Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/5536
Karar No: 2013/10631

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2013/5536 Esas 2013/10631 Karar Sayılı İlamı

(Kapatılan)20. Hukuk Dairesi         2013/5536 E.  ,  2013/10631 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tescil davasından dolayı yerel mahkemece verilen yukarıda gün ve sayılı hükmün; Dairemizin 01/04/2013 gün ve 2012/15148 E. - 2013/3479 K. sayılı ilamıyla onanmasına karar verilmiştir. Süresi içinde davalı ... tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya içindeki tüm belgeler incelenerek gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Kadastro sırasında ... Köyü 131 ada 2 parsel sayılı 2788,55 m² yüzölçümündeki taşınmaz, belgesizden, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle, tek katlı kargir ev ve bahçesi niteliğinde davalı adına tesbit edilmiştir.
    Davacı Hazine, 3402 sayılı Kanunda açıklanan zilyetlikle kazanma koşullarının davalı yararına gerçekleşmediğini iddia ederek, tesbitin iptali ile taşınmazın Hazine adına tapuya kayıt ve tescili istemiyle dava açmıştır.
    Mahkemece; davalı yararına zilyetlikle kazanım koşulları oluşmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, çekişmeli parselin tesbitinin iptali ile Hazine adına adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hükmün davalı ... tarafından temyizi üzerine, Dairenin 01/04/2013 gün ve 2012/15148 E. - 2013/3479 K. sayılı kararıyla; [İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman ve ziraat bilirkişi raporlarına göre dava konusu taşınmazın zilyetlikle kazanma koşullarının oluşmadığı belirlenerek yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına] karar verilmiştir.
    Davalı karar düzeltme dilekçesinde; mahkemece, davalı yararına zilyetlikle kazanım koşulları oluşmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, çekişmeli parselin tesbitinin iptali ile Hazine adına adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmişsede, delillerin takdirinde hataya düşüldüğünü ve taşınmazın 24.02.1973 tarihinde babası ... tarafından harici satış senedi ile ... isimli şahıslardan satın alınarak zilyetliğinin devralındığını ve o tarihten beridir de ziraat edildiğini ve kadastrodan önce 07.08.2009 tarihinde babasından harici satış senedi ile satın alarak zilyetliğini devraldığını ve taşınmazda eklemeli zilyetliğin 50 yıla ulaştığını, kadastroda bu nedenle adına tespitinin yapıldığını, mahkemece dinlenen mahallî bilirkişi ve tanıkların taşınmazdaki zilyetliği 35-40 yıl olarak doğruladığını ve uzman orman bilirkişi ve ziraat bilirkişinin resmi belgelere dayalı olarak yaptıkları incelemelerinde; taşınmazın 1948 tarihli hava fotoğrafı ile 1956 tarihli memeleket haritasında öncesinin bağlık olarak gözüktüğünü, 1988 ve 2000 tarihli haritalardada kısmen açıklık ve kısmen bahçe olarak gözüktüğünü ve öncesinde orman olmadığını, halen üzerinde muhtelif yaşlarda kapama meyve bahçesi olduğunu ve babasından kendisine intikal ettiğini, dava konusu taşınmaza bitişik komşu taşınmazların dahi 25 yılı aşkın üzüm bağı, bahçe meyvelik olduğunu, hava fotoğraflarının çıplak gözle incelendiğini, memleket haritasında açık alanda olduğunu, yapılan keşifte raporların lehine olduğunu ileri sürerek, Dairenin onama kararının kaldırılarak yerel mahkeme kararının bozulmasını istemiştir.
    Dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 1994 yılında yapılarak 22/03/1996 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B uygulama çalışmaları ile daha sonra 6831 sayılı Kanunun 4999 sayılı Kanun ile değişik 9. maddesi kapsamında yapılarak 03/05/2011 tarihinde ilân edilen fennî hataların düzeltilmesi çalışmaları bulunmaktadır.
    Kural olarak; Medeni Kanunun 713 ve devamı maddeleri ile 3402 sayılı Kanunun 14 ve 17. maddeleri gereğince orman sayılmayan devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetlerine tahsis edilmeyen araziden masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek, tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar çekişmesiz ve aralıksız 20 yıl süre ile ve malik sıfatıyla zilyet edilmesi halinde imar ihya edenler adına tapuya tescil edilebilir.
    Mahkemece yapılan keşifte; dinlenen mahalli bilirkişi ve tanıklar yeminli anlatımlarında; taşınmaz öncesinde ... isimli şahıslara ait iken, davacının babası ... tarafından harici satış senedi ile bu şahıslardan satın alınarak zilyetliğinin devralındığını ve o tarihte burasının bağ olduğunu ve bağların sonraki tarihte bakımsızlıktan kuruduğunu, bir ara boş kaldığını, o tarihten beridir kullanıldığını ve kadastrodan önceki bir tarihte davacının bu yeri babasından harici satış senedi ile satın alarak zilyetliğini devraldığını ve taşınmazda eklemeli zilyetliğin 35-40 yıla ulaştığını, üzerindeki meyve ağaçlarının bağ bozularak sonradan dikildiğini söylemişlerdir.
    Orman bilirkişi raporunda ise; taşınmazn tamamının 22.03.1996 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu sınırları dışında kaldığını, eğiminin yer yer 15-20 ve yer yer 20-40 olduğu ve üzerinde muhtelif yaşlarda meyve ağaçları ve fidanları olduğunu, taşınmazın evveliyatı itibariyle 1956 tarihli gizli memleket haritasında bağ rumuzu ile işaretli bağlık alanda 1988 ve 2002 tarihli memleket haritalarında kısmen yapraklı meyve ağaç rumuzlu alanda kısmen tarımsal faaliyet olmayan hali arazi açıklık alanda kaldığını, 1948 tarihli hava fotoğrafında taşınmaz üzerinde bağ omcaları bulunan bağlık alanda yer aldığını, 1975, 1985 ve 1999 tarihli hava fotoğraflarında ise kısmen yapraklı meyve ağaç rumuzlu alanda kısmen tarımsal faaliyet olmayan haliarazi-açıklık alanda kaldığını, 2006 yılı uydu fotoğraflarında güney kısımları üzerinde münferit halde yapraklı ağaçların bulunduğu, kuzey kısımlarında ise boş kullanılmayan hali arazi niteliğinde olduğu, 2010 yılı uydu fotoğrafında üzerinde bir adet ev ve taşınmazın tamamı meyve ağaçları dikilerek kullanılmaya başlanıldığını, sonuçta; taşınmazın tamamının evveliyatı itibariyle orman sayılmayan yerlerden olduğunu bildirmiş ve taşınmazın halihazır fotoğrafını eklemiş, ayrıca, kadastro paftası ile memleket haritalarının ölçeklari denkleştirilmek süretiyle paftalar birbiri üzerine aplike edilerek taşınmazın konumu çevre taşınmazlarla birlikte haritalarda gösterilmiştir.
