Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/5880
Karar No: 2022/4643
Karar Tarihi: 17.05.2022

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/5880 Esas 2022/4643 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2021/5880 E.  ,  2022/4643 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Kadastro Tespitine İtiraz

    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup, hükmün Yargıtayca duruşma yapılması suretiyle incelenmesi müdahil ... ve ... vekili, duruşmasız olarak incelenmesi ise davacılar ... ve ... vekili ile Hazine vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 17.05.2021 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmiştir. Duruşma günü temyiz eden Hazine vekili Av. ... ... ..., ... ve ... vekili Av. ...'nun katılımıyla duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Kadastro sırasında, Kadirli ilçesi Kesikkeli Köyü çalışma alanında bulunan 43 parsel sayılı 230.600,00 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, tapu kaydı, vergi kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına tespit edilmiştir.
    İtirazları komisyonca reddedilen davacılar ... ve ..., taşınmazın tarafların ortak miras bırakanı ... ...’a ait tapulu yer iken 1951 yılında ölümüyle mirasçılarına kaldığını, davalı taraf adına hasımsız tescil ilamıyla oluşan tapunun hukuki kıymetinin bulunmadığını öne sürerek, taşınmazın murisin tüm mirasçıları adına tescili istemiyle; davacılar Hayriye Yersu ve ... ... ise, taşınmasın murisleri adına kayıtlı Nisan 1308 tarihli 2 ila 12 nolu tapu kayıtları kapsamında kaldığını öne sürerek, 1/2 paylı olarak adlarına tescili istemiyle ayrı ayrı dava açmışlar; yargılama sırasında müdahil ... ve ..., tespite esas alınan tapu kaydından tapuya dayalı olarak pay satın aldıklarını öne sürerek davaya katılmışlardır.
    Davacılar ... ve ... ile arkadaşları tarafından, tespitten önce Asliye Hukuk Mahkemesinde, ... ve ...’ı taraf göstermek suretiyle, davalılar adına tescil ilamıyla oluşan tapu kaydının iptali ve adı geçenlerin müdahalesinin önlenmesi istemiyle açtıkları dava, taşınmaz hakkında tutanak düzenlenmesi nedeniyle görevsizlikle Kadastro Mahkemesine aktarılmış ve bilahare eldeki dosyayla birleştirilmiştir.
    Mahkemece verilen önceki tarihli hüküm, davalının temyizi üzerine usule ilişkin nedenlerle bozulmuştur.
    Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, davacılar ve müdahillerin davalarının ayrı ayrı reddine, tespitin iptali ile 43 parsel (yeni 103 ada 1 parsel) sayılı taşınmazın 221.911,29 m2 yüzölçümlü olarak tarla vasfı ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacılar ... ve ... vekili, müdahiller ... ve ... vekili ile davaya dahil edilen Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Mahkemece, davalı tarafın dayandığı, aynı zamanda tespite esas alınan tescil ilamı ile oluşan Temmuz 1953 tarihli 14 sayılı tapu kaydının tedavülü Eylül 1953 tarihli 2 sayılı tapu kaydının dayanağı tescil ilamında kesinleşme şerhi bulunmadığı bu nedenle yolsuz olduğu, tespit tarihinden önceki 20 yıllık zilyetliğin mahalli bilirkişilerce bilinemediği, tespite esas alınan 1936 yılından tespitin yapıldığı 1957 tarihine kadar 20 yıllık zilyetliğin dolmadığı, 20 yıllık zilyetliğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde ispatlanamadığı belirtilerek taşınmazın Hazine adına tesciline karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır.
    Çekişmeli taşınmazın tespitinin tescil ilamıyla ... adına oluşan Temmuz 1953 tarihli 14 sayılı tapu kaydının tedavülü olarak ... (...’ın eşi) adına satış nedeniyle oluşan Eylül 1953 tarihli 2 sayılı tapu kaydına ve ... ... adına bulunan 1936 tarihli 30 tahrir nolu vergi kaydına dayalı olarak 1957 yılında yapıldığı anlaşılmaktadır.
    Davacı ... ... (... eşi) tarafından, 1954 yılında (kadastro tespiti yapılmadan önce) ...’a karşı Asliye Hukuk Mahkemesinde, taşınmazın eşi ... ...’a ait iken ölümüyle mirasçılarına kaldığı, mirasçılardan ... ...’ın ise tek başına taşınmaz hakkında kendileri taraf gösterilmeden açtığı tescil davası sonucunda adına tapu kaydı oluştuğunu öne sürerek bu tapu kaydının iptali istemiyle dava açtığına ve kadastro sırasında diğer mirasçılar tarafından süresi içinde yine aynı gerekçelerle kadastro tespitine itiraz davası açıldığına göre, öncelikle belirlenmesi gereken husus -taşınmazın ... (ve devamında satış nedeniyle ... adına) oluşan tapu kaydının dayanağı tescil ilamında kesinleşme şerhinin bulunduğu ve bu nedenle tapu kaydının usulüne uygun şekilde oluştuğu anlaşılmakta ise de söz konusu tescil ilamının taraf olmamaları nedeniyle ... ... mirasçılarını ve Hazineyi bağlamayacağı dikkate alınarak- tapu kaydının oluştuğu tarihten önce zilyetlik ve tasarrufun bizzat ...’a mı ait olduğu yoksa taşınmazın ... ...’a ait iken beyanlarda da belirtildiği üzere ...’in çocuğunun bulunmaması nedeniyle ... tarafından ona yardım amaçlı olarak birlikte mi kullanıldığı (diğer bir anlatımla mülkiyetinin ... ...’a mı ait olduğu) noktasında toplanmaktadır.
    Diğer taraftan Asliye Hukuk Mahkemesinde ... ... tarafından açılan davanın görevsizlikle Kadastro Mahmekesine aktarılması söz konusudur. 3402 sayılı Kadastro Kanun'un 30/1. maddesinde kadastro komisyonlarından gönderilen tutanaklar ile mahalli mahkemelerden devredilen dosyaların muhtevasından malik tespiti yapılamadığı veya dava açan mirasçının dışında başka mirasçıların da bulunduğu anlaşıldığı takdirde, hâkimin resen lüzum gördüğü diğer delilleri toplayarak taşınmaz malın kimin adına tescil edileceğine karar vermekle yükümlü olduğu ifade edilmiştir. Anılan kanun maddesinde ayrıca taşınmaz malın ölü bir sahsa ait olduğu anlaşılır ve mirasçıları da tespit edilemezse, ölü olduğu yazılmak suretiyle o sahsın adına tescil kararı verileceği de düzenlenmiştir. Buna göre somut dosya açısından Mahkemenin gerçek maliki bulmakla yükümlü olduğu anlaşılmaktadır.
    Öte yandan dava konusu taşınmazın güneyinde bulunan 42 parsel sayılı taşınmazın, ... ... adına kayıtlı bulunan Mayıs 1399 tarihli 8 nolu tapu kaydına ve yine ... ... adına bulunan 1937 tarihli 28 ve 29 nolu vergi kayıtlarına dayalı olarak tespitinin yapıldığı, Hazine tarafından Mahlulat Kaydına dayalı olarak 42 parselin Hazine adına tescili istemiyle dava açıldığı ve yargılama sonunda, hem eldeki davanın konusu 43 parselin hem de 42 parselin doğusundan geçen Tozlu - Kesikkeli Köyü yolunun Mahlulat Kaydının sınırını oluşturduğu, 42 parselin tespite esas alınan kayıtların kapsamında kaldığı gerekçesiyle Hazinenin davasının reddine ve taşınmazın ... ... mirasçıları adına tesciline karar verildiği, bu kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği anlaşılmaktadır.
    Eldeki davada; Mahkemenin de kabul ettiği üzere, ... ... adına kayıtlı bulunan Mayıs 1399 tarih ve 8 nolu tapu kaydının 42 parsele ait olduğu ve 43 parseli kapsamadığı anlaşılmaktadır
    Ne var ki; komşu 42 parselin tespitine esas Mayıs 1399 tarih ve 8 nolu tapu kaydının kuzeyi (43 parsel yönünü) ... oğlu ... tarlası olarak okumakta olup, yine 42 parselin tespitine esas ve bu tapunun oluşum tarihinden daha sonraki 1936 tarihli 29 nolu vergi kaydının kuzeyi ise ... oğlu ... iken kendi tarlası olarak okuması ve eldeki davanın konusu 43 parselin tespitine esas 1936 tarihli 30 tahrir nolu vergi kaydının da güneyi (yani komşu 42 parsel yönünün) kendi tarlası olarak okuması, 30 nolu vergi kaydının diğer yönlerinin de zeminde mevcut olması karşısında, artık 30 nolu vergi kaydının eldeki davanın konusu 43 parseli kapsadığının ve sınırlarının sabit olduğunun kabulü gerekir.
    Hal böyle olunca; çekişmeli taşınmazın, 30 nolu vergi kaydının oluştuğu 1936 tarihinden önce ... ...’ın tasarruf ve zilyetliği altında olduğu, 1951 yılında ölümüyle mirasçılarına kaldığının, mirasçılardan ...’ın kendi adına açtığı tescil davası sonucunda alınan tapu kaydının, taraf olmamaları nedeniyle ... ... mirasçılarını bağlamayacağının, yine bu tescil ilamı sonucunda oluşan tapu kaydından yargılama sırasında pay satın alan müdahil davacılar ... ve ...’ın pay satın almalarının ... ... mirasçılarına karşı hukuken geçerliliğinin bulunmadığının anlaşılmasına göre temyiz itirazlarının yerinde olmadığı; yine Hazine vekili taşınmazın eksik yüzölçümlü olarak Hazine adına tesciline karar verildiğini öne sürerek hükmü temyiz etmiş ise de kadastro tespitinin 230.600,00 m2 yüzölçümlü olarak yapıldığı, yargılama sırasında 3402 sayılı Kadastro Kanun'un 22/A maddesi gereğince yapılan çalışma neticesinde taşınmazın 103 ada 1 parsel numarasıyla 221.911,29 m2 yüzölçümünde olduğunun belirlenmesi karşısında Mahkemece yeni parsel numarasına ve yeni yüzölçümüne atıf yapılarak hüküm kurulduğunun anlaşılmasına göre bu yöne ilişen temyiz itirazları yerinde bulunmadığı, ne var ki Mahkemece, 3402 sayılı Kadastro Kanun'un 25. maddesi gereğince öncelikle ... ...’ın mirasçılarının eksiksiz bir şekilde belirlenmesi ve akabinde dava konusu taşınmazın ... ... mirasçıları adına tapuya tesciline karar verilmesi gerekirken, delillerin taktirinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan, davacılar ... ve ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, müdahiller ... ve ... vekili ile davaya dahil edilen Hazine vekilinin temyiz itirazlarının reddine; davacılar ... ve ... vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 54.40 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 26.30 TL'nin temyiz eden müdahiller ... ve ... ...'dan alınmasına, istek halinde peşin harcın temyiz eden davacılar ... ve ...'e iadesine, harçtan muaf olduğundan Hazineden harç alınmasına yer olmadığına, 17.05.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi