12. Ceza Dairesi Esas No: 2014/12407 Karar No: 2014/26626 Karar Tarihi: 25.12.2014
Trafik güvenliğini tehlikeye sokma - Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2014/12407 Esas 2014/26626 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, trafik güvenliğini tehlikeye sokmak suçundan yargılanan sanığın alkol kullanarak araç kullanması sonucunda güvenli sürüş yeteneğini kaybettiğinin tespit edilmesine rağmen beraatine karar verildiğini belirtti. Mahkeme, omurgalıların psikomotor, nöromotor koordinasyon ve algı gibi faktörlerin sağlamlığının araç kullanmak için kritik olduğunu ve sanığın sağlığına dair ayrıntılı tıbbi veri eksikliği nedeniyle alkol temelli araç kullanımının trafik güvenliğine ne derece zararlı olduğunu tam olarak belirlemenin imkansız olduğuna dikkat çekti. Ancak, sanığın elde edilen kanıtlarının yeterli olduğunu ve beraat kararının hatalı olduğunu belirterek, mahkeme kararının bozulmasına karar verdi. Kanun maddeleri olarak TCK'nın 179/3. maddesi ve 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi ile 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi belirtilmiştir.
12. Ceza Dairesi 2014/12407 E. , 2014/26626 K.
"İçtihat Metni"
Tebliğname no : 12 - 2014/80144 Mahkemesi : Antalya (Kapatılan) 8. Sulh Ceza Mahkemesi Tarihi : 27/12/2013 Numarası : 2013/579 - 2013/880 Suç : Trafik güvenliğini tehlikeye sokma
Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, mahalli Cumhuriyet Savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi gereği düşünüldü; TCK’nın 179/3. maddesinde düzenlenen; alkol ve uyuşturucu madde etkisiyle veya başka bir nedenle “emniyetli bir şekilde” araç kullanamayacak kişinin, bu halde araç kullanması suçu kasıtla işlenebilecek bir suçtur. Alkol ve uyuşturucu maddenin sırf kullanılmış olması bu suçun oluşması için yeterli olmamakla birlikte Adli Tıp Kurumu 5. İhtisas Kurulu raporlarında istikrarlı bir şekilde vurgulandığı üzere; alkollü bir şekilde trafikte seyreden bir sürücünün alkol konsantrasyonu hangi seviyede olursa olsun bireysel farklılıklar göstermekle birlikte trafik güvenliği açısından değişen derecelerde risk oluşturabileceği, ancak bu durumun tehlike arz edecek düzeyde olup olmadığı, dolayısıyla sürücünün tesiri altında bulunduğu alkol seviyesinde araç kullanması halinde, güvenli sürüş yeteneğini kaybedip etmediği, bireyin o andaki sürüş ehliyetini belirleyebilecek dikkat, algı, denge, refleks, psikomotor ve nöromotor koordinasyon gibi nörolojik, nistagmus, akomadasyon, görme gibi oftalmolojik ve genel durumunun tespitine yönelik detaylı dahili muayenesine yönelik tıbbi verilerin değerlendirilmesi ile mümkün olabileceği, ancak böyle bir tespit yapılmamış olsa bile bireysel farklılıkları da elimine edebilecek şekilde 100 promilden yüksek olarak saptanan alkol düzeyinin, güvenli sürüş yeteneğini kaybettireceğinin, bilimsel olarak kabulü gerektiği anlaşılmakla; İncelenen dosyada; sanığın alkol aldıktan sonra idaresindeki kamyonet ile Serik Caddesi üzerinden Tedaş binası önüne kadar seyirle gelerek aracı sağa çekip uyumaya başladığı, sonrasında polislerin gelerek sanığı uyandırdıkları, alkol muayenesinde 182 promil alkollü olduğunun tespit edildiği, 182 promil alkollü olarak araç kullandığı tespit edilen sanığın, güvenli sürüş yeteneğini kaybettiği ve dolayısıyla atılı suçtan mahkumiyetine karar verilmesi gerektiği halde beraatine karar verilmesi, Kanuna aykırı olup, mahalli Cumuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 25/12/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.