Esas No: 2022/715
Karar No: 2022/4707
Karar Tarihi: 18.05.2022
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2022/715 Esas 2022/4707 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davalı tarafın satın aldığı taşınmaz için davacı taraf tapu iptali ve tescil davası açmıştır. Mahkeme, taşınmazın bir kısmının davalı adına, bir kısmının da davacı adına kaydedilmesine karar vermiştir. Ancak, bu karar tapunun Hazinenin mülkiyetinde olmadığı dönemde alınmıştır. Bu nedenle, tapu kaydının yolsuz tescil olarak nitelendirilmesi mümkün değildir. 6292 Sayılı Kanun uyarınca Hazinenin satışına dayanan idari işlem geri alınmadıkça ya da idari yargıda iptal edilmedikçe, 3. kişi adına oluşan tapu kaydının iptal edilmesi mümkün değildir. Dolayısı ile, davacının tapu iptali ve tescil isteğine yönelik dava dinlenemez. Karar bozulmuştur.
Kanun Maddeleri:
6831 sayılı ORMAN KANUNU - 2/B
6100 sayılı HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU - Geçici 3. madde
1086 sayılı HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU - 428. madde
1086 sayılı HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU - 440/I madde
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : 6292 Sayılı Kanun Gereğince Yapılan Satış Sonucu Oluşan Tapu Kaydının İptali Ve Tescil
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Kullanım kadastrosu sırasında Termal İlçesi ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 213 ada 14 parsel sayılı 10.848,11 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Kanun'un 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı ve 1981 yılından beri ...’un kullanımında bulunduğu şerhi yazılarak Hazine adına tespit ve 08.07.2010 tarihinde tescil edildikten sonra 27.05.2013 tarihinde 6292 Sayılı Kanun gereğince ...'a satılarak bu kişi adına kayden intikal ettirilmiştir.
Davacı ..., 05.11.2014 tarihinde taşınmazın kendi fiili kullanımında bulunduğunu ileri sürerek tapu iptali ve tescil istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne, çekişmeli 213 ada 14 parsel sayılı taşınmazın bilirkişi rapor ve krokisinde (A1) rumuzuyla gösterilen 6.134,55 m2 kısmının davalı adına, (B1) rumuzuyla gösterilen 4.713,56 m2 kısmının ise davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmiş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir.
Şöyle ki; bilindiği üzere, kullanım kadastrosu kesinleşerek tapuya tescil edilen taşınmaz/taşınmazların Hazinenin mülkiyetinden çıkıp, 3. şahıs/şahıslar adına tescil edilmelerine esas olan hukuki işlem 6292 sayılı Kanun uyarınca Hazinenin satışına dayanan idari işlem olup, Hazinenin satış işlemi ortadan kaldırılmadıkça, başka bir ifade ile idari işlem niteliğindeki Hazinenin satışı idarece geri alınmadıkça ya da idari yargıda iptal edilmedikçe 3. kişi adına oluşan tapu kaydının yolsuz tescil olarak nitelendirilmesi mümkün değildir.
Dolayısı ile kullanım kadastrosu kesinleşerek tapuya tescil edilen taşınmaz/taşınmazların Hazinenin mülkiyetinden çıkıp, 3. şahıs/şahıslar adına tescilinden sonra tapu iptali ve tescil isteğine yönelik davanın dinlenme olanağı bulunmamaktadır.
Somut olaya gelince; davacı ..., eldeki davayı 05.11.2014 tarihinde açmış olup, çekişmeli taşınmazın ise dava tarihinden önceki tarih olan 27.05.2013 tarihinde 6292 Sayılı Kanun uyarınca ...'a satılarak bu kişi adına tescil edildiği anlaşılmaktadır.
Dava tarihi itibariyle taşınmaz 6292 Sayılı Kanun uyarınca satılarak davalı ... adına tescil edildiğine ve dosya kapsamından da idari işlem niteliğindeki satış işleminin idarece geri alındığı ya da idari yargıda iptal edildiği anlaşılamadığına göre eldeki davanın dinlenme olanağı bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde bulunduğundan kabulü ile yerel mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla uygulanacak olan 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 18.05.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.