![Abaküs Yazılım](/3.png)
Esas No: 2021/17527
Karar No: 2022/4659
Karar Tarihi: 17.05.2022
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/17527 Esas 2022/4659 Karar Sayılı İlamı
8. Hukuk Dairesi 2021/17527 E. , 2022/4659 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Vakıf yöneticilerinin Görevden Alınması
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... 21. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda verilen ... 21. Asliye Hukuk Mahkemesi hükmüne karşı, davacı vekili, davalılar ... ... ve ... ... vekili, davalı ... vekili ile asli müdahillerden ... ve Saniye ... vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi (4.) Hukuk Dairesince, davacı vekilinin istinaf başvurusu dışındaki istinaf istemlerinin esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulü ile dava tarihindeki ... Yönetim kurulu üyeleri olan ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ...'ın Vakıflar Kanun'u 10. Madde gereğince görevden alınmalarına ve adı geçenlerin 5 yıl süreyle vakıf yöneticisi olarak görev almamalarına, denetim organlarında görev almamalarına, başka bir vakfın yöneticisi ve denetiminde yer almamalarına karar verilmiş olup, bu kez Bölge Adliye Mahkemesi kararının Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davalılar ... ... vekili, davalı ... ile müdahillerden ... ve Saniye ... vekilleri, duruşmasız olarak incelenmesi ise davalı ... vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 17.05.2022 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmiştir. Duruşma günü temyiz eden davalılardan ... ile vekili Avukat ..., davalı ... vekili Avukat ..., müdahil ... vekili Avukat ... ile karşı taraftan ... vekili Avukat ..., kayyım ... ve Vakıf vekili Avukat ...' nun katılımlarıyla duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... vekili dava dilekçesiyle, Bizim Lösemili Çocuklar Vakfının 2013-2014 dönemi denetimi sonucunda davalı yöneticilerin Vakfı zarara uğrattıklarının tespit edildiğini ileri sürülerek Vakıf yöneticilerinin görevden alınmaları istemiyle dava açmış; yargılama sırasında müdahil ..., ... ve ... davacı yanında; müdahil ... vd. ise davalı yanında davaya katılmışlardır.
Davalılar -benzer nitelikteki- cevap dilekçelerinde, dava dilekçesinde ileri sürülen iddiaları kabul etmeyerek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulü ile, davalılar ..., ..., ..., ..., ..., ... ... ve ...'ın Vakıflar Kanunu'nun 10. maddesi gereğince görevden alınmalarına, davalı ... hakkındaki davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmiş, hükme karşı davacı vekili, davalılar ... ... ve ... ... vekili, davalı ... vekili ile asli müdahillerden ... ve Saniye ... vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından davacı vekilinin istinaf başvurusu dışındaki istinaf istemlerinin esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulü ile dava tarihindeki Bizim Lösemili Çocuklar Vakıf Yönetim kurulu üyeleri olan ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ...'ın Vakıflar Kanunu!nun 10. maddesi gereğince görevden alınmalarına ve adı geçenlerin 5 yıl süreyle vakıf yöneticisi olarak görev almamalarına, denetim organlarında görev almamalarına, başka bir vakfın yöneticisi ve denetiminde yer almamalarına karar verilmiş ve iş bu karar, davalılar ... vekili, ... ... vekili, Ayfer vekili ile müdahillerden ... ve Saniye ... vekillerince Bölge Adliye Mahkemesi kararı temyiz edilmiştir.
Dava, Vakfın zarara uğratıldığı iddiasına dayalı olarak Vakıf yöneticilerinin görevden alınmaları istemine ilişkindir.
1. Müdahil olarak katılan ... ve diğerleri vekilinin temyizi yönünden; Bir davada hüküm, ancak davada taraf olan hakkında verilebileceğinden, bu hükme yönelik temyiz yoluna başvurma yetkisi de sadece davanın taraflarına aittir. Davaya katılma talebi olması halinde; asli müdahil ve fer'i müdahil olma durumuna göre hükmü temyiz etme yönü ile farklı düzenlemelere tabidir.
Bilindiği üzere, hukukumuzda davaya müdahale (katılma) iki türlü olup; bunlar fer‘i müdahale ve asli müdahale olarak adlandırılmaktadır. Asli müdahale 6100 sayılı HMK'nin 65. maddesinde düzenlenmiş olup, buna göre yargılamanın konusu üzerinde hak iddia eden 3. kişinin, yargılamanın taraflarına karşı aynı mahkemede dava açabileceği belirtilmiştir. Aynı Kanun'un 66. maddesinde ise feri müdahale düzenlenmiş olup buna göre; fer’i müdahalede bulunan, hukuki yararı olduğu gerekçesiyle görülmekte olan davaya ancak, taraflardan birinin yanında ve onun yardımcısı olarak katılır. Bu nedenle, fer’i müdahale; bir davanın yanında bulunmak istediği taraf aleyhine sonuçlanmasının, hukuksal durumu dolaylı şekilde etkileyecek olan üçüncü kişinin başvuracağı bir yol olup, genellikle amaç, açılmış davanın yanında katıldığı taraf yararına sonuçlanmasını sağlamaktır. Müdahale talebinin kabulü halinde ise fer’i müdahil, lehine katıldığı tarafla birlikte hareket ederek davayı ancak bulunduğu noktadan itibaren takip eder. Hüküm, lehine müdahale edilen taraf hakkında verilir. Müdahil hakkında karar verilemez. Müdahil hükmü ancak, lehine katıldığı tarafla birlikte temyiz edebilir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 12.09.2012 tarihli ve 2012/1-330 Esas, 2012/558 Karar sayılı ilamı)
Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda somut olay değerledirildiğinde; ... ve diğerleri vekilinin müdahale talebinin davalıların görevden alınmaları ve Vakfa kayyım atanmasına dair davacı ... yanında fer'i müdahale talebi niteliğinde olduğu, Mahkemenin adı geçenleri asli müdahil olarak nitelemesinin sonucu değiştirmeyeceği anlaşılmakta; davacı ... vekili tarafından hüküm temyiz edilmediğinden, lehine müdahale talebinde bulunandan ayrı olarak tek başına temyiz ... bulunmadığından fer'i müdahiller vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
2. Davalılar ... vekili, ... ... Topçuoğlu vekili ile ... vekilinin temyizi yönünden;
a. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre davalılar ... vekili ile ... vekilinin tüm davalı ... vekilinin ise aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
b. 5737 sayılı Vakıflar Kanunu'nun 3. maddesinde; "Yeni vakıf: Mülga 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi ile 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu hükümlerine göre kurulan vakıfları, Vakıf yönetimi: Mülhak, cemaat ve esnaf vakıfları ile yeni vakıflarda; vakfiye, 1936 Beyannamesi, vakıf senedi, 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu ve bu Kanuna göre vakfı yönetmeye ve temsile yetkili organı, Vakıf yöneticisi: Mülhak, cemaat ve esnaf vakıfları ile yeni vakıflarda; vakfiye, 1936 Beyannamesi, vakıf senedi, 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu ve bu Kanuna göre vakfı yönetmeye ve temsile yetkili kişi veya yetkili organlarda görev alan kişileri, ... ifade eder." 10 maddesinde ise; "Vakıf yöneticileri; vakfın amacına ve yürürlükteki mevzuata uymak zorundadır. Birinci fıkrada belirtilen zorunluluğa uymayanlar ile; a) Vakfın amacı doğrultusunda faaliyette bulunmayan, b) Vakfın mallarını ve gelirlerini amaçlarına uygun olarak kullanmayan, c) Ağır ihmal ve kasıtlı fiilleriyle vakfı zarara uğratan, d) Denetim Makamınca tespit edilen noksanlık ve yanlışlıkları verilen süre içerisinde tamamlamayan, düzeltmeyen veya aykırı işlemlere devam eden, e) Medeni hakları kullanma ehliyetini kaybeden veya görevini sürekli olarak yapmasına engel teşkil edecek hastalığa veya maluliyete yakalanan vakıf yöneticileri, Meclisin vereceği karara dayalı olarak Denetim Makamının başvurusu üzerine vakfın yerleşim yeri Asliye Hukuk Mahkemesince görevlerinden alınabilir." hükümlerine yer verilmiştir.
Dava şartları, Mahkemece davanın esası hakkında yargılama yapılabilmesi için gerekli olan koşullardır. Diğer bir anlatımla; dava şartları dava açılabilmesi için değil, Mahkemenin davanın esasına girebilmesi için aranan “kamu düzeni” ile ilgili zorunlu koşullardır.
Mahkeme, hem davanın açıldığı günde hem de yargılamanın her aşamasında dava şartlarının tamam olup olmadığını kendiliğinden araştırıp incelemek durumunda olup, bu konuda tarafların istem ve beyanları ile bağlı değildir.
Davanın esası hakkında inceleme yapılabilmesi için varlığı gerekli hallere, olumlu dava şartları (mesela, görev, hukuki yarar gibi); yokluğu gerekli hallere ise olumsuz dava şartları denilmektedir (mesela, kesin hüküm gibi). Olumsuz dava şartlarından birisi mevcutsa veya olumlu dava şartlarından biri mevcut değilse davanın esası incelenemez. Bunun amacı, bir davanın esası hakkında incelemeye geçilebilmesi için gerekli bütün şartları ve bunların incelenmesi usulünü tespit etmek, böylece davaların daha çabuk, basit ve ekonomik bir şekilde sonuçlanmasına yardımcı olmaktır.
Dava şartlarından biri olmadan açılan dava da açılmış (var) sayılır, yani derdesttir. Dava şartının eksik olması halinde nasıl bir usul işlemi yapılacağı, 6100 sayılı HMK’nin 115. maddesinde belirlenmiştir. Bu bağlamda anılan maddenin ikinci fıkrasında "Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir." hükmüne yer verilmiştir.
6100 sayılı HMK'nin 114. Maddesinde ise hukuki yarar, dava şartı olarak kabul edilmiştir. Buna göre Mahkemenin, her dava açıldığında davacının dava açmakta hukuki yarar bulunup bulunmadığını kendiliğinden incelemesi gerekir.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden; davalı ...'ın dava açılmadan önce Vakıf yöneticiliği görevinden 15.06.2015 tarihinde istifa ettiği, incelemeye konu davanın davalının istifasından sonra 23.06.2016 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır. İlk Derece Mahkemesi tarafından; davalı ...'in istifa etmesi nedeniyle iş bu davalı yönünden davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesi ise diğer davalılarla birlikte davalı ...'in de görevden alınmasına ve 5737 sayılı Kanun'un 10. maddesinin 4. fıkrası uyarınca 5 yıl süre ile aynı ve başka bir vakfın yönetim ve denetim organında görev alamayacaklarına karar verilmiştir.
Eldeki davada, dava tarihinden önce istifa eden Vakfın yöneticilerinden davalı ...'ın görevinin istifa ile sona erdiği, yani dava tarihi itibari ile Vakıftaki görevi sona ermiş olduğundan bu hususta mahkemeden davalının görevden alınmasını istemekte davacı yanın hukuki yararının mevcut olmadığı, ancak görevden alınma için ileri sürülen sebeplerin varlığının sabit olması durumunda Vakıflar Kanunu'nun 10/4. maddesi kapsamında yöneticilerin aynı veya başka bir vakfın yönetim ve demetim organında görev alamayacakları yönünde hüküm kurmaya engel olmadığı anlaşılmaktadır.
Yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda somut olay değerlendirildiğinde; davalı ...'in de diğer davalılar ile birlikte yönetici oldukları döneme dair denetim raporu ve Mahkemece alınan denetime elverişli bilirkişi kurulu raporu ile görevden alma sebeplerinin sabit olduğu, dolayısıyla davalı ... hakkında görevden almanın kanuni sonucu olarak aynı veya başka bir vakfın yönetim ve demetim organında görev alamayacağı yönünde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ancak dava tarihinden önce vakıftaki yöneticilik görevinden istifa etmiş olması nedeni ile dava tarihi itibari ile vakıf yöneticisi olmayan davalının görevden alınması talebinin hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru değil ise de; bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapmayı gerektirmediğinden bozma nedeni yapılmamış ve Bölge Adliye Mahkemesinin kararının (B-1) nolu hüküm fıkrasının 6100 sayılı HMK'nin 370/2. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, fer'i müdahil ... ve ... vekilinin temyiz dilekçesinin REDDİNE; davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının yukarıda (2-b) numaralı bentte açıklanan nedenlerle kabulü ile ... Bölge Adliye Mahkemesi (4.) Hukuk Dairesinin 30.09.2019 tarihli ve 2020/1810 Esas, 2021/1864 Karar sayılı kararının (B-1) nolu hüküm fıkrasının hükümden çıkartılarak yerine, "Davanın KISMEN KABULÜ İLE, Dava tarihindeki Bizim Lösemili Çocuklar Vakıf Yönetim Kurulu üyeleri olan ..., ..., ..., ..., ..., ...'ın Vakıflar Kanunu 10. Madde gereğince görevden alınmalarına, davalı ...'ın görevden alınma isteminin hukuki yarar yokluğundan reddine" ibaresinin yazılmak suretiyle Bölge Adliye Mahkemesi hükmünün 6100 sayılı HMK'nin 370/2. maddesi gereğince düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, davalılar ... vekili ile ... vekilinin tüm, davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının yukarıda (2-a) numaralı bentte açıklanan nedenlerle REDDİNE; dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 3.815,00 TL avukatlık ücretinin davalı ... Müdürlüğünden alınarak Yargıtay duruşmasında avukat marifetiyle temsil olunan ...'a verilmesine, Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 3.815,00 TL avukatlık ücretinin davalı ... ve ...'den alınarak Yargıtay duruşmasında avukat marifetiyle temsil olunan davacı ... Müdürlüğüne verilmesine, peşin harcın istek halinde temyiz eden davalılar ile feri müdahillere ayrı ayrı iadesine, 17.05.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.