10. Hukuk Dairesi 2015/11759 E. , 2015/13456 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : İş Mahkemesi
Dava, 1479 sayılı Yasa kapsamında Bağ-Kur sigortalılığının geçerli olduğunun ve tahsis talebini takip eden ay başından itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak, ilamında belirtilen gerekçelerle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Mahkemece uyulan Dairemiz bozma ilamında, "davacının 01.02.1988 – 15.09.1989 ve 01.01.1991 – 31.12.1991 tarihleri arasına ilişkin primlerin 1992 affı ile tahsil edilip edilmediğinin araştırılması, davacının geçmişe yönelik prim ödemelerinin varlığı araştırılarak, prim ödemelerinin ihtilaf konusu olan 01.01.1992 – 09.05.2003 tarihleri arasındaki sigortalılık sürelerini kapsayıp kapsamadığı Medeni Kanunun 2. maddesi gözetilerek belirlenmesi ile bu araştırma ve tespitlere istinaden belirlenecek sigortalılık süresine göre davacının tahsis şartları irdelenip, prim borcu bulunup bulunmadığının belirlenmesi, prim borcunun çıkması halinde verilecek makul süre içerisinde ödemenin sağlanması halinde ödemeyi takip eden tarih tahsiste esas alınması gerektiği" belirtilmiştir.
Mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirdiği gibi, mahkemenin kararını bozmuş olan Yargıtay Hukuk Dairesince de, sonradan, ilk bozma kararı ile benimsemiş olduğu esaslara usuli kazanılmış hakka aykırı bir şekilde ikinci bir bozma kararı verilememektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, Hukuk Genel Kurulu’nun 12.07.2006 gün, 2006/9-508 E., 2006/521 sayılı kararı).
Mahkemenin, Yargıtay’ın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir. (Prof. Dr. Baki KURU, Usulî Müktesep Hak (Usule İlişkin Kazanılmış Hak), Dr. A. Recai Seçkin’e Armağan, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınları No. 351 Ankara, 1974, sayfa 395 vd.)
Yukarıda belirtilen hukuki ve fiili durumlar ışığında, Mahkemece bozma kararına uyulmasına karar verilmesine rağmen, bozma ilamı gereği yerine getirilmemiştir.
Somut olayın incelenmesinden, bozma nedenlerine ilişkin bir araştırma yapılmamış, bozma öncesi rapor düzenleyen bilirkişiye dosya tevdi edilmiş, bilirkişi ise, davacının 1992 yılı affından faydalandığına ilişkin resmi işlemlerde kullanılamayacağına ilişkin ifade bulunan 1479 sigortalı bilgilerine ilişkin hesap dökümündeki 1992 yılı affından faydalandığına ilişkin bilgi, yine anılan sigortalılık bilgilerine ilişkin hesap dökümündeki 2003 yılındaki prim ödemesi ve 5510 sayılı Kanun kapsamında borcunu bitirdiği ibareleri dikkate alınarak önceki kanaat bildirildiği ve bozma öncesindeki sigortalılık süresi kabul edilerek, prim borcu bulunup bulunmadığı, ...nin 08.05.2013 tarihli evraka istinaden fazla ödemesi olduğu değerlendirilmesine rağmen anılan evraktaki fazla prim ödemesinin, Kurumca, davacının 05.10.1987 – 31.01.1988, 15.09.1989 – 31.12.1990 ve 09.05.2003 tarihinden devam eden sigortalılığı esas alınması nedeniyle olduğu dikkate alınmaksızın ve ayrıca bu hususta bir araştırma yapılmaksızın, bilirkişinin 16.03.2015 tarihli kanaati esas alınarak hüküm kurulması, eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olduğu anlaşılmaktadır.
Yukarıda belirtilen hukuki ve fiili durumlar ışığında, eksik inceleme sonucu hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 02.07.2015 günü oybirliği ile karar verildi.