MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki irtifak hakkı bedeli tespiti davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, hazine adına kayıtlı taşınmaz mallar üzerinde 20 yıl süreli irtifak hakkı sahibi olduğunu, davalının 19. yıl irtifak bedelini sözleşmenin 6.bendi gereği ve Hazine Taşınmazlarının İdaresi Hakkında Yönetmeliğin 12/b maddesi uyarınca 432.747,22 TL olarak belirlediğini, belirlenen bedelin fahiş olduğunu, ... Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 201/41 Esas 2011/62 Karar sayılı dosyası ile 1.1.2010 tarihinden itibaren 140.000,00 TL ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2012/26 Esas ve 2012/459 Karar sayılı dosyası ile 1.1.2011 tarihinden itibaren 152.446 TL ve ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2012/14 Esas ve 2012/459 Karar saylı dosyası ile 1.1.2012 tarihinden itibaren 154.107,12 TL olarak tespit edildiğini ileri sürerek; 1.1.2013 tarihinden itibaren ÜFE oranında artırım yapılmak sureti ile 157.882,74 TL olarak tespitine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne, ... ... ... adresinde bulunan ve tapuda 103 pafta 1150 ada 112-113-115 parsel sayılı toplam 6.773 m² alanlı hazine adına tapuda kayıtlı taşınmaz mallar üzerinde davacı lehine konulmuş irtifak hakkı nedeniyle 01.01.2013 tarihinden itibaren yıllık irtifak hakkı bedelinin 170.000,00 TL olarak tespitine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacı, 13.2.2020 havale tarihli dilekçe ile dosyadan feragat etmiştir. Davacının feragatine ilişkin beyanının, HMK’nın 307. ve 311. maddeleri uyarınca sonuç doğurucu nitelikte olduğu anlaşılmıştır. Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kurulu’nun 11.04.1940 gün ve 70 sayılı ve HGK’nın 21.11.1981 gün ve 1981/2-551 sayılı kararları uyarınca, hükümden sonra ortaya çıkan ve temyiz incelemesine engel oluşturan davacının feragatine ilişkin hüküm verme yetkisi hükmü veren mahkemeye ait olduğundan, yerel mahkeme kararının bu yönden bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
2-Bozma şekil ve sebebine göre, davalının temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün davalı yararına BOZULMASINA, 2. bent gereğince davalının temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26/02/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.