10. Hukuk Dairesi 2015/13370 E. , 2015/13420 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : İş Mahkemesi
Dava, davacının sigortalılık sürelerinin iptaline ilişkin Kurum işleminin iptali ve hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davalı Kurum tarafından iptaline karar verilen 6592 günlük sigortalılık süresinin geçerli olduğunun tespitine ve bu sürelerin iptaline ilişkin Kurum işleminin iptali istemine ilişkin davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 79/10. maddesi olup, anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin bu tür davalar kamu düzeni ile ilgili olduğundan özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip gerek görüldüğünde kendiliğinden araştırma yapılarak delil toplanabileceği açıktır.
İnceleme konusu davada; istemin reddine karar verilmiş ise de, dosyada yer alan bilgi ve belgeler karar vermeye elverişli görünmemektedir. Bu bakımdan; davacının SGK denetmenlerine verdiği ifadesinde diğer bir takım çalışmalarının gerçeğe aykırı olarak farklı işverenler yanından Kuruma bildirildiğini kabul etmesine rağmen, 01.02.1981-01.10.1986 tarihleri arasındaki çalışmalarının gerçek olduğunu belirtmesi ve SGK denetim raporu kapsamına göre bu döneme ilişkin bir araştırma yapılmamış olması, davacının diğer sigortalılık bildirimlerinin gerçeğe aykırı olması kıyas alınarak 01.02.1981-01.10.1986 tarihleri arasındaki sigortalılık süresinin de
gerçeğe aykırı olduğu görüşüne yer verilmiş olması ve Kurum tarafından da bu rapora istinaden davacının tüm sigortalılık sürelerinin iptal edilmesi karşısında, denetim raporu ve Kurum işlemi bu yönüyle denetime ve irdelemeye elverişsiz bulunmuştur. Mahkeme tarafından, Kurumun denetim raporundaki saptamalar esas alınarak eksik inceleme ile hüküm kurulmuştur. Bu bakımdan, Mahkemece, davacının 01.02.1981-01.10.1986 tarihleri arasındaki dönemlerde bildirimlerinin yapıldığı bütün işyerlerinin 506 sayılı Kanun hükümleri kapsamında bulunduğu süreler (tescil dönemleri) Kurumdan sorulmalı, işverenlerin vergi kayıt ve faaliyet durumu ilgili vergi dairelerinden ve ticaret sicili memurluğundan araştırılmalı, davacıyla ilgili varsa tüm belge ve kayıtlar işverenden istenilmeli, uyuşmazlık konusu tarihleri içerir dönemsel sigorta primleri bordroları Kurumdan getirtilmeli, anılan bordrolarda belgelerde bildirimleri yapılan sigortalıların hizmet cetvelleri getirtilerek bilgi ve görgüsüne başvurulmalı, bordrolar düzenlenmediği veya tüm aramalara karşın sigortalılara ulaşılamadığı takdirde aynı çevrede faaliyet yürüten işverenler ve çalışanlar yöntemince saptanarak tanık sıfatıyla dinlenilmeli, işyerinin ve davacının yaptığı işin nitelik itibarıyla mevsimlik olup olmadığı, çalışmanın tam gün üzerinden gerçekleşip gerçekleşmediği ortaya konulmalı, belirdiği takdirde tanık anlatımları arasındaki çelişkiler giderilmeli, toplanan tüm kanıtlar değerlendirildikten sonra öncelikle davacının 01.02.1981-01.10.1986 tarihleri arasındaki çalışmalarının gerçeğe aykırı olup olmadığı belirlenmeli, buna bağlı olarak da isteğe bağlı sigortalılık süreleri ve askerlik borçlanması konusunda elde edilecek sonuca göre hüküm kurulmalıdır.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece, eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 02.07.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.