Abaküs Yazılım
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/1710
Karar No: 2021/1417
Karar Tarihi: 25.11.2021

BAM Hukuk Mahkemeleri Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2019/1710 Esas 2021/1417 Karar Sayılı İlamı

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi ....
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ
....

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

.....

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/09/2019
NUMARASI ......
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/09/2018
KARAR TARİHİ : 25/11/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 03/12/2021

Taraflar arasındaki itirazın iptaline ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili banka tarafından davalıların müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile imzalamış olduğu genel kredi sözleşmesine istinaden dava dışı .... lehine nakdi ve gayri nakdi krediler kullandırıldığını, borcun ödenmemesi üzerine ihtarname keşide olunmak suretiyle kredi hesabının kat edildiğini, ihtarnameye rağmen borcun ödenmediğini, Ankara 5. İcra Müdürlüğü'nün ..... Esas sayılı dosyasında başlatılan icra takibinin davalı tarafın itirazı üzerine durduğunu iddia ederek davalı borçluların icra takip dosyasına yaptıkları itirazın iptali ile takibin devamına ve %20'den aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalıların usulüne uygun dava dilekçesi tebliğ olunmasına rağmen davaya karşı yazılı beyanda bulunmamışlardır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davacı banka ile dava dışı .... arasında Genel Kredi Sözleşmeleri akdedildiği, davalıların sözleşmenin müteselsil kefili oldukları, keşide olunan hesabın katı ihtarına rağmen borcun ödenmemesi nedeniyle borçlular aleyhine icra takibine girişildiği, icra takip talebinde kullandırılan TL kredi, USD olarak verilen ve nakde dönüşen teminat mektuplarının tahsilinin ve ayrıca halen mer'i olan teminat mektup bedellerinin depo edilmesinin talep edildiği, TL ve USD bazında bilirkişi raporunda belirlenen alacak toplamının yerinde olduğu ancak kredi sözleşmesinde müteselsil kefillerle ilgili teminat mektubu bedellerinin depo edilmesine yönelik ayrıca ve açıkça hüküm bulunmadığından bu alacak kalemine ilişkin davalıların sorumluluğunun bulunmadığı, alacağın likit olduğu gerekçeleriyle davanın kısmen kabulü ile, davalıların Ankara 5. İcra Müdürlüğü'nün ...... E sayılı icra takip dosyasında ticari kredilerden kaynaklanan nakti alacak yönünden, 1.740.511,52 TL asıl alacak, 32.535,94 TL işlemiş faiz, 1.626,80 TL faizin %5 BSMV si olmak üzere toplam 1.774.674,26 TL alacağa vaki itirazlarının iptali ile asıl alacağı takip tarihinden itibaren %48 temerrüt faizi ve faizin %5 BSMV si uygulanmak suretiyle takibin devamına, USD olarak verilen nakte dönüşen teminat mektuplarından kaynaklanan alacak yönünden, 21.603,20 USD asıl alacak, 121,52 USD işlemiş faiz, 6,07 USD faizin %5 BSMV si olmak üzere toplam 21.730,79 USD alacak üzerinden vaki itirazlarının iptali ile asıl alacağı takip tarihinden itibaren kamu bankalarınca 1 yıl vadeli USD mevduata fiilen uygulanan en yüksek faiz oranı üzerinden faiz ve faizin %5 BSMV si uygulanmak suretiyle takibin devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, hükmolunan 1.774.674,26 TL nakti alacak ve 21.730,79 USD nin TL karşılığı 92.768,74 TL olmak üzere toplam 1.867.443,00 TL üzerinden %20 oranında 373.488,60 TL icra inkar tazminatının davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararının bilirkişi raporu doğrultusunda yabancı para için taraflar arasında herhangi bir faiz oranı belirlenmediğinden bahisle genel hükümlere göre kamu bankalarınca 1 yıl vadeli USD mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı üzerinden faiz hesaplanmasına karar verildiğini ancak, davalıların imzasının bulunduğu genel kredi sözleşmelerinin temerrüt faizi başlıklı 10.maddesinde “Kredi tutarının yabancı para cinsinden belirlendiği hallerde banka, bu krediden kaynaklanan alacağını