12. Ceza Dairesi 2021/4167 E. , 2021/6571 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda, Kastamonu Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 08/12/2020 tarihli ve 2020/5128 soruşturma, 2020/2075 esas, 2020/141 sayılı seri muhakeme usulüne tabi talepnamenin kabulüne ve sanığın 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 250/4, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 179/2. maddesi gereğince 2 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, cezasının anılan Kanunun 58. maddesi uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine dair Kastamonu 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 08/12/2020 tarihli ve 2020/482 esas, 2020/661 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
15/04/2020 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un 17. maddesi ile değişik 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 272. maddesinde, "(1) İlk derece mahkemelerinden verilen hükümlere karşı istinaf yoluna başvurulabilir. Ancak, onbeş yıl ve daha fazla hapis cezalarına ilişkin hükümler, bölge adliye mahkemesince re"sen incelenir. (2) Hükümden önce verilip hükme esas teşkil eden veya başkaca kanun yolu öngörülmemiş olan mahkeme kararlarına karşı da hükümle birlikte istinaf yoluna başvurulabilir. (3) Ancak; a) (Değişik: 31/3/2011-6217/23 md.) Hapis cezasından çevrilen adlî para cezaları hariç olmak üzere, sonuç olarak belirlenen üçbin Türk Lirası dâhil adlî para cezasına mahkûmiyet hükümlerine, b) Üst sınırı beşyüz günü geçmeyen adlî para cezasını gerektiren suçlardan beraat hükümlerine, c) Kanunlarda kesin olduğu yazılı bulunan hükümlere, Karşı istinaf yoluna başvurulamaz. Bu suretle verilen hükümler tekerrüre esas olmaz" şeklinde yer alan düzenlemeye nazaran,
Sanığın tekerrüre esas alınan Kastamonu 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 28/01/2020 tarihli ve 2019/162 esas, 2020/67 sayılı ilâmı ile verilen 3.000,00 Türk Lirası adli para cezasının kesin nitelikte olması karşısında, tekerrüre esas alınabilecek başka sabıkası da bulunmayan sanık hakkında mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanamayacağı gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 07/04/2021 gün ve 94660652-105-37-2754-2021-Kyb sayılı yazılı istemlerine müsteniden Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 09.06.2021 tarih ve 2021/50797 sayılı ihbarnamesiyle mevcut evrak tevdi kılınmakla;
Dosya incelendi gereği düşünüldü:
Şüphelinin trafik uygulanamasında 142 promil alkollü olduğunun tespit edilmesi üzerine Kastamonu Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 08/12/2020 tarihli ve 2020/5128 soruşturma, 2020/2075 esas, 2020/141 sayılı seri muhakeme usulüne tabi talepnamenin kabulüne ve sanığın 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 250/4, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 179/2. maddesi gereğince 2 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, cezasının anılan Kanunun 58. maddesi uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verildiği, tekerrüre esas alınan Kastamonu 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 2019/162 Esas ve 2020/67 Karar sayılı ve 28/01/2020 tarihli ilamıyla sanığın doğrudan 3.000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına kesin olarak karar verildiği anlaşılmakla;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 2019/13-123 esas- 2020/334 karar 02.07.2020 tarihli ilamında vurgulandığı üzere;
Usul Kanunlarında yapılan değişikliklerin, yasa yürürlüğe girdikten sonra yapılacak işlemler hakkında uygulanacağı, maddi ceza hukuku kurallarının aksine geçmişe yürümeyecekleri kabul edilmekle birlikte maddi ceza hukukunu da ilgilendiren bir infaz rejimi olan tekerrür kurumunda hüküm tarihinden sonra yapılan yasal değişiklikler nedeniyle doğabilecek adaletsizlikleri gidermek açısından, derhal uygulama ilkesine istisna getirilerek zaman bakımından uygulama ilkesinin benimsenmesi de göz önünde bulundurularak, 7242 sayılı Kanunun 17. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK"nın 272. maddesinin son fıkrasında yapılan düzenlemenin yürürlüğe girdiği 15.04.2020 tarihinden önce verilmiş olup da hüküm bölümünde, istinaf yasa yolu kapalı olan bir ilamın tekerrür uygulamasına esas alındığı ve 5271 sayılı CMK"nın temyize ilişkin hükümlerinin uygulanacağı kararlara yönelik olarak, 5237 sayılı TCK"nın 7. maddesinin ikinci fıkrası ve 5275 sayılı Kanunun 98. maddesinin birinci fıkrası hükümlerine göre uyarlama yargılaması yapılması mümkün olabilecektir.
Bu açıklamalar ışığında tekerrüre esas alınabilecek başka sabıkası da bulunmayan sanık hakkında mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanamayacağı gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
Kanun yararına bozma talebine dayanılarak düzenlenen ihbarnamedeki bozma isteği, incelenen dosya kapsamına nazaran yerinde görüldüğünden Kastamonu 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 08.12.2020 tarihli ve 2020/482 esas- 2020/661 sayılı kararına yönelik kanun yararına bozma talebinin, kabulü ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca isteme uygun olarak BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, dosyanın gereği için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 05.10.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.