    Ziraat bilirkişi raporunda; taşınmazın üzerinde halen; 3 adet 15-20 yaşlarında ve 10 adaet 10-12 yaşlarında alıç ağacı, 50-60-adet 3-5 yaşlarınada, 30 adet 1-2 yaşlarında, 3 adet 10-12 yaşlarında zeytin fidanları ve ağaçları, 1 adet 15-16 yaşlarında badem ağacı, 2 adet 10-12 yaşlarında dut ağacı, 10 adet 4-8 yaşlarında armut ağacı, 10 adet 6-8 yaşlarında elma ağacı, 15-20 adet 10-15 yaşlarında ve 6 adet 18-22 yaşlarında kiraz ağacı 8-10 adet 4-6 yaşlarında ve 3 adet 18-22 yaşlarında ceviz ağacı ve 1 adet 15-18 yaşlarında meşe ağacı olduğu, çevre taşınmazları dahi bağ tesisi yapılmış ve muhtelif meyve ağaçları olan taşınmazlar ile bor-hali taşınmazlardan oluştuğu, taşınmazın evveliyatında 1956 tarihli gizli memleket haritasında bağlık alanda yer aldığını, 1988 ve 2002 tarihli memleket haritalarında kısmen yapraklı meyve ağaç rumuzlu alanda kısmen tarımsal faaliyet olmayan hali açık alanda kaldığını, 1948 tarihli hava fotoğrafında bağlık alanda yer aldığını, taşınmaz üzerinde bağ dikilişlerinin olduğunu, 1975, 1985 ve 1999 tarihli hava fotoğraflarında ise kısmen yapraklı meyve ağaç rumuzlu alanda kısmen tarımsal faaliyet olmayan hali-açık alanda kaldığını, 2006 ve 2010 yıllarında alınan uydu fotoğraflarında bir kaç adet yapraklı ağaçların olduğu, taşınmazın hali vaziyette bulunduğu, sonuçta; taşınmazın tamamının evveliyatı itibariyle zilyetlikle iktisabı mümkün olmayan yerlerden olduğunu açıklamıştır.
    Dosyadaki bilgi ve belgeler ve uzman orman bilirkişi raporuna göre; çekişmeli taşınmazın kesinleşen orman kadastro sınırları dışında kalan ve evveliyatı itibariyle de eski ve yakın tarihli memleket haritası ve hava fotoğraflarına ve amenajman planlarına göre orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşılmaktadır. Ancak; 1948 tarihli hava fotoğrafı ile 1956 tarihli memleket haritasında bağlık alan olarak gözüken taşınmazın 1975, 1985 ve 1999 tarihli hava fotoğraflarına göre düzenlenen memleket haritalarında kısmen meyve ağaçlarından oluşan bahçe niteliğinde olduğuna göre, artık taşınmazın tamamının zilyetlikle iktisabı mümkün olmayan ve devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğuna ilişkin kanaat belirten ziraatçi bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulamaz.
    Bu nedenle; komşu parsel tutanak ve dayanakları, mahkemece, ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında bir orman yüksek mühendisi, bulunmadığı takdirde, orman mühendisi, ziraat mühendisi ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak keşif ve incelemede 1948, 1975, 1955 ve 1999 tarihli hava fotoğrafları ile bu fotoğraflardan elde edilen memleket haritaları uygulanarak taşınmazın ve çevre taşınmazların hava fotoğrafları ve memleket haritaları ile 2006 ve 2010 uydu fotoğrafları irtibatlı kroki düzelenmeli, hava fotoğrafları ve memleket haritasında bahçe ve hali arazi olarak gözüken bölümler belirlenmeli, bilirkişilerden detaylı rapor alınmalı, fenci tarafından düzenlenecek krokide gösterilmeli, çekişmeli taşınmazın hali hazır durumu, toprak yapısı, üzerindeki bitki örtüsü, önceki raporlarda olduğu gibi taşınmaz üzerindeki ağaçların cinsi, yaşı, adedi, dağılımı, kapalılık derecesi raporda açıklanmalı, yerel bilirkişi ve tanıklardan zilyetliğin başlangıcı, sürdürülüş biçimi kimden kime intikal ettiği, ne kadar süre ile ne şekilde devam ettiği, bunun ekonomik amacına uygun olup olmadığı ile dosyaya ibraz edilen 24/02/1979 ve 7.8.2009 tarihli harici senetlerde uygulanmak suretiyle içerik ve kapsamları belirlenmeli, tesbit tarihine kadar zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenerek, oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalının karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairenin 01/04/2013 gün ve 2012/15148 E. 2013/3479 K. sayılı ONAMA KARARININ KALDIRILMASINA ve yerel mahkemenin 15/08/2012 gün ve 2011/245 Esas 2012/145 Karar sayılı hükmünün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 25/11/2013 günü oy birliği ile karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi