Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Yargıtay bozma ilamında özetle; “çekişmeli taşınmazlara ait hava fotoğrafları getirtilerek, taşınmaz üzerinde imar ve ihya işlemlerinin başlangıç ve tamamlanma tarihi ile tarımsal amaçlı zilyetliğin başlangıç tarihlerinin ayrı ayrı belirlenmesi, 3402 sayılı Kanun"un 14/son maddesi gereğince miktar kısıtlamalarına dikkat edilmesi, kabule göre de kazanma koşullarının gerçekleşmesi halinde kamulaştırma nedeniyle zilyetliğin tespitine karar verilmesi" gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, fen bilirkişi tarafından hazırlanan 04.10.2013 tarihli rapor ve eki krokide çekişmeli 111 ada 125 parsel sayılı taşınmazın (D) harfi ile işaretli 3.803,17 metrekare yüzölçümündeki bölümü ile 112 ada 165 parsel sayılı taşınmazın (A) harfi ile işaretli 4.243,42 metrekare yüzölçümündeki bölümün zilyetliğinin davacıya ait olduğunun tespitine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ile davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir. Davacı K.. A.. vekilinin temyiz itirazlarına gelince; dosya kapsamından çekişmeli 112 ada 165 parsel sayılı taşınmaz ile yargılama sırasında 111 ada 125 parsel sayılı taşınmazdan ifraz gören 111 ada 163 parsel sayılı taşınmazın tapudan terkin edilmediği ve Yamula Barajı ve HES kamulaştırma sahasında kalmadığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca; çekişmeli taşınmaz bölümleri yönünden davacı lehine tescil hükmü kurulması gerekirken, taşınmaz bölümlerinin zilyetliğinin davacıya ait olduğunun tespiti yönünde karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi, yargılama sırasında çekişmeli 111 ada 125 parsel sayılı taşınmazın ifraz gördüğü anlaşıldığına göre infazı kabil hüküm kurulmaması dahi isabetsiz olup, davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine, 25.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.