...'den alınarak Yargıtay duruşmasında avukat marifetiyle temsil olunan davacı ... ve müşterekleri, ... ve ...'ya verilmesine,
    peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 17.05.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi