10. Hukuk Dairesi 2020/7857 E. , 2021/10675 K.
"İçtihat Metni"Bölge Adliye
Mahkemesi : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi
No : 2018/2471-2020/390
İlk Derece
Mahkemesi : İstanbul 22. İş Mahkemesi
No : 2017/325-2018/292
Dava, yurtdışı borçlanması yoluyla elde edilen hizmetlerin ilgili geçmiş döneme mal edilmesi ile yaşlılık aylığı miktarının yeniden belirlenmesi istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesince davalı Kurumun istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM:
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 02.08.1978 tarihinde Almanya’da çalışmaya başladığını, 14.03.2013 tarihinde "yurtdışı hizmet borçlanma talep dilekçesi” ile yurtdışında geçen hizmetlerini borçlanmak istediğini, kurumca 85.030,31 TL’lik borç tahakkuk cetveli düzenlendiğini, müvekkilinin Almanya’da işe giriş tarihi 02.08.1978 olduğundan 5000 işgünü karşılığı olan 52.000,00 TL borçlanma bedelini süresinde ödeyerek 10.12.2013 tarihinde yaşlılık aylığı tahsis talebinde bulunduğunu, Kadıköy SGM"nin 30.12.2013 tarihli işlemiyle müvekkilinin ilk işe giriş tarihinin yurtdışı borçlanma süresi de dahil 21.04.1999 tarihi olarak kabul ederek, doğum tarihinin 02.08.1960 olduğu, tahsis talep tarihi itibariyle 58 yaş ve 5975 günü bulunmadığı gerekçesi ile tahsis talebinin işlemden kaldırıldığını, İstanbul Anadolu 21. İş Mahkemesi’nin 2014/64 Esas sayılı dosyası ile yurtdışında çalışmaya başladığı tarih olan 02.08.1978 tarihinin sigorta-emeklilik başlangıç tarihi olarak kabulü ve yaşlılık aylığı bağlanması için Kuruma başvurduğu 10.12.2013 tarihinden sonraki aybaşından başlamak üzere yaşlılık aylığına bağlanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
II-CEVAP:
SGK vekili, aleyhe hususları kabul etmeyerek davacı hakkında yapılan Kurum işlemlerinde herhangi bir hatanın olmadığını, kurumca yapılan işlemlerin usul ve yasaya uygun olduğunu, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
Mahkemece, "Davanın kabulü ile,
Davacının yaşlılık aylığının eksik hesaplandığının tespitine ve eksik aylıkların yasal faiziyle birlikte yeniden hesaplanarak davacıya ödenmesi gerektiğinin tespitine, -Birleşen mahkememizin 2016/1246 Esas sayılı davanın reddine" karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi, İstanbul Anadolu 21. İş Mahkemesi, 2014-64 E-2015-273 kararının Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2016- 19320 E-2017-2622 kararı ile onanarak kesinleşen kararında “davacının Türkiye sigortalılık başlangıç tarihinin Almanya’da sigortalı olarak 18 yaşını doldurduktan sonra çalışmaya başladığı 02.08.1978 olarak tespitine, davacının borçlanma talebinin kurum tarafından kabul edilmesi ve kurumun talep ettiği primlerin davacının yasal süresi içerisinde yatırılması suretiyle sigortalılık başlangıç tarihine göre davacının 25 yıllık sigortalılık süresi 44 yaş ve 5000 gün prim ödeme şartlarını yerine getirmiş olması nedeniyle davacının tahsis talep tarihini takip eden 01.01.2014 tarihi itibariyle yaşlılık aylığı almaya hak kazandığının tespiti” hükmü gereği, davacının yapmış olduğu borçlanma tutarının 02.08.1978 tarihinden başlamak üzere 5000 gün ve karşılığı prim bedellerinin ilgili aylara mal edilerek aylık hesabı yapılması durumunda; Geçici 2. Maddede “Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce 17.07.1964 tarihli ve 506 sayılı, 02.09.1971 tarihli ve 1479 sayılı, 17.10.1983 tarihli ve 2925 sayılı, bu Kanunla mülga 17.10.1983 tarihli ve 2926 sayılı Kanunlara tabi olanlara bağlanacak yaşlılık aylıklarının ne şekilde hesaplanacağına dair ayrıntılı hesaplamalar sonucunda; hesaplanan aylığın tahsis talep yılının Ocak ayındaki aylık tutarı olması nedeniyle, bulunan miktarın tahsis tarihine göre Ocak ve Temmuz ödeme döneminde uygulanan artış oranı kadar arttırılması sonucu tahsis talep tarihi 12.12.2013 tarihi itibari ile aylığı 1.015,35 TL olarak hesaplanmış, davanın kabulüne, davacının 01.01.2014 emeklilik aylığı bağlandığı tarih itibari ile 1.048,55TL, 19.07.2017 dava tarihi itibari ile de 1.447,80TL emeklilik aylığı alması gerektiğinin tespitine karar verildiği belirtilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi tarafından yeterli inceleme ve araştırma sonucu hüküm kurulduğu, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla, davalı Kurum vekilinin istinaf başvurusunun esasdan reddine” karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
SGK vekili, davacı hakkında yapılan Kurum işlemlerinde herhangi bir hatanın olmadığı, her iki davanın reddi gerektiğini belirterek ve resen belirlenecek diğer nedenlerle, kararın bozulmasını istemiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Yurt Dışında Bulunan Türk Vatandaşlarının Yurt Dışında Geçen Sürelerinin Sosyal Güvenlikleri Bakımından Değerlendirilmesi Hakkındaki 3201 sayılı Kanunun “Amaç ve kapsam” başlığını taşıyan 1’inci maddesinde; 18 yaşını doldurmuş Türk vatandaşları ile doğumla Türk vatandaşı olup da çıkma izni almak suretiyle Türk vatandaşlığını kaybedenlerin yurt dışında geçen ve belgelendirilen sigortalılık süreleri ve bu süreleri arasında veya sonunda her birinde bir yıla kadar olan işsizlik süreleri ile yurt dışında ev kadını olarak geçen sürelerin, Kanunda belirtilen sosyal güvenlik kuruluşlarına prim ödenmemiş olması ve istekleri hâlinde, bu Kanun hükümlerine göre sosyal güvenlikleri bakımından değerlendirileceğini hüküm altına almıştır.
3201 sayılı Yasanın, 17.04.2008 tarih ve 5754 sayılı Yasanın 79. maddesi ile değişik “ Süre tespiti ve sigortalılığın başlangıcı” başlıklı 5.Maddesi ise “Yurt dışındaki sigortalılık sürelerinin tespitinde, bunu belirten ve istek sahibinin ibraz edeceği ispatlayıcı belgelerde kayıtlı bulunan tarihler arasındaki son tarihten geriye doğru olmak üzere gün sayıları esas alınır, bu tespitte 1 yıl 360 gün, 1 ay 30 gün hesaplanır.
Sosyal güvenlik kanunlarına tabi hizmetleri olanların, borçlandıkları gün sayısı, prim ödeme gün sayıları ile ilgili hizmetlerine katılır. Sigortalılığın başlangıç tarihinden önceki süreler borçlanılmış ise, sigortalılığın başlangıç tarihi, borçlanılan gün sayısı kadar geriye götürülür.
Sosyal güvenlik kuruluşlarına tabi hizmeti bulunmayan istek sahiplerinin sigortalılıklarının başlangıç tarihi, borçlarını tamamen ödedikleri tarihten borçlanılan gün sayısı kadar geriye götürülen tarihtir…” hükmünü içermekte olup; yasanın anılan açık hükmü karşısında, 3201 sayılı Yasa kapsamında yapılan yurtdışı hizmet borçlanmalarında esas alınan yurt dışındaki sigortalılık sürelerinin, yasanın 5.madde hükmü uyarınca, ispatlayıcı belgelerde kayıtlı bulunan tarihler arasındaki son tarihten geriye doğru olmak üzere belirlenmesi; giderek, belirlenen ve borçlanılan bu süreler üzerinden yaşlılık aylığı bağlanması gerekecektir.
Eldeki davada ise, açıklanan 5. Madde gereğince irdeleme yapılarak aldırılacak rapordan sonra uyuşmazlığın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak, temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk derece Mahkemesine gönderilmesi ile kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 21.09.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.