Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/1675
Karar No: 2022/4702
Karar Tarihi: 18.05.2022

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2022/1675 Esas 2022/4702 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2022/1675 E.  ,  2022/4702 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Kadastro Tespitine İtiraz

    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup, hükmün davacı – davalı Hazine vekili ile dava dışı ... ve müşterekleri vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü.
    K A R A R

    Kadastro sırasında Haymana İlçesi Yergömü Köyü çalışma alanında bulunan 320 parsel sayılı 2.320.800,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz kadimden beri köy halkı tarafından mera olarak kullanıldığı belirtilerek mera vasfıyla sınırlandırılmış; Komisyon’a itiraz edilmesi üzerine ise komisyon kararının eki haritada (A) harfi ile gösterilen 40.000,00 metrekare yüzölçümündeki bölümünün ... ... adına; (B) harfi ile gösterilen 34.375,00 metrekare yüzmölçümündeki bölümünün ... ... ... adına; (C) harfi ile gösterilen 34.375,00 metrekare yüzölçümündeki bölümünün ... Koç ve müşterekleri adına; (D) harf,i ile gösterilen 33.375,00 metrekare yüzölçümündeki bölümünün ... Taşçı adına; (E) harfi ile gösterilen 27.750,00 metrekare yüzölçümündeki bölümünü ... ve ... ... adına; (F) harfi ile gösterilen 20.000,00 metrekare yüzölçümündeki bölümünün ... ve ... ... ... adına; (G) harfi ile gösterilen 59.750,00 metrekare yüzölçümündeki bölümünün ... ... ve müşterekleri adına; (H) harfi ile gösterilen 20.625,00 metrekare yüzölçümündeki bölümünün ... ... adına; (İ) harfi ile gösterilen 49.750,00 metrekare yüzölçümündeki bölümünün ... Çiftçi adına; (J) harfi ile gösterilen 26.750.00 metrekare yüzölçümündeki bölümünün ... ... adına; (K) harfi ile gösterilen 36.500,00 metrekare yüzölçümündeki bölümünün ... ... adına tesciline ve geriye kalan 1.939.175,00 metrekare yüzölçümündeki bölümünün ise mera olarak bırakılmasına karar verilmiştir.
    Davacılar ... ..., ..., ... ve ... ..., ... ve ... ... ... ve ... ayrı ayrı vergi kaydı ve kazandırıcı zaman aşımı zilyetliğine dayanarak; ... ise tapu kaydına, vergi kaydı ve kazandırıcı zaman aşımını zilyetliğine dayanarak dava açmışlardır.
    Mahkemenin verdiği önceki tarihli karar, Yargıtayca bozulmuş olup bozma ilamında özetle; taşınmazın kamu orta malı niteliğinde mera olmadığının yapılan araştırma, inceleme ve uygulama ile belirlendiğinin anlaşılmasına göre Hazine’nin bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının yerinde olmadığı ancak davalılar adına belgesizden edinilen taşınmazların miktarının saptanılmasında tüm mirasçılar adına yapılan tespitlerin değerlendirilmesi gerektiği açıklanarak yöntemince belgesiz araştırması yapılması gereğine değinilen 226 parsel sayılı taşınmaz hakkındaki dava ile; komisyon kararında taşınmazı kapsadığı kabul edilen vergi kaydının uygulanmadığı, bu kaydın taşınmazı kapsayıp kapsamadığının ortaya konulmadığı, komşu parsellere ait kadastro tespit tutanakları, varsa dayanağı belgeler, komisyon kararları ve hükmen kesinleşmiş iseler bu dava dosyaları getirtilerek denetleme yapılmadığı, taşınmaza güney ve kısmen batı yönden komşu 320 parsel sayılı taşınmazın davalı olduğu ve bu parsel hakkında verilecek hükmün eldeki parselle ilgili kurulacak hükümde de etken olduğu açıklanarak dava konusu taşınmaza komisyon aşamasında uygulanan vergi kaydının yöntemince uygulanması, vergi kaydının harman yeri sınırı nedeniyle genişletilmeye elverişli olup miktarı ile geçerli olduğunun dikkate alınması, 320 parsel sayılı taşınmaza ilişkin davada uyuşmazlığın taşınmazın mera olup olmadığı noktasında toplandığı gözönüne alınarak gerektiğinde birleştirme hususunun düşünülmesi gereğine değinilen 177 parsel sayılı taşınmaz hakkındaki dava da eldeki dosya ile birleştirilmiştir.