muacceliyet veya takip ya da dava tarihinde ...... döviz satış kuru üzerinden hesaplanmış Türk Lirası karşılığını talep edebilir. Bu durumda krediden kaynaklanan banka alacağına; muacceliyet ya da takip veya dava tarihinden bankaya ödendiği tarihe kadar geçecek süre için borcun Türk Lirasına çevrildiği tarihte .. Türk Lirası krediler için geçerli en yüksek kredi faiz oranının %50 fazlası oranında temerrüt faizi uygulanacaktır.” dendiğini, bu nedenle bankanın Türk Lirası kredilerine uyguladığı en yüksek kredi faiz oranı %32 olduğundan, bu oranın %50 fazlası olan %48 faiz oranın uygulanmasında sözleşmeye aykırı herhangi bir durum bulunmadığını, genel kredi sözleşmesinin müşterinin temerrüdü başlıklı bölümünün 5. maddesinde “Banka’nın bu maddeye atıfla haklarını kullanmaya karar vermesi halinde, temerrüt faizine dair hükümler saklı kalmak kaydıyla, ortaya çıkan yukarıda sayılan haller sebebiyle Banka teminat mektuplarının iadesini veya gayrinakdi risk tutarlarının depo edilmesini talep edebilir.” düzenlemesinin yer aldığını, bu nedenle bankanın verilen teminat mektuplarının vadesiz hesapta depo edilmesini istemesinde herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığını, yine sözleşmenin XI- Yürürlük bölümünde;“Müşteri ve kefiller bu madde ile birlikte XI maddeden, 20 sayfa ve eklerinden ibaret işbu Sözleşmenin bütün maddelerini tek tek okuduklarını, aşağıya atacakları imzalarının Sözleşmeyi geçerli kılacağını ve kendileri için bağlayıcı olacağını, sözleşme maddelerinde belirtilen yükümlülükleri yerine getireceklerini kabul, beyan ve taahhüt eder.” dendiğini, bu nedenle mahkeme kararının aksine tarafların imza attığı sözleşmenin bütünüyle tüm imza atanları bağlayacağını, bu yönden mahkeme kararının kaldırılarak davalı borçluların Ankara 5. İcra Müdürlüğünün ..... Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline ve takibin devamına, davalılar aleyhine %20 den aşağı olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava, davacı banka ile dava dışı .... arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesinden kaynaklı alacağın davalı kefillerden tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK'nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Ankara 5. İcra Müdürlüğü'nün..... Esas sayılı icra takip dosyasının incelenmesinde; davacı banka tarafından asıl borçlu ve müteselsil kefil davalılar aleyhine ticari kredilerden kaynaklanan asıl alacak ve işlemiş faiz toplamı 1.774.674,26 TL , USD olarak verilen ve nakde dönülen teminat mektuplarından kaynaklanan asıl alacak ve işlemiş faiz toplamı 25.958,40 USD'nin tahsili ile 33.612 EURO, 41.191,52 USD, 47.478,00 TL mer'i teminat mektuplarından kaynaklanan bedelin deposunun talep edildiği, davalı kefillerin ayrı ayrı verdikleri itiraz dilekçesinde borca itiraz ettikleri ve icra takibinin durdurulmasına karar verildiği görülmüştür.
Davacı banka ile dava dışı .... arasında 01/04/2014 tarihli, 1.500.000 USD ve 2.000.000,00 TL tutarlarında iki adet Genel Kredi Sözleşmesi akdedildiği, her iki sözleşmede de davalılar ........ 1.875.000 USD ve 2.500.000,00 TL limitle müteselsil kefil sıfatıyla imzalarının mevcut olduğu anlaşılmıştır.
Ankara 24. Noterliği'nin 14/12/2017 tarih, 954758 yevmiye nolu ihtarname ile dava dışı borçlu firma ile davalı kefillerden toplam 1.781.832,90 TL nakdi alacak ile yabanca kredilerden kaynaklanan 48.236,07 USD'nin ödenmesi, gayrinakdi kredilerden kaynaklanan 95.154,00 TL, 33.612 EURO, 151.139,72 USD ve çek yapraklarından kaynaklanan 28.200,00 TL gayrinakdi risk tutarlarının depo edilmesinin talep edildiği, ihtarnamenin dava dışı asıl borçlu ve davalı kefillere tebliğ olunduğu ihtarname örneğinin incelenmesinden anlaşılmıştır.
