14. Hukuk Dairesi 2011/15914 E. , 2012/820 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 07.07.2004 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil, müdahil davacı ise tapu iptali yayla olarak özel siciline kaydedilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davacının davasının reddine, müdahil davacının davasının kabulüne dair verilen 02.05.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_K A R A R_
Davacı, kadastro çalışmaları sırasında davalılar murisi ... adına tespit ve tescil edilen 139 ada 12 numaralı parselin vakıfname kapsamında idarenin özel mülkiyetinde bulunduğu gerekçesiyle tapunun iptali ve adına tescil isteğinde bulunmuştur.
Davaya 27.09.2005 tarihinde müdahil olarak katılan Hazine, dava konusu taşınmazların yayla olduğunu belirterek tapunun iptali ile özel siciline yazılması isteğinde bulunmuştur.
Mahkemece, davacı ... Genel Müdürlüğü tarafından açılan davanın reddine, müdahil Hazine"nin davasının kabulüyle 139 ada 12 parselin tapusunun iptaliyle yayla olarak sınırlandırılmasına ve özel siciline kaydına karar verilmiştir.
Hükmü, davacı ... Genel Müdürlüğü temyiz etmiştir.
Her ne kadar mahkemece dosyaya sunulan kanıtlar, bilirkişi raporu, Dairemiz ve Yargıtay’ın çeşitli dairelerince verilen kararlara da atıf yapılmak suretiyle dava konusu yerin yayla olduğu kabul edilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir.
Gerçekten; 4342 sayılı Mera Kanununun 3. maddesinde yapılan tanıma göre, yaylak; çiftçilerin hayvanları ile birlikte yaz mevsimini geçirmeleri, hayvanlarını otlatmaları ve otundan yararlanmaları için tahsis edilen veya kadimden beri bu amaçla kullanılan yerlerdir. Mera, yaylak ve kışlakların özel mülkiyete geçirilmesi, amacı dışında kullanılması, kazandırıcı zamanaşımı yoluyla mülk edinilmesi olanaksız olduğu gibi sınırlarının daraltılması da mümkün değildir.
Davacı ... İdaresi davasında, çekişmeli taşınmazın yayla ile bir ilişkisi olmadığını, dayandıkları vakıfname kapsamında ve vakfın özel mülkü niteliğinde bulunduğunu ileri sürmüştür.
Yaşamını genelde çiftçilikle sürdüren kişilerin hayvanlarını otlatmakta olduğu yaylaya yakın bölgelerde ikamet etmek, ziraat yapmak, bağ ve bahçe yetiştirmek için tarım taşınmazlarına ihtiyaçları olacağı ve bu amaçlarına uygun kazanmaya elverişli bazı taşınmazları mülk edinebilecekleri olgusunu göz ardı etmek, mera, yaylak ve kışlak gibi bölgelerden insanları soyutlamak mümkün değildir.
İddia ve savunma ile az yukarıda anlatılanlara göre, davada sağlıklı bir sonuca ulaşmak ve davacının dayandığı vakıfnamenin kamu malı niteliğindeki yayla sınırları içerisinde kalması halinde, yaylaların özel mülkiyete konu olamayacağı hususunun irdelenebilmesi için dava konusu taşınmazın kadim ... Köyü sınırları içinde kalıp kalmadığının ve bu köyün ikamet edilen veya tarım alanları kapsamında olup olmadığının saptanması önem kazanmaktadır.
O nedenle, öncelikle ... köyünün kuruluş tarihi İçişleri Bakanlığı İller İdaresi Genel Müdürlüğünden sorulmalı, böylelikle ... Köyünün kadim köy olup olmadığı yönü üzerinde durulmalı, yine bu köye ait en eski tarihlisinden başlamak üzere idari sınır belgeleri ile sınırlar bir haritaya bağlanmışsa haritası da istenilmeli, ... Köyüne ait mevcut en eski sınırname yerel bilirkişiler yardımıyla keşfen zemine uygulanmalı, köyün kuruluşundaki idari sınırları belirlenmeli, dava konusu taşınmazın ... Köyünün ilk idari sınırları kapsamında kalıp kalmadığı saptanmalı, eğer dava
konusu taşınmaz kadim ... Köyünün idari sınırları içersinde kalıyorsa seçilecek ve keşifte bulundurulacak harita mühendisi bilirkişiye daha önce sağlanacak eski tarihli memleket haritasındaki durumu incelettirilmeli, köyün ikamet edilen veya tarım alanları içinde kaldığı belirlenirse özel mülkiyete konu teşkil edeceği kabul edilmeli, bu arada taşınmazın kadastro tutanağı edinme sebebi sütununda yerel bilirkişiler çekişmeli yerin kadim ...Köyünün tarım alanında kaldığını, dava dışı şahıs tarafından kullanıldığını belirttiklerinden tutanak bilirkişilerinin sözleri denetlenmeli, taşınmaza ilişkin tutanak ve varsa dayanağı belgeler de getirtilmek suretiyle bu belgeler de incelenerek bütün bunların sonucuna uygun hüküm kurulmalıdır.
Tüm bu inceleme ve araştırma yapılmadan yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuş olması doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı ... Genel Müdürlüğünün temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 24.01.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.