14. Ceza Dairesi 2016/8431 E. , 2020/4552 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Çocuğun nitelikli cinsel istismarı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
HÜKÜM : Mahkumiyet
İlk derece mahkemesince verilen hükümler temyiz edilmekle başvurunun muhtevası ve inceleme tarihine kadar getirilen kanuni düzenlemeler nazara alınarak dosya tetkik edildi, gereği görüşüldü:
5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunun 35. maddesi uyarınca, suça sürüklenen çocuk hakkında sosyal inceleme raporu alınması gerektiği gözetilmeden karar verilmiş ise de, suça sürüklenen çocuğun inceleme tarihi itibariyle onsekiz yaşını tamamlaması nedeniyle bu hususun telafisi mümkün olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Suça sürüklenen çocuk hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan hükmün incelemesinde;
Muhakeme safahatını yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, iddia ve savunma ile tüm delillerin eksiksiz olarak kararda gösterildiği, hükmedilen cezanın nevi ve miktarı itibarıyla kanuni sınırlar içinde tayin edildiği anlaşıldığından, O Yer Cumhuriyet Savcısı ile suça sürüklenen çocuk müdafisinin yerinde görülmeyen temyiz taleplerinin reddiyle hükmün ONANMASINA,
Suça sürüklenen çocuk hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan kurulan hükmün incelenmesine gelince;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ile kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Mağdurun aşamalardaki beyanları, savunma, tanık beyanı ile tüm dosya kapsamı nazara alındığında suça sürüklenen çocuğun, olay tarihinde organ sokmak suretiyle çocuğun nitelikli cinsel istismarı eylemine yönelik başladığı icrai hareketlerini sonuna kadar götürebilme imkanı bulunduğu halde mağdurun aşılabilir mukavemeti dışında ciddi bir engel neden olmaksızın kendiliğinden eylemine son verdiği, 5237 sayılı TCK"nın 36. maddesinde yer alan gönüllü vazgeçme düzenlemesi de gözetildiğinde mevcut haliyle o ana kadar gerçekleştirdiği eylemin çocuğun cinsel istismarı suçunu oluşturduğu, ayrıca suça sürüklenen çocuğun eylemini zor kullanarak gerçekleştirdiğine dair mağdur iddiası olmadığı gibi bu hususta başkaca herhangi bir delil de bulunmadığı gözetilerek, TCK 103/1. maddesi gereğince hüküm kurulması gerekirken suç vasfının tayininde yanılgıya düşülerek çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçuna teşebbüsten mahkumiyet hükmü kurulması,
Kanuna aykırı, O Yer Cumhuriyet Savcısı ile suça sürüklenen çocuk müdafisinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 28.10.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.