    Mahkemece, bozma ilamına uyularak ve dava dosyaları birleştirilerek yapılan yargılama sonunda; davacı Hazine’nin 177 ve 226 parsel sayılı taşınmazlar hakkındaki davasının reddine; davacılar ... ., ..., ... ve ... ..., ... ve ... ... ..., ... ve ...’nin 320 parsel sayılı taşınmaza yönelik davalarının kabulüne, fen bilirkişisi ... tarafından düzenlenen 14.7.2011 tarihli rapora ekli krokide 35.346,00 metrekare yüzölçümlü olarak gösterilen kısmın ... ... adına; 44.058,00 metrekare yüzölçümündeki bölümün ise ... adına; teknik bilirkişiler ... ve ... ... tarafından düzenlenen 23.10.1995 tarihli raporda (II) ile gösterilen 31.200,00 metrekare yüzölçünmündeki bölümün ... ... mirasçıları adına; (VIII) ile gösterilen 28.800,00 metrekare yüzölçümündeki bölümün ... mirasçıları adına; (III) ile gösterilen 59.000,00 metrekare yüzölçümündeki bölümün ... ile ... ... ... mirasçıları adına; (IV) ile gösterilen 33.000,00 metrekare yüzölçümündeki bölümün ... mirasçıları adına; (I) ile gösterilen 320.000,00 metrekare yüzölçümündeki bölümün ... adına; (I) ile gösterilen 96.500,00 metrekare yüzölçümündeki bölümün ise Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, karar verilmiş; hüküm, davacı – davalı Hazine vekili ile dava dışı ... ve müşterekleri vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1 . Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve uyulan bozma ilâmında açıklandığı üzere işlem yapılıp sonucu dairesinde hüküm tesis edildiğine göre davacı - davalı Hazine vekilinin 226 parsel sayılı taşınmaza yönelik temyiz itirazları yerinde değildir.
    2 . Çekişmeli 177 ve 320 parsel sayılı taşınmazlara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
    Mahkemece, işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmiş ise de, verilen karar usul ve yasaya uygun düşmemektedir.
    Şöyle ki, çekişmeli 320 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespiti sırasında kamu orta malı - mera vasfı ile sınırlandırıldıktan sonra, dosya içerisinde fotokopisi bulunan ve müteaddit geri çevirme kararlarına karşın aslına ve tebliğine dair belgelere rastlanılamayan 03.12.1991 tarihli komisyon kararı ile, çekişmeli taşınmazın tespitine yönelik bir kısım muterizin itirazının karara bağlandığı ve Komisyon Kararının eki olduğu belirtilen haritada A, B, C, D, E, F, G, H, İ, J ve K harfleri ile gösterilen kısımların taşınmazdan ifrazı ile belirtilen kişiler adına tesciline karar verildiği ancak bu bilirkişileri davada taraf olmadığı anlaşılmaktadır.
    Kadastro tespiti sırasında çekişmeli taşınmaz kamu orta malı - mera vasfı ile tespit edildiğine ve komisyon kararı sonucunda da taşınmazın bir kısmı yönü ile de bu niteliği korunduğuna göre, bu nitelikteki davalarda Hazine'nin yanında ilgili kamu tüzel kişiliğinin de davada taraf olması zorunludur. Ne var ki, dava tarihinde, husumet doğru olarak Hazine ve ... hasım gösterilmek sureti ile açılmış olmakla beraber, karar tarihinden önce yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanun uyarınca, ... Büyükşehir Belediye Başkanlığı ve Haymana Belediye Başkanlığı'nın davada taraf olarak yer almaları gerektiği gözden kaçırılmıştır.
