11. Hukuk Dairesi 2017/4628 E. , 2019/3743 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 25/05/2017 tarih ve 2015/300-2017/512 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı ...Ş. vekili tarafından istenmiş olduğu anlaşılmakla, duruşma için belirlenen 07.05.2019 günü hazır bulunan davacı vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin her an verdiğini geri alabileceği ve yüksek kârının olduğu yönünde kandırılarak davalı şirkete 100.160 DM verdiğini, bu paranın cüz"i bir miktarının müvekkiline ödendiğini, kalan 78235 DM"in noterden ihtarname keşide etmesine rağmen ödenmediğini, bu paranın 40.000,93 Euro"ya tekabül ettiğini ileri sürerek 40.000,93 Euro"nun faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, zamanaşımı def’i ile birlikte, davacının pay sahibi olduğunu, dolayısıyla TTK 329 ve 405. maddelerine göre hisselerin şirket tarafından geri alınmasının ve hisse bedellerinin davacıya iadesinin mümkün olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, toplanılan deliller, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacıda aldatma kasdıyla davalıların haksız fiilde bulundukları, taraflar arasında sahih bir ortaklık ilişkisi bulunmadığı, zamanaşımı def"inin ileri sürülmesinin dürüstlük kuralı ile bağdaşmayacağı, davacının davalıya, SPK"na sunulan CD’de belirtilen miktardaki parayı ödediğinin kabulü gerekeceği, davadan önce davalı temerrüde düşürülmediğinden dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile, davacının davalı ...Ş. "nin ortağı olmadığının tespitine, 111.398,58 TL"nin 20/11/2013 dava tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faiziyle davalılardan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı ...Ş. vekili temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2- Dava, geçerli şekilde ortaklık ilişkisinin kurulmadığının tespiti ve bu amaçla verilen paranın istirdadı istemine ilişkindir. Davalı vekili, davacının hisselerinin bir kısmını belge karşılığında dava dışı Baco Assets Inc.’ye devrettiğini ve bedelini aldığını, belgede devir eden ve devralanın imzasının bulunduğunu, davacının devreden olarak belgeyi imzaladığını savunmuştur. Mahkemece, davalının söz konusu savunması, Kombassan Grubu şirketleri ile Baco Assets Inc. arasında kredi sözleşmesi imzalandığı, ancak bu yabancı şirketten temin edilen kredilerin kredi niteliği taşımadığı, Kombassan Grubu şirketlere sermaye olarak konulması planlanan tutarlar olduğu şüphesini uyandırdığı, bu nedenle davalının anılan belgeye dayalı olarak ödemede bulunulduğu savunmasının nazara alınamayacağı gerekçesiyle reddedilmiştir. Oysa, davacının bir kısım hisselerinin Baco Assete Inc.’ye devredildiğini gösteren belgedeki imzaya açıkça itiraz etmediği anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece, davalı tarafından sunulan “Baco Assets Inc.” başlıklı belgeyi, davacının 17.215 DM’yi teslim aldığını belirterek imzaladığı yönündeki savunması, davacının bu imzaya açıkça itirazının bulunmadığı ve borcu sona erdiren ödeme vakıasının yargılamanın her aşamasında ileri sürülmesinin mümkün olduğu gözetilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, ödeme vakıası ile ilgili olmayan yazılı gerekçeyle davalının anılan savunmasına itibar edilmemesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
3- Ayrıca, davalı tarafça davacının 11.10.2011 tarihinde hisselerini 3.600,00 TL karşılığında dava dışı 3. kişiye devrettiğinden bu bedelin de düşülmesi gerektiğinin savunulduğu, davacı vekilince cevaba cevap dilekçesinde davalıdan 3.600,00 TL tahsil edildiği kabul edilerek kasa tediye makbuzu sunulduğu ancak dava konusunun anılan ödeme düşüldükten sonra kalan bedel olduğunun ileri sürüldüğünün anlaşılması karşısında mahkemece işbu ödeme vakıasına yönelik taraf iddia ve savunmaları üzerinde olumlu ya da olumsuz herhangi bir değerlendirme yapılmaksızın hüküm tesisi de doğru olmamış, kararın bu nedenle de bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) ve (3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 2.037,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 14/05/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.