21. Hukuk Dairesi 2019/1148 E. , 2019/7751 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ: Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi
TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
A)Davacı İstemi:
Dava, sigorta başlangıcının 01/02/1988 tarihi olarak tespiti istemine ilişkindir.
B)Davalı Cevabı:
Davalı ... Nakliyat ve Tic.A.Ş. davaya cevap vermemiştir.
Davalı kurum vekili cevap dilekçesinde ; resmi kayıtların incelenmesi gerektiğini, sadece tanık beyanlarına göre karar verilmemesi gerektiğini, beyan ederek, davanın reddini savunmuştur.
C)İlk Derece Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı:
İlk Derece Mahkemesince " Kurumdan gelen cevabi yazıdan işyerinin kanun kapsamında olduğunun, davalı işyeri tarafından davacı için kuruma 01/02/1988 tarihli işe giriş bildirgesi verilmiş olduğunun anlaşıldığı, dinlenen taraf tanıkları, işyeri tescil bilgileri işe giriş bildirgesi birlikte değerlendirildiğinde davacının davalı işyerinde 01/02/1988 tarihinde 1 gün süreyle çalıştığının tespit edildiği" gerekçesiyle davanın kabulüne, davacı taraf hizmet tespiti talebini atiye bırakmış olduğundan, bu talebi yönünden davalı şirkete ve davalı SGK ya karşı açmış olduğu davanın reddine karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu;
Davalı SGK vekili ; davacının davasını ispata yarar kesin delilleri dosya kapsamına sunmadığını, Kurum aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesinin yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf talebinde bulunmuştur.
D)Bölge Adliye Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı:
Dosyadaki bilgi ve belgelere göre ;kurumun 2 8542 390464 92 10 sicil numarasında işlem gören davalıya ait işyerinin 01.12.1983 tarihinde 506 sayılı yasa kapsamına alındığı, 31.12.1988 tarihinde kapsamdan çıkarıldığı, davacı adına düzenlenen 01.02.1988 tarihli işe giriş bildirgesinin 17.02.1988 tarihinde Kurum kayıtlarına intikal ettirildiği, bordro tanığı ..."ın davacının işyerinde fiilen çalışma olgusunu teyit eder yönde beyanda bulunduğu ve sahteliği ileri sürülmeyen işe giriş bildirgesinin işyerinde en az bir gün süre ile çalışmaya karine teşkil ettiği, böylelikle verilen kararın esas yönünden doğru olduğu görülmekle, davalı Kurum vekilinin istinaf isteminin reddine, davacının sigorta başlangıç tarihinde 18 yaşından küçük olduğu resen gözetilerek, ilk derece mahkemesi kararının ortadan kaldırılıp davacı ..."nın sigortalılık başlangıç tarihinin 01/02/1988 tarihi olduğunun ve bu tarihte bir gün çalıştığının tespitine,davacının 01/05/1989 tarihinde 18 yaşını ikmali nedeniyle kabulüne karar verilen süre için ödenecek M.Y.Ö sigortaları primlerinin prim ödeme gün sayısına eklenmesine, sigortalılık başlangıç tarihinin 18 yaşını ikmal ettiği 01/05/1989 tarihi olduğunun hükmün infazında gözetilmesine ve davacı tarafından davalı ... Nakliyat ve Ticaret A.Ş hakkında açılan davanın açılmamış sayılmasına,dair karar verilmiştir.
E)Temyiz:
Davalı SGK vekili ; dosyada yeterli tanık dinlenmediğini,davacının davasını sipatlayacak kesin deliller sunamadığını belirterek kararın bozulması talebinde bulunmuştur.
F) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 108.maddesinin 1. fıkrasında; " Malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarının uygulanmasında nazara alınacak sigortalılık süresinin başlangıcı, sigortalının, yürürlükten kaldırılmış 5417 ve 6900 sayılı kanunlara veya bu kanuna tabi olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihtir." hükmü düzenlenmiştir.
Bir kimsenin sigortalı sayılabilmesi için sigortalı işe giriş bildirgesinin varlığı yeterli değildir. Aynı zamanda o kimsenin Yasa"nın belirlediği biçimde (506 sayılı Yasa"nın 2. maddesi ve 5510 sayılı Yasa"nın 4/a maddesi) eylemli olarak çalışması da koşuldur. Bu yön 506 sayılı Yasa"nın 6. maddesi ile 5510 sayılı Yasa"nın 7/a maddesinde ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 1999/21-549-555, 2005/21-437-448 ve 2007/21-306-320 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır. Bu bakımdan davacının işyerinde eylemli olarak çalışıp çalışmadığının yöntemince araştırılması gerektiği ortadadır. Fiili veya gerçek çalışmayı ortaya koyacak belgeler, işe giriş bildirgesiyle birlikte 506 sayılı Yasa’nın 79. maddesinde belirtilen sigortalının gün sayısını, kazanç durumunu, çalışma tarihleriyle birlikte ortaya koyan aylık sigorta gün bilgileri ile Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’nin 17. maddesinde belirtilen 4 aylık prim bordroları gibi Kuruma verilmesi zorunlu belgelerdir. Yöntemince düzenlenip süresi içerisinde Kuruma verilen işe giriş bildirgesi, kişinin işe alınmış olduğunu gösterirse de fiili çalışmanın varlığının ortaya konulması açısından tek başına yeterli kabul edilemez. Sigortalılıktan söz edebilmek için, çalışmanın varlığı, Yargıtay uygulamasında 506 sayılı Yasanın 79/10. maddesine dayalı sigortalılığın tespiti davaları yönünden kabul edilen ilkelere uygun biçimde belirlenmelidir. Zira, sigortalılığın başlangıcına yönelik her dava sigortalılığın tespiti istemini de içerir. Aksine düşünce, özellikle yaşlılık aylığının kabulü için öngörülen sigortalılık süresi yönünden çalışanlar ile çalışmayanlar arasında adaletsiz ve haksız bir durum yaratır. Bu nedenle, işe giriş bildirgesinin verildiği ancak yasal diğer belgelerin bulunmadığı durumlarda çalışma olgusunu ortaya koyabilecek inandırıcı ve yeterli kanıtlar aranmalı, kamu düzenine dayalı bu tür davalarda hakim, görevi gereği doğrudan soruşturmayı genişleterek sigortalılık koşullarının oluşup oluşmadığını belirlemelidir. Bu yön, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555, 5.2.2003 gün 2003/21-35-64, 15.10.2003 gün 2003/21-634-572, 3.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 2004/21-479-578, 10.11.2004 gün 2004/21-538 ve 1.12.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
Bu tür davalar yalnızca bir günlük çalışmanın tespitinden ibaret olarak görülmemeli, bir günlük çalışmanın kabulü ile saptanacak sigortalılık başlangıcının sigortalıya sağlayacağı sigortalılık süresi ile birlikte kazandıracağı haklar dikkate alınmalı ve giriş bildirgesi ile birlikte eylemli çalışmanın bulunup bulunmadığı özellikle belirlenmeli, buna göre dönem bordrosunda yer alan ve davacının talep ettiği tarihte çalışması mevcut tanıklar ile gerektiğinde komşu işyerleri çalışanları olduğu kayıtlarla ya da kolluk yolu ile yaptırılacak araştırma ile belirlenen kimselerin beyanlarına başvurulmalı, sonucuna göre karar verilmelidir. Dosyadaki kayıt ve belgelerden; 01/05/1961 doğumlu davacının 01.02.1988 tarihinde 27 yaşında olduğu, 01/02/1988 tarihli işe giriş bildirgesinin ... sicil numaralı, ... Nakliyat ünvanlı işyerinden aynı tarihte Kuruma verildiği, ... Belediye Başkanlığı ve İlçe Emiyet Müdürlüğünüb yaptığı araştımalar neticesinde komşu iş yeri tanığının tespit edilemediği belirtilmesine rağamen mahkemece davacının kardeşi ...’nın komşu iş yeri tanığı olarak dinlendiği,ayrıca ... -... Temizleme adlı iş yerinde çalıştığı gelen bordrolardan anlaşılan ...’da bordro tanığı olarak dinlendiği, davacının askerlik kayıtlarının dosyada olmadığı, eylemli çalışma olgusunun yeterli ve gerekli bir araştırmayla sağlıklı bir biçimde belirlenmeden davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır.Uyuşmazlık, somut olayda fiili çalışma olgusunun yöntemince kanıtlanmış olup olmadığı, mahkemece bu yönde yapılan inceleme ve araştırmanın hükme yeterli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.Yapılacak iş; davacıya ne iş yaptığını açıklatmak, dosyada mevcut işe giriş bildirgesi üzerindeki imzanın davacıya ait olup olmadığını bilirkişi marifetiyle tespit etmek, komşu işyerlerinin Kurum"dan sorarak, komşu işyeri çalışanlarından kolluk yolu ile yaptırılacak araştırma ile belirlenen kimselerin beyanlarına başvurmak, sigorta sicil numarasının hangi ilin ve yılın serilerinden olduğunu Kurumdan sormak , çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde 506 sayılı Yasanın 2, 6, 9 ve 79/8. maddeleri gereğince ortaya koyduktan sonra davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği nazara alınıp araştırma genişletilerek sonucuna göre karar vermekten ibarettir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, yukarıda yazılı sebepten dolayı Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.G)SONUÇ: Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK’nun 373/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 12/12/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.