04/03/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı banka ile dava dışı .... arasında 01/04/2014 tarihli 1.500.000 USD ve 2.000.000,00 TL tutarlarında iki adet Genel Kredi Sözleşmesi akdedildiği, hesabın katına ilişkin ihtarnamenin tebliğ ve öngörülen sürenin bitimiyle davalıların temerrüdünün 19/12/2017 tarihi itibariyle oluştuğu, bankanın Tunalıhilmi şubesinde yapılan incelemede dosyaya dahil edilen faiz listesinde ticari krediler için uygulanacak en yüksek faiz oranın %32 olarak yer aldığı, sözleşmenin 10. maddesi ve faiz listesi birlikte değerlendirildiğinde uygulanması gereken temerrüt faiz oranının (%32*1,50=)%48 olarak tespit edildiği, davalıların sözleşmede müteselsil kefil oldukları kredi alacağı yönünden icra takip tarihi itibariyle asıl alacak 1.740.511,52 TL, işlemiş faiz 32.535,94 TL, faiz %5 gider vergisi 1.626,80 TL olmak üzere toplam 1.774.674,26 TL olduğu, USD olarak verilen ve nakde dönüşen teminat mektuplarından kaynaklı alacağın asıl alacak 21.603,20 USD, 23/03/2018 tazmin tarihinden takip tarihine kadar %4,50 orandan hesaplanan faizin 121,52USD , BSMV 6,07 USD olmak üzere talep edilebilecek toplam tutarın 21.730,79 TL olduğu, nakit borç miktarının kefalet limitinin altında kaldığı, takip tarihi itibari ile mer'i olan teminat mektuplarından kaynaklı 33.612,00 EURO, 41.191,52 USD ve 47.478,00 TL tutarların depo edilmesinin dava dışı asıl borçlu şirketden ve davalı kefillerden talep edilebileceği bildirilmiştir.
Dosya kapsamından, davacı banka ile dava dışı .... arasında Genel Kredi Sözleşmeleri akdedildiği, davalıların sözleşmenin müteselsil kefili oldukları, keşide olunan hesabın katı ihtarına rağmen borcun ödenmemesi nedeniyle borçlular aleyhine icra takibine girişildiği, icra takip talebinde kullandırılan TL kredi, USD olarak verilen ve nakde dönüşen teminat mektuplarının tahsilinin ve ayrıca halen mer'i olan teminat mektup bedellerinin depo edilmesinin talep edildiği, mahkemece alınan bilirkişi raporundaki hesaplamalar doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verildiği, takip talebinin 2 no'lu bendinde belirtilen ve USD olarak verilen ve nakde dönen teminat mektuplarından kaynaklanan nakit alacaklar yönünden asıl alacağa takip tarihinden itibaren kamu bankalarınca bir yıl vadeli USD mevduata fiilen uygulanan en yüksek faiz oranı işletilmesine, teminat mektupları bedellerinin depo talebinin reddine karar verildiği görülmüştür.
Davacı vekilinin istinafı, takip talebinin 2 no'lu alacak bölümünde belirtilen USD olarak verilen ve nakde dönen teminat mektuplarından kaynaklanan alacak için genel kredi sözleşmesinin 10.maddesindeki düzenleme gereğince % 48 oranında veya en azından USD kredilerine davacı bankanın uyguladığı faiz oranı olan % 14 oranının % 50 fazlası olan % 21 oranının uygulanması gerektiğine ve davalı kefillerin teminat mektubu bedellerin depo edilmesinden sorumlu olduğuna ilişkindir.
Taraflar arasında imzalanan genel kredi sözleşmesinin "Temerrüt Faizi" başlıklı 10.maddesinde "Kredi tutarının yabancı para cinsinden belirlendiği hallerde banka, bu krediden kaynaklanan alacağını muacceliyet veya takip ya da dava tarihinde TCMB döviz satış kuru üzerinden hesaplanmış Türk Lirası karşılığını talep edebilir. Bu durumda krediden kaynaklanan banka alacağına; muacceliyet ya da takip veya dava tarihinden bankaya ödendiği tarihe kadar geçecek süre için borcun Türk Lirasına çevrildiği tarihte Bankada Türk Lirası krediler için geçerli en yüksek kredi faiz oranının %50 fazlası oranında temerrüt faizi uygulanacaktır." şeklinde düzenleme yapılmış olup buna göre davacı bankaca yabancı para alacağının TL'ye çevrilerek talepte bulunulması halinde 10.maddedeki hesaplama yönteminin uygulanacağı, ancak takip talebinde döviz cinsi üzerinden talepte bulunulduğundan söz konusu hükmün somut olayda uygulanmasının mümkün olmayıp sözleşmede yabancı para kredileri yönünden ayrıca bir temerrüt faizi oranı da tespit edilmediğinden davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.
Davacı vekilinin, davalı kefillerin icra takibinde talep edilen gayrinakdi risklerin depo edilmesinden de sorumlu tutulması gerektiğine ilişkin istinaf itirazlarının incelenmesine gelince;
