Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/124
Karar No: 2020/5246
Karar Tarihi: 22.09.2020

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2020/124 Esas 2020/5246 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, 12 yakın arkadaşıyla birlikte aldıkları 5200 m2 tarla nitelikli taşınmazın tapu kaydının tek bir kişinin adına yapılmasına yasal engel olduğu için davalının adına kaydedildiğini, sonrasında tarafların aralarında taşınmazı 12 kısma ayırdıklarını ve kendilerine düşen yerleri kura çekerek belirlediklerini ancak davalının diğer üyelere kiracı gibi davranarak taşınmazın tamamını sahiplenmeye başladığını iddia ederek, kendi payının tespitini ve tapuya tescil edilmesini talep etmiştir. Mahkeme zamanaşımı nedeniyle davayı reddetmiştir ancak Yargıtay bu kararı bozmuş ve taşınmazdaki pay ve paydaş adetini artırmayacak şekilde davanın reddedilmesi gerektiğini belirtmiştir. Kararda, 5403 Sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ve değiştirilmesiyle getirilen düzenlemeler anlatılmış ve asgari tarımsal arazi büyüklüğüne uyulmadan gerçekleştirilen tapu kaydı hukuka aykırı görülmüştür.
14. Hukuk Dairesi         2020/124 E.  ,  2020/5246 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 12.05.2014 gününde verilen dilekçe ile inançlı işleme dayalı tapu iptali ve tescil, ikinci kademede beyanlar hanesine şerh verilmesi talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 30.04.2019 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Dava, inanç sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, ikinci kademede beyanlar hanesine şerh verilmesi isteğine ilişkindir.
    Davacı vekili, ... Beldesi 1403 parselde kayıtlı 5200 m2 miktarlı taşınmazın karavan yapılmak üzere 12 yakın arkadaş tarafından 11.08.2000 tarihinde satın alındığını; ancak taşınmazın herkes adına tapu kaydının yapılmasına yasal engel olduğunun devir işlemi sırasında belirtilmesi üzerine, taşınmazın tamamının tapu kaydının davalı Alaedin Yeniocak adına yapıldığını, taşınmaz alındıktan sonra tarafların taşınmazı kendi aralarında 12 kısma ayırdıklarını, kura çekerek herkesin kendi yerinin tespit edildiğini, sitenin adının Karavan Kent konulduğunu, 7 nolu kısmın müvekkiline isabet ettiğini, masrafların tüm üyelerce ortak olarak karşılandığını, taşınmazın vergisinin de bugüne kadar 12 kişi tarafından birlikte ödendiğini; ancak müvekkilinin de aralarında bulunduğu ortaklarla davalı arasında zamanla sorun çıktığını, davalının Karavan Kent"te istediği gibi tasarrufta bulunmaya, taşınmazın tamamı kendisininmiş gibi sahiplenmeye ve diğer üyelere de kiracılarıymış gibi davranmaya başladığını, dava konusu arsada 1/12 hisse sahibi olduğunun tespitine ve tapuya tescil edilmesine, mümkün olmadığı takdirde müvekkilinin hakkının tapuya şerh edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı vekili, zamanaşımı nedeniyle ve taraflar arasında resmi bir sözleşme olmadığından davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair verilen kararın, davacı vekilince temyizi üzerine: Dairemizin, 16.04.2018 tarihli, 2015/12865 Esas, 2018/3071 Karar sayılı bozma ilamı ile; “…Mahkemece, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş ise de burada önemli olan zamanaşımı süresinin başlangıç tarihinin tespitidir. Gerçekten, Borçlar Kanununun 128. maddesi uyarınca zamanaşımı alacağın muaccel olduğu tarihte başlar. Bu süre, mahkemece kabul edildiğinin aksine sözleşmenin yapıldığı tarih değil, alacağın muaccel hale geldiği tarihtir. Şahsi hak sahibi davacı, karşı tarafın ferağ talebinin reddini bildirmediği, başka bir deyişle ferağ umudunu taşıdığı sürece zamanaşımı işlemeye başlamaz. Davacı ifa olanağına umudunu davanın açıldığı tarihte yitirmiş olacağından zamanaşımının geçirildiğinin kabulüne olanak yoktur. Bu durumda mahkemece davacının istemine yönelik çekişmenin esası hakkında tarafların göstermiş oldukları deliller toplanıp sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken, davanın zamanaşımı nedeniyle reddi doğru görülmemiştir,” gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
    Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmü,davalı temyiz etmiştir.
    5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununda toprağın korunması, geliştirilmesi, tarım arazilerinin sınıflandırılması, asgari tarımsal arazi ve yeter gelirli tarımsal arazi büyüklüklerinin belirlenmesi ve bölünmelerinin önlenmesi, tarımsal arazi ve yeter gelirli tarımsal arazilerin çevre öncelikli sürdürülebilir kalkınma ilkesine uygun olarak planlı kullanımını sağlayacak usul ve esasları belirlemek amacıyla yeniden bazı düzenlemeler yapılmış; asgari tarımsal arazi büyüklüğünün mutlak tarım arazileri, marjinal tarım arazileri ve özel ürün arazilerinde 2 hektar, dikili tarım arazilerinde 0,5 hektar, örtü altı tarımı yapılan arazilerde 0,3 hektardan küçük belirlenemeyeceği, ifraz edilemeyeceği, hisselendirilemeyeceği belirtilmiştir.
    5578 Sayılı Kanunla değiştirilen 5403 Sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununun 8. maddesi gereğince bölünemez büyüklükteki tarım arazilerinin mirasa konu olmaları ve üzerlerinde her ne sebeple gerçekleşmiş olursa olsun birlikte mülkiyetin mevcut olması durumunda bu arazilerin ifraz edilemeyeceği, payların 3. şahıslara satılamayacağı, devredilemeyeceği hükmü mevcutken, 5403 Sayılı Kanunun 8. maddesinde 30.04.2014 tarihli ve 6537 Sayılı Kanunun 4. maddesi ile yapılan değişiklikle "Tarım arazileri Bakanlıkça belirlenen büyüklüklerin altında ifraz edilemez, hisselendirilemez, Hazine taşınmazlarının satış işlemleri hariç olmak üzere pay ve paydaş adedi artırılamaz...." şeklinde düzenleme yapıldığından artık asgari tarımsal arazi büyüklüklerinin altındaki arazilerde de mevcut payın üçüncü şahıslara satışı ve devri mümkün hale gelmiştir.
    Somut olaya gelince; dava konusu taşınmazın, 5200 m2 yüzölçümlü ve tarla nitelikli olduğu, mahkemece, davacının talebinin kabulü ile taşınmazın 1/12 payının davacı adına tesciline karar verildiği, ne var ki yukarıda değinilen ilkeler doğrultusunda davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yasanın açık hükmüne aykırı olarak ve taşınmazdaki pay ve paydaş adetini artırır şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.09.2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.Başkan

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi