Esas No: 2021/3293
Karar No: 2022/4648
Karar Tarihi: 17.05.2022
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/3293 Esas 2022/4648 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülen bir kadastro davasında, davacının talebinin mülkiyete yönelik olduğu ancak mahkemenin görevsizliğine karar verildiği, dosyanın daha sonra başka bir asliye hukuk mahkemesine gönderildiği ve Yargıtay'ın bu kararın bozulması yönünde hüküm verdiği belirtiliyor. Mahkeme, yapılan yargılama sonucunda davanın açılmadığına karar vermiştir. Dosyanın davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, yasal süre içinde temyiz talebinde bulunulmadığı tespit edilmiştir.
Kanun maddeleri:
- Kadastro Kanunu'nun 22/A maddesi: yenileme çalışmaları
- Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) 119/1-b maddesi: dava dilekçesinde davacı ve davalının adı soyadı ve adreslerinin bulunması gerekli olduğunun düzenlendiği, aynı maddenin 2. fıkrasında bu hususun eksik olması halinde hakimin davacıya eksikliği tamamlaması için bir haftalık kesin süre vereceği, bu süre içinde eksikliğin tamamlanmaması halinde ise davanın açılmamış sayılacağının belirtildiği.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Kadastro
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş olup, hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtayca incelenmesi davacı ... tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 17.05.2021 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden ... .... Karşı taraftan gelen olmadı. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ..., ... Köyü çalışma alanında bulunan ve dava dilekçesinde eski parsel numaralarını bildirdiği taşınmazların yeni parsel numarası ile kendi adına tespit edilmesi gerekirken başka şahıslar adına tespit gördüğünü, askı ilanının son günü olması nedeniyle tespit yapılan kişilerin isim ve adreslerine ulaşamadığını belirterek; taşınmazların yeni parsel numaralarının belirlenerek taraf teşkilinin sağlanması ve davalılar adına yapılan tespitlerin iptali ile taşınmazların hisseleri oranında adlarına tescili istemiyle Kadastro Mahkemesinde hasımsız olarak dava açmıştır.
Kadastro Mahkemesince dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda (karar başlığında re'sen ... davalı olarak gösterilmek suretiyle) dava konusu edilen taşınmazlar hakkında Kadastro Kanunu'nun 22/A maddesi uyarınca yenileme çalışmalarının yapıldığı, davacının talebinin ise mülkiyete yönelik olduğu gerekçesiyle Kadastro Mahkemesinin görevsizliğine, çekişmeli taşınmazların (haklarında başkaca dava açılmamış ise) uygulama tespiti gibi tapuya tescil edilmesi amacıyla tutanakların kesinleştirilerek Tapu Müdürlüğüne devri için kararın bir örneğinin Kadastro Müdürlüğüne gönderilmesine karar verilmiştir.
Davacı tarafından süresi içinde yapılan gönderme talebi üzerine dosyanın 2015/192 Esasına kaydolunduğu Milas 3.Asliye Hukuk Mahkemesince dosya üzerinden yapılan inceleme ile davacının talebinin 22/A çalışmalarına ilişkin olduğu ve görevli Mahkemenin de Kadastro Mahkemesi olduğu gerekçesiyle karşı görevsizlik kararı verilmiş; hüküm, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmekle Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 20.03.2018 tarihli 2015/14941 Esas, 2018/1949 Karar sayılı ilamıyla özetle "Milas 3. Asliye Hukuk Mahkemesince davanın yenileme kadastrosuna itiraz niteliğinde bulunduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş ise de varılan sonucun dosya kapsamına uygun bulunmadığı, dava dilekçesinde davalı olarak hiç kimsenin gösterilmediği, dilekçenin açıklamalar kısmında ise davanın askı ilan süresinin son günü açılması nedeniyle taşınmazların maliklerinin tespit edilemediği bildirilmesine rağmen Kadastro Mahkemesince verilen görevsizliğe dair karar başlığında ... re'sen taraf olarak gösterildiği, Mahkemece re'sen yapılan bu işlemin Kadastro Müdürlüğüne davalı sıfatı kazandırmayacağı, HMK'nin 119/1-b maddesinde dava dilekçesinde davacı ve davalının adı soyadı ve adreslerinin bulunması gerekli olduğunun düzenlendiği, aynı maddenin 2. fıkrasında bu hususun eksik olması halinde hakimin davacıya eksikliği tamamlaması için bir haftalık kesin süre vereceği, bu süre içinde eksikliğin tamamlanmaması halinde ise davanın açılmamış sayılacağının belirtildiği ifade edilerek davacıya anılan maddenin 2. fıkrası uyarınca usuli eksikliğin tamamlaması için süre ve imkan tanınması, davacı tarafça bu işlemlerin süresi içinde yerine getirmemesi durumunda davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiğinin düşünülmesi; diğer yandan dava dilekçesi içeriğinin son derece soyut ve olayları anlamaktan uzak olduğu anlaşılmakla davacıya dava dilekçesi açıklattırılarak talebinin mülkiyete yönelik tapu iptal ve tescil davası mı olduğu, yoksa adına tespit ve tescil edilmiş taşınmazlar hakkında bölgede yapıldığı anlaşılan uygulama kadastrosu sonucunda komşu taşınmazlar ile arasında sınır ve yüzölçümlerine yönelik ihtilafa ilişkin mi olduğunun açıklığa kavuşturulması; mülkiyete yönelik olduğunun anlaşılması halinde talebinin tesis kadastrosundan önceki sebeplere dayalı olarak mı yoksa tespitten sonraki olaylara dayalı olarak mı açıldığının belirlenmesi, diğer bir anlatımla davanın nitelendirilmesinin tereddütsüz olarak yapılmasından sonra mahkemece görevli olup olmadığı değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi" gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş; hüküm, davacı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçeli karar, davacı ... ... 22.05.2019 tarihinde tebliğ edilmiş ve davacı tarafça 12.06.2019 havale ve harç tarihli dilekçe ile temyiz kanun yoluna başvurulmuştur. Buna göre, gerekçeli kararın tebliğ edildiği tarih ile temyiz tarihi arasında 6100 sayılı HMK'nin geçici 3/1. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK' un 432. maddesinde düzenlenen 15 günlük temyiz süresinin geçtiği anlaşılmaktadır.
Bu itibarla; davacı tarafça yasal süresi içerisinde temyiz talebinde bulunulmadığı anlaşıldığından, temyiz inceleme isteminin süreden reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacının temyiz dilekçesinin süre yönünden REDDİNE, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 17.05.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.