11. Hukuk Dairesi 2018/2264 E. , 2019/3741 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 04/04/2017 tarih ve 2015/87 E.-2017/185 K. sayılı kararın davacı vekili ile katılma yoluyla davalı ...Ş. vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine-kabulüne dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 08/03/2018 tarih ve 2017/1419-2018/257 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı kurum nezdinde 16. ve 41. sınıflarda tescilli 2006/02996 numaralı “TAKVİM+şekil” ve 2006/43476 numaralı “TAKVİM’LE SAKLAMBAÇ+ŞEKİL” markalarının sahibi olduğunu, davalının 2013/48951 numara ile “TÜRKİYE TAKVİMİ” ibareli başvuruda bulunduğunu, başvuruya yaptıkları itirazın nihai olarak davalı kurum YİDK’nın 15/12/2014 tarih 2014-M-16332 sayılı kararı ile reddine karar verildiğini, davalının markası ile müvekkilinin markalarının iltibas yaratacak ölçüde benzer olduğunu, davalının markasını gören tüketicinin markaları ilişkilendireceğini, “TÜRKİYE” ibaresinin ayırt ediciliği zayıf ve sıklıkla kullanılan bir ibare olduğunu, tüketicinin dikkat edeceği ibarenin ve markaların esas unsurunun “TAKVİM” ibaresi olduğunu, “TÜRKİYE” ibaresinin aslında davalı şirketin çatı markası olduğunu, davacının bu markanın yanına ibareler eklemek sureti ile seri marka yaratma amacı taşıdığını, çatı marka ile yapılan tescillerde benzerlik incelemesinin çatı ibarenin markadan çıkarılması ile yapıldığını, davalının markayı müvekkili ile aynı ve benzer ürün ve hizmetlerde tescilini talep ettiğini, tescilin markalarının ayırt ediciliğini zedeleyeceğini, itibarlarının zarar göreceğini, bu nedenle davalının marka tescilinin KHK 8/4 uyarınca farklı sınıflardaki hizmetler açısından da reddedilmesi gerektiğini ileri sürerek davalı kurumun 2014-M-16332 sayılı kararının iptaline, markanın tescili halinde hükümsüzlüğü ve sicilden terkinine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Kurum vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... Gazetecelik A.Ş. vekili, müvekkili şirketin sahibi olduğu “TÜRKİYE” markası ile hizmetin türünü ifade eden “TAKVİMİ” sözcüğünü birleştirmek sureti ile “TÜRKİYE TAKVİMİ” markası için başvuruda bulunduğunu, davacı ile müvekkilinin farklı sektörlerde faaliyet gösterdiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, taraf markaları arasında 556 sayılı KHK’nın 8/b maddesi anlamında iltibas tehlikesinin bulunmadığı, davacının markalarının başvuru tarihi itibariyle tanınmış olup olmadığı konusunda dosya kapsamında yeterli delil sunulmadığından iş bu dava bakımından 556 sayılı KHK’nin 8/4 maddesi kapsamındaki korumadan yararlanamayacağı, davalı şirket başvurusunun kötü niyetli olarak yapılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili ve katılma yolu ile davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesince, davalı şirketin marka tescil başvurusunda "TAKVİM" ibaresinin "TÜRKİYE TAKVİMİ" şeklinde, bir tamlama hüviyetinde ve cins/vasıf bildirici yönüyle kullanılmış olduğu, tarafların markaları arasında 556 sayılı KHK."nın 8/1-b maddesi anlamında bir benzerliğin bulunmadığı, ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verildiği halde, davalı şirket tarafından 11.04.2016 tarihli makbuzla yatırılan 1.500,00 TL bilirkişi ücretinin davacıdan tahsili ile anılan davalıya verilmesi gerekirken, bu hususta hiçbir hüküm kurulmadığı gerekçesi ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK"nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine, davalı ...Ş. vekilinin istinaf başvurusunun yerinde görülmekle kabulü ile HMK"nın 353/1-b-2. maddesi gereğince Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 04/04/2017 tarih ve 2015/87 E. - 2017/185 K. sayılı kararının kaldırılmasına, davanın reddine, davalı ...Ş. tarafından yatırılan 1.500,00 TL bilirkişi ücretinin davacıdan tahsili ile anılan davalıya verilmesine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK"nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK"nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekili ile katılma yoluyla davalı ...Ş vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 8,50 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 14/05/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.