Abaküs Yazılım
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/447
Karar No: 2021/1508
Karar Tarihi: 25.11.2021

BAM Hukuk Mahkemeleri Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/447 Esas 2021/1508 Karar Sayılı İlamı

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

...
...
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : ... ...
ÜYE : ... ...
ÜYE : ... ...
KATİP : ... ...

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/10/2019
NUMARASI ....
DAVANIN KONUSU :... Kararının İptali ve Marka Tescili

Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 08/10/2019 tarih ve..... sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, "... + ŞEKİL" ibareli için marka başvurusunun ... Dairesi Başkanlığı tarafından tescili talep edilen 35. Sınıfta yer alan bir kısım hizmetler yönünden SMK'nın 5/1-b ve c maddeleri uyarınca reddedildiğini, bu karara karşı yaptıkları itirazlarının da ... tarafından reddine karar verildiğini, oysa tescilini talep etmiş oldukların markanın tanımlayıcı bir ibare olmadığını, markada öne çıkan unsurun ... ibaresi olmamakla birlikte ürünün en kısa zamanda müşteriye ulaşmasını amaçlayan sloganın tamamı olan “...” ibaresi olduğunu, dava konusu marka başvurularının, slogan marka niteliğine haiz olduğunu,... (Rahatlık İlkesi) kararında, "slogan markalarının diğer markalardan daha katı inceleme kriterlerine tabi tutulmaması gerektiğini ifade etmekle birlikte, sloganların ilgili tüketiciler tarafından, tek bir işletmenin ürünlerini ayırt eden işaretler olarak algılanmasının daha zor olduğunu" ifade edildiğini, davaya konu "..." ibareli markanın "... ...", "...." ibareli markalarının serisi olduğunu, müvekkili şirketin davaya konu "..." markasına çok benzer "...." ibareli markaları doğrudan yayınlanarak tescil edilmiş iken davaya konu başvurularının red edilmesinin hukuka aykırı bulunduğunu, davaya konu markalarının ayırt edici olduğunu, markanın bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiğini, markaya kimliğini kazandıran inek resmi, kelimelere giydirilmiş farklı yazı tipleri ve markanın bütününe estetik bir görünüş kazandıran biri kalın diğeri ince çift şeritli halkaların tüketici nezdinde ayırt edicilik katan bir algı oluşturacağını, ayrıca dava konusu ibarenin kullanım sonucu ayırt edici hale geldiğini ileri sürerek davaya konu .... kararının iptalini ve müvekkili şirketin.... karar uyarınca kısmen reddedilen başvurusunun reddedilen sınıflar açısından kabul edilerek ... nezdinde marka olarak tescilini talep etmiştir.
Davalı ... vekili; dava konusu başvurunun "..." ibaresini ve bir inek şeklini ihtiva ettiğini, "..." ibaresinin baskın unsur olarak yer aldığını ve "..." ibaresinin "..." ibaresinin anlamını pekiştirdiğini, "..." ibareli başvuru markasının 35. sınıfta yer alan ve redde konu olan hizmetler açısından "... üretilen ürünlerin ... bir şekilde halka ulaştırılması" şeklinde bir algıya sebebiyet vereceğini, başvuru konusu ibarenin 35. sınıfta red edilen hizmetler bakımından ayırt edici nitelikte olmamakla birlikte doğrudan tanımlayıcı nitelikte bulunduğunu, davacı vekilinin tescili istenen markanın kullanım sonucu ayırt edicilik kazandığı iddiasında bulunduğunu, ancak başvuru sahibinin kullanım sonucu kazanılmış ayırt edicilik gerekçeli itirazlarının da haksız ve mesnetsiz olduğunu, davacı vekili tarafından gerek başvuru, gerekse itiraz aşamalarında davacının başvuru konusu ibareyi ticaret hayatında kendisine bağlayarak kabul ettirdiği, kendisini onunla tanıtmış olduğu, başvuru konusu kelimenin sadece davacının verdiği hizmetlerle ilgili bir marka olarak algılanmaya başlandığı hususlarının ispat edilemediğini. Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, dava konusu işaretin redde konu hizmetler için tanımlayıcı nitelikte bulunduğu, tüketicinin “...” ibaresini gördüğünde veya duyduğunda, işaret ile çekişmeli hizmetler arasında doğrudan bir ilişki kuracağı bu ilişkin ürünlerin “...” olduğu veya ürünün ... üretildiği ve piyasaya arz edildiğine ilişkin olacağı, bu nedenle, dava konusu başvurunun tek bir kişinin tekeline verilmemesi gerektiği, markada bu algıyı değiştirmeye elverişli başka bir sözcük ya da şekil bulunmadığı, davacı ... başvurusunun, uyuşmazlık konusu hizmetler açısından tanımlayıcı nitelikte olduğu, bu ibarenin davacının mallarını tanıtan, işaret eden, başka işletmelerin emtialarından ayırt etmeye yarayan bir ibare olmadığı, dava konusu markanın kullanım yolu ile ayırt edicilik kazandığının da ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili; dava konusu markanın kullanımına dair delillerinin bilirkişi raporunda eksik incelendiğini, ayrıca bilirkişilerin kendilerine verilen görevin dışına çıkarak SMK'nın 5/1-f maddesi yönünden de değerlendirmede bulunduklarını, dava konusu başvurularının reddedilen hizmetler yönünden ayırt ediciliğe sahip olduğu gibi tanımlayıcı da bulunmadığını, zira aynı şekilde slogan markalarının tescil edildiğini, bu iddialarının değerlendirilmediğini, dava konusu markanın da önceki tescilli markalarının serisi niteliğinde bulunduğunu ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, marka başvurusunun kısmen reddine dair ... kararının iptali ve başvurunun reddedilen hizmetler yönünden tescili istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, dava konusu başvuruyu oluşturan “...” ibaresinin başvuru kapsamından çıkarılan 29,30 ve 32. Sınıf malların 35. Sınıf perakendecilik hizmetleri yönünden ortalama tüketici nezdinde, ürünün ... olarak çiftlikten üretilerek satışa sunulduğu algısını oluşturacağı, bu haliyle dava konusu başvurunun anılan hizmetler yönünden ayırt edici olmadığı gibi tanımlayıcı nitelikte bulunduğu, söz konusu ibareye, başvuru kapsamından çıkarılan mal ve hizmetler yönünden kullanım yoluyla ayırt edicilik kazandırıldığı iddiasının da ispat edilemediği davacının dava konusu ibareden farklı başka başvurularının tescil edilmesinin somut olay bakımından emsal teşkil etmeyeceği gibi dava konusu başvuru bakımından kazanılmış hak da sağlamayacağı anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 4,90 TL'nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 25/11/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 17/12/2021

,...

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi