8. Hukuk Dairesi 2016/3901 E. , 2018/20281 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı 3. kişi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacı alacaklı vekili; borçlunun .... ödememek için mallarını yine borçlulara ait aynı ortakların ve aile bireylerinin şirketine adres bile değiştirmeden devrettiğini, devredilen işyerinde haciz yapıldıktan sonra da mal kaçırmak amacıyla davalı 3. kişi ..."ya muvazaalı satış yaptığını, farklı mahkemelerde farklı mahcuzlara ilişkin istihkak davalarının görüldüğünü, davalıların istihkak iddialarının reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı 3. kişi vekili; takip borçlusunun davalı ........ Ticaret Limited şirketi olduğunu, 19/12/2012 tarihli hacizde kendilerine ait menkullerin haczedildiğini, takip borçlusu ile aralarında herhangi bir hukuki bağ olmadığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; 19/12/2012 tarihinde borçlu adresinde haczedilen menkuller üzerinde mahallinde yapılan inceleme sonucunda ibraz edilen bilirkişi raporuna göre, yediemin deposunda bulunan hacizli malların davaya konu hacizli mallar olduğu, haczin borçlu adresinde yapıldığı, borçlu yetkilisinin haczin başlangıcında mahalde bulunduğu tutanakla tespit edilmiş olduğundan, İİK’nin 97/a maddesinde belirtilen mülkiyet karinesi, borçlu dolayısı ile davacı alacaklı yararına olduğu, davalı 3. kişinin karinenin aksini kesin ve güçlü delillerle kanıtlaması gerektiği davalı 3.kişi tarafından sunulan fatura üzerinde bir açıklama olmayıp, misli mal niteliğinde olan ve ayırdedici hiç bir özelliği bulunmayan taşınırlara ilişkin olduğu anlaşılamayacağı gibi, her zaman istenilen kişi adına düzenlenmesi mümkün adi belge niteliğinde olduğundan ve ....n doğumundan hatta takipten sonra düzenlenmiş olduğundan soyut olarak mülkiyetin ispatı için tek başına yeterli olmadığından, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, alacaklının İİK"nin 99. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasının reddi talebine ilişkindir.
1. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan kararda yazılı gerekçelere göre davalı vekilinin yerinde bulunmayan sair temyiz itirazlarının reddine,
2. İstihkak davaları, İİK’nin 97 maddesi gereği genel hükümlere göre görülür ve 492 sayılı Harçlar Kanunu"nun 16. maddesi ile (1) sayılı tarifedeki nispi esas üzerinden harca tabidir. Hal böyle olunca, alacak tutarı ile haczedilen dava konusu mahcuzların değerinden hangisi az ise o değer üzerinden hesaplanacak nispi karar ve ilam harcının 1/4"ü anılan Kanun"un 28. maddesi uyarınca peşin olarak alındıktan sonra, yargılamaya devam olunması, yargılama tamamlanıp davanın kabulüne karar verildiğinde ise davada haksız çıkan taraftan eksik kalan karar ve ilam harcının alınması gerekir.
Somut olayda, 25.254,83 TL olan alacak miktarı ile 19.000,00 TL olan hacizli mal bedeli arasında az olan 19.000,00 TL üzerinden, toplam 1.297,89 TL karar ve ilam harcı alınması gerekirken harç miktarı eksik hesaplanmıştır. Harç konusu kamu düzeni ile ilgili olduğundan ve aleyhe bozma yasağı kapsamına girmediğinden yeniden yargılama yapılmasını gerektirmemesi nedeniyle hükmün düzeltilerek onanması yoluna gidilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklandığı üzere davalı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan sebeple hükmün 2. fıkrasındaki “Harçlar Kanunu uyarınca 265,35 TL harcın davalıdan alınmasına” ibaresinin hükümden çıkartılarak yerine, “Alınması gereken 1297,89 TL nispi karar ve ilam harcından 24,30 TL peşin harcın mahsubu ile 1273,59 TL harcın davalıdan alınmasına” rakam ve kelimelerinin yazılmasına hükmün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK"un 438/7. fıkrası gereğince düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA,taraflarca İİK"nin 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 17.12.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.