    Diğer taraftan, aynı yasa uyarınca davacı ...'nin bağlı bulunduğu Konya İlinin "Büyükşehir" statüsünü kazandığı ve Büyükşehir Belediyesi olan illere bağlı ilçelerin mülki sınırları içerisinde yer alan köy ve belde belediyelerinin tüzel kişiliğinin kaldırılıp mahalle olarak, bağlı bulundukları ilçenin belediyesine katıldıkları anlaşıldığına göre, davacı ...'nün tüzel kişiliğinin sona erdiği ve dolayısı ile davanın Kulu Belediye Başkanlığı'na ihbar edilerek sonuçlandırılması gerektiği üzerinde de durulmamıştır.
    Bu nedenlerle davada taraf teşkilinin sağlandığından söz edilemez. Taraf teşkilinin sağlanması, 6100 sayılı HMK’nin 114/1-d maddesi gereğince dava şartı olup mahkemelerce yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmesi gerekmektedir .
    Öte yandan, işin esasına yönelik olarak yapılan araştırma, inceleme ve uygulama da son derece yetersizdir. Şöyle ki, taşınmazın evveliyatının ne olduğu hususunda komşu köyler halkından mahalli bilirkişi dinlenilmekle beraber, mahalli bilirkişilerden taşınmazın tümü hakkında ayrıntılı beyan alınmadığı gibi, bir kısım beyanda taşınmazın evveliyatında hayvan otlatılan yer olduğu belirtildiği halde bu husus üzerinde önemle durulmamış, taşınmazın iddia konusu bölümlerinin niteliğinin ne olduğu, taşınmazın kalan bölümlerinden ne şekilde ayrıldığı, aralarında doğal ya da yapay ayırıcı unsurlar bulunup bulunmadığı yönünden 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmamış, iddia konusu her bir taşınmaz bölümünün panaromik fotoğrafları çektirilip dosya arasına konulmamış, taşınmazın niteliği ve üzerinde sürdürülen zilyetliğin şekli ve süresini en iyi belirleme yolu ... fotoğraflarının incelenmesi olduğu halde ... fotoğraflarından da yararlanılmamıştır.
    Hal böyle olunca; sağlıklı sonuca varılabilmesi için Mahkemece öncelikle, davacı tarafa davasını ... Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na ve Haymana Belediye Başkanlığı'na yöneltmesi için süre ve imkan tanınmalı, davaya dahil edilen davalılardan davaya karşı savunma ve delilleri sorulup, bildirdikleri takdirde delilleri toplanmalı, diğer yandan davacı ...'nün davası yönü ile dava Kulu Belediye Başkanlığı'na ihbar edilmeli, ayrıca dosya içerisinde fotokopisi bulunan 03.12.1991 tarihli komisyon kararının aslının dosyaya celbi için titizlikle araştırma yapılmalı, bu komisyon kararı ile bir kısım muterizin itirazları kabul edilerek taşınmazın komisyon kararının eki krokide gösterilen bir kısım bölümlerinin itirazları kabul edilen muterizler adına tesciline karar verildiğine göre lehlerine karar verilen muterizlerin davada taraf olmaları gerektiği üzerinde önemle durularak, bu kişilere husumet yaygınlaştırılmalı, bundan sonra çekişmeli taşınmaza ait en eski tarihli ve yeni tarihli ortofoto ve uydu fotoğrafları ile Harita Genel Müdürlüğü web sitesinin ... fotoğrafı sorgulama sayfasına girilerek taşınmazın bulunduğu köyü/mahalleyi/mevkiyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait ... fotoğrafı bulunduğu araştırılıp belirlenmek ve (denetimin sağlanması bakımından) ilgili sayfanın çıktısı dosya içerisine konulmak suretiyle buradan elde edilen verilere göre tespit tarihinden geriye doğru 15-20-25 yıl öncesine (bulunmadığı taktirde bu tarihlere en yakın tarihlere) ait farklı dönemlerde çekilmiş en az üç adet stereoskopik ... fotoğrafı Harita Genel Müdürlüğü'nden tarihleri açıkça yazılmak suretiyle istenilip, bu şekilde dosya ikmal edilmeli, daha sonra mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan aynı ve komşu köylerde ikamet eden şahıslar arasından seçilecek ayrı ayrı 3'er kişilik yerel bilirkişiler, tespit bilirkişileri, taraf tanıkları, 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi ve fen bilirkişinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı, icra edilecek bu keşif sırasında dinlenilecek yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından, taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, öncesinin mera, yaylak veya kışlak olup olmadığı, taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olması halinde imar ve ihyaya konu edilip edilmediği, imar ve ihyaya konu edilmiş ise, ihyanın hangi tarihte başlayıp, ne zaman bitirildiği, zaman içinde sınırlarında mera yönünden genişleme olup olmadığı hususlarında yerel bilirkişi ve tanıklardan maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmeli, yargılama boyunca dinlenen bilirkişi ve tanık beyanlarının çelişmesi halinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişkilerin giderilmesine çalışılmalı; her bir taşınmaz bölümünün görüntüsü ve mera parseli ile ayırıcı unsur bulunup bulunmadığı hususlarındaki hakim gözlemi keşif tutanağına aynen yansıtılmalı; ziraat mühendislerinden oluşan 3 kişilik bilirkişi kurulundan, komşu parsellerle karşılaştırmalı biçimde ve dosya kapsamındaki önceki tarihli bilirkişi raporları da değerlendirilerek taşınmazın öncesinin mera niteliğinde olup olmadığını, iddia konusu her bir taşınmaz bölümünün toprak yapısı, eğimi, bitki deseni ve diğer yönlerden taşınmazın geriye kalan kısmından nasıl ayrıldığı, aralarında doğal ya da yapay ayırt edici bir sınır bulunup bulunmadığını açıklayıp, tarımsal niteliğini belirten, taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş, bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı, taşınmazın öncesini ve mevcut niteliğini açıklayan ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişisine yukarıda belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik ... fotoğrafları ile en eski ve yeni tarihli uydu fotoğrafları üzerinde uygulama yaptırılarak, taşınmazın önceki ve şimdiki niteliğinin, mera vasfında olup olmadığının, mera niteliğinde değilse imar-ihyasına en erken ne zaman başlanıldığının ve tamamlandığının, arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığının belirlenmesine çalışılmalı, teknik bilirkişiye, keşfi takibe ve bilirkişi ve tanık sözlerini denetlemeye imkan verir rapor ve harita düzenlettirilmeli; taşınmazın mera vasfında olduğu sonucuna ulaşılması halinde meralar üzerinde sürdürülen zilyetliğin hukukça değer taşımayacağı önemle gözetilmeli, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
    Mahkemece, taraf teşkili sağlanmadan esasa girilerek ve eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi, kabule göre de, mükerrer tescil kararı verilmemesi bakımından aynı taşınmazın ayrı bölümlerine yönelik davalarda, iddia konusu bölümlerin aynı kroki üzerinde gösterilip, buna göre hüküm tesisi gerekirken, hüküm yerinde 23.10.1995 ve 14.07.2011 tarihli iki ayrı teknik bilirkişi raporuna atıf yapılması ve bu şekilde davacı ... ile davacı ... adına tesciline karar verilen kısımların ve davacı ... Kılıç ile Hazine adına tesciline karar verilen kısımların çakıştığı hususunun gözardı edilmesi dahi isabetsiz olup, 177 parsele yönelik verilen hükmün, 320 parsele yönelik hüküm sonucundan etkileneceği göz önüne alınarak bu taşınmaza yönelik temyiz itirazları şimdilik incelenmeksizin hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte gösterilen nedenlerle davacı - davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile 226 parsel sayılı taşınmaza yönelik hükmün ONANMASINA, (2) nolu bentte gösterilen nedenlerle davacı – davalı Hazine vekili ile dava dışı ... ve müşterekleri vekilinin 320 parsel sayılı taşınmaza yönelik temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulüyle, usul ve yasaya uygun bulunmayan hükmün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı bentte belirtilen nedenlerle 177 parsele yönelik verilen hükmün, 320 parsele yönelik hüküm sonucundan etkileneceği gözönüne alınarak bu taşınmaza yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz eden ... ve müştereklerine iadesine, 18.05.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi