(Kapatılan)20. Hukuk Dairesi 2013/9054 E. , 2013/10760 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı gerçek kişi 30.10.2009 tarihli dava dilekçesiyle, kullanıcılarının tesbiti için 2924 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan kadastroda zeytinlik vasfındaki ... Köyü 624 parsel sayılı taşınmazın kendisinin kullanımında olduğu belirtilerek, Hazine adına tesbit edildiği, ancak, yörede 2009 yılında yapılan 2/B uygulamaları sırasında zilyet olunan yerler belirlenirken, kendi kullanımındaki yerler arasında 624 sayılı parselin belirlenmediği, bunun üzerine konuyu tapu müdürlüğünden araştırdığında, bu parselin 14.10.2000 tarihinde ...’a satıldığını ve onun da aynı gün muvazaalı olarak bu yeri davalıya sattığını öğrendiği, ...tarafından bu yerin geçmişte hiç kullanılmadığı, yapılan satışın kanuna aykırı olduğu, bu taşınmazı tapuda satın almış görünen ...’ın çekişmeli taşınmazı hiç kullanmadığı iddiasıyla, tapu kaydının iptali ve adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı gerçek kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 1947 yılında kesinleşen orman kadastro sınırları içindeyken 6831 sayılı Kanunun 1744 sayılı Kanun ile değişik 2. madde uygulaması sonucu Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan ve 2924 sayılı Kanun hükümlerine göre hak sahibine satılan parselin tapu kaydının iptal ve tesciline ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce 1946 yılında yapılıp 1947 yılında kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 7 numaralı Orman Kadastro Komisyonuna bağlı 4 numaralı ekipçe yapılıp 24.03.1976 tarihinde, itirazlar incelenerek sonuçları 7 numaralı Komisyonca 06.04.1983 tarihinde ilân edilerek dava tarihinden önce kesinleşen aplikasyon ve 6831 sayılı Kanunun 1744 sayılı Kanun ile değişik 2. madde uygulaması, 1988 yılında yapılıp, 15.06.1989 tarihinde ilân edilerek dava tarihinden önce kesinleşen aplikasyon ve 3302 sayılı Kanun ile değişik 2/B madde uygulaması vardır.
Fatih Mahallesi"nde (Göçerler Köyü) 2924 sayılı Kanun hükümlerine göre 1992 yılında yapılan ve 26.11.1992 ila 28.12.1992 tarihlerinde ilân edilerek kesinleşen kadastroda 624 parsel sayılı 5752 m² yüzölçümündeki taşınmaz, beyanlar hanesinde Osman Kızı Döndü Acar"ın 1989 yılından beri kullanımında olduğu şerhi ile Hazine adına tesbit edilmiş, vaki itiraz üzerine Antalya Kadastro Mahkemesince “2924 sayılı Kanunun bazı maddelerini değiştiren 3763 sayılı Kanunun Anayasa Mahkemesinin 30.03.1993 gün 1992/48-14 sayılı kararı ile iptal edildiği” gerekçesiyle verilen 14.04.1994 gün 1992/356-1976 sayılı kararı ile, çekişmeli parselin beyanlar hanesinde yer alan zilyetlik şerhinin iptaline karar verilerek Hazine adına tapuya tescil edilmiş, 2924 sayılı Kanun hükümlerine göre kurulan Hak Sahiplerini Tesbit Komisyonunca hak sahibi
olarak belirlenen..."a 14.04.2000 tarihinde 9.778.400.000.-TL bedel karşılığında satılmış ve bedeli tahsil edilerek devir edilmiş, ... tarafından da 21.04.2000 tarihinde davalı ... Bulut’a satılarak tapu sicilinde mülkiyet aktarımı yapılmıştır.
Mahkemece, davalı gerçek kişinin tapu siciline güvenerek satın aldığı ve iyiniyetli olduğu kabul edilerek davanın reddine karar verilmiş ise de, H.M.K."nun 165/1 maddesi “Bir davada hüküm verilebilmesi, başka bir davaya, idari makamın tespitine yahut dava konusuyla ilgili bir hukukî ilişkinin mevcut olup olmadığına kısmen veya tamamen bağlı ise mahkemece o davanın sonuçlanmasına veya idari makamın kararına kadar yargılama bekletilebilir” hükmü uyarınca tapu sicilinin oluşumuna ilişkin 2924 sayılı Kanun uyarınca kurulan Komisyon tarafından yapılan satış işleminin iptaline ilişkin Antalya 3. İdare Mahkemesi"nde 2009/1872 esas sayı ile açılan davanın sonucunun, bu davayı etkileyecek olması nedeniyle bekletici mesele sayılması gerekirken, bu husus nazara alınmadan hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 26/11/2013 günü oy birliği ile karar verildi.