Hukuk Genel Kurulu'nun 06/11/2018 tarih ve..... Karar sayılı emsal içtihatında ".......5411 sayılı Bankalar Kanunu’nda “gayri nakdi kredi” kavramı tanımlanmamıştır. Ancak, 5941 sayılı Çek Kanunu'nun 3. maddesi uyarınca; muhatap banka, süresinde ibraz edilen çekin karşılığının bulunmaması hâlinde yasal sorumluluk miktarına kadar ödeme yapmak; çekin karşılığının kısmen bulunması durumunda ise, kalan meblağı tamamlamakla yükümlüdür. Aynı maddede ödeme yükümlülüğü ile ilgili bu hususun, hesap sahibi ile muhatap banka arasında çek defterinin teslimi sırasında yapılmış olan dönülemeyecek bir gayri nakdi kredi sözleşmesi hükmünde olduğu açıklanmıştır. Bu ödeme külfeti, sözü edilen Kanun gereğince bankalara yükletilmiş olduğundan, borçlunun bankadaki mevduatının bankaca müşterisine verilen her çek yaprağı için yasal sorumluluk miktarı ile sınırlı olarak banka lehine rehinli olduğunun kabulü zorunludur. Banka ile müşterisi arasında yapılan teminat mektubu veya çek hesabı açma sözleşmelerinde banka lehine risk gerçekleşmeden teminat mektubu bedeli veya karşılıksız çek bedelinden bankanın ödemek zorunda kalacağı meblağın depo edilmesini isteme yetkisi, söz konusu alacağın mevcut olduğunu göstermediği gibi, istenebilir olduğunu da göstermez (Yargıtay İçtihatları Birleştirme Hukuk Genel Kurulunun, 27.12.2017 tarih, 2016/1 E., 2017/6 K. sayılı kararı).
Tüm bu açıklamalardan ve yasal düzenlemelerden ortaya çıkan sonuç, kefaletin verildiği anda borcun belirli ya da belirlenebilir olması gerektiği, kefalet sözleşmelerindeki belirlilik ilkesi uyarınca kefil olunan açısından belirli yani ferdileştirilmiş bir borcun varlığının arandığı, kefilin yalnızca kefalet limiti ve kendi temerrüdünün hukuki sonuçları ile bağlı olduğu, Çek Kanununun ödeme yükümlülüğü maddesi uyarınca, hesap sahibi ile banka arasında çek defterinin teslimi sırasında yapılmış olan dönülemeyecek bir gayrinakdî kredi sözleşmesi hükmünde bulunduğu, henüz risk gerçekleşmeden alacağın mevcudiyetinden de söz edilemeyeceği, belirsiz alacak için kefalet sözleşmesi kurulamayacağı, bu nedenle çek depo bedelinden hesap sahibinin sorumluluğunun bulunduğu ancak kredi sözleşmesini imzalayan müteselsil kefilin risk altındaki çek yaprakları nedeniyle bankanın Çek Kanunu uyarınca ödemesi gereken asgari miktarlarla ilgili olarak depo talebinden sorumlu olabilmesi için kredi sözleşmesinde bu yönde açık bir hüküm bulunması gerektiğidir. Eldeki kredi sözleşmesinde ise depo talebinin müteselsil kefilleri de kapsayıp kapsamayacağı hususunda açık bir hüküm bulunmamaktadır....", denilmiştir.
Somut olayda, davalılar davacı banka ile dava dışı ... ... Ltd. Şti arasında imzalanan genel kredi sözleşmelerinde müteselsil kefil olarak yer almakta olup, dava konusu icra takibinde davacı nakit alacaklarının tahsili yanında 33.612,00 Euro, 41.191,52 USD ve 47.478,00 TL tutarlarında meri teminat mektubu bedellerinden kaynaklanan alacağın depo edilmesi talebinde bulunmuş olup, davacı vekilince istinaf dilekçesinde belirtilen gayrinakdi risk tutarlarının depo edilmesine ilişkin "VI-Müşterinin Temerrüdü" başlığı adı altında düzenlenen hüküm gereğince kefillerin gayrinakdi risklerin depo edilmesinde de sorumlu oldukları iddia edilmiş ise de, yukarıdaki açıklamalar ışığında söz konusu düzenlemenin asıl borçlunun temerrüdü halinde uygulanacağı, kefiller yönünden açık bir hüküm niteliği taşımadığı, sözleşmede kefiller yönünden gayrinakdi risklerin depo talebinden sorumlu olacaklarına dair ayrıca ve açıkça hüküm bulunmadığı anlaşılmakla (Yargıtay 19. Hukuk Dairesi'nin 20/03/2018 tarih ve 2016/16494 esas sayılı ile 2018/1375 karar sayılı emsal içtihatı) davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf itirazlarının da reddi gerekmiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın kısmen kabulü yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 59,30 TL harçtan peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK'nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay'da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 25/11/2021

....


Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi