Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/8993
Karar No: 2022/4794
Karar Tarihi: 23.05.2022

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/8993 Esas 2022/4794 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2021/8993 E.  ,  2022/4794 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tescil

    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın asıl ve birleşen davalar yönünden ayrı ayrı kabulüne karar verilmiş olup, hükmün davalı ... vekili, davalı ... İdaresi vekili ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Asıl dava davacısı ... vekili; ... İlçesi ... Köyü Kaldırım Mevkiinde bulunan doğusu 4 parsel, batısı ... tarlası, güneyi 5 parsel, kuzeyi 4 parsel ile çevrili yerin, birleşen 2010/244 Esas sayılı dosya davacısı ... vekili; aynı köy ve mevkide bulunan doğusu ... tarlası, batısı taşlık, güneyi 5 parsel, kuzeyi ... tarlası ile çevrili yerin, birleşen 2010/247 Esas sayılı dosya davacısı ... vekili; aynı köy ve mevkide bulunan doğusu 4 parsel, batısı taşlık, güneyi ... tarlası, kuzeyi taşlık ile çevrili yerin davacılara ait olduğunu, kadastro çalışmalarında bu yerlerin tapulama harici taşlık olarak bırakıldığını, zilyetliğin davacılar elinde olduğunu, 5 nolu parsel içerisinde ölçüldüğünü ve 5 nolu parsel de Kadastro Mahkemesinde davalı olduğundan dava açılamadığını, ancak taşlık olduğunun öğrenilmesi üzerine dava açıldığını, taşınmazlar hali taşlık arazi iken 50 yıl kadar önce davacıların tarım arazisi haline getirmek için emek ve masraf ile imar ihya ederek tarla haline getirdiklerini, arpa buğday nohut ekerek zilyet ettiklerini, bu nedenle taşınmazları ayrı ayrı davacılar adına tescilini talep etmiştir. Yine birleşen 2010/246 Esas sayılı dosya davacısı ... ... vekili; ... İlçesi ... Köyünde 1967 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında davacı zilyetliğinde bulunan doğusu ... tarlası, batısı kuru dere ötesi ... Budak tarlası, güneyi yol, kuzeyi yol ile çevrili yerin, birleşen 2010/245 Esas sayılı dava davacısı ... vekili ise aynı köyde davacı zilyetliğinde bulunan doğusu ... tarlası, batısı kuru dere ötesi ... Budak tarlası, güneyi yol, kuzeyi yol ile çevrili yerin orman alanında kaldığı düşünülerek ölçüm dışı bırakıldığını, taşınmazın öncelerinde davacıların murisine ait iken ölümü ile varisler arasında yapılan taksim neticesinde davacılara kaldığını, bu yerlere davacılar ve murislerinin arpa buğday mercimek ve nohut ekerek en az 100 senedir zilyet ettiğini, bu yerleri imar ihya ettiklerini, taşınmazların orman veya 3. kişilerle ilgisinin olmadığını, bu nedenle taşınmazların ayrı ayrı davacılar adına tescilini talep etmiştir.
    Mahkemece ilk kararda; asıl dosya açısından, Fen Bilirkişileri ... ile ... ...'in 23.10.2012 tarihli raporunda A harfi ile gösterilen kısmın 59.396.58 m² taşınmazın ilgili belde ve mahalleye ait son parsel numaralı verilerek davacı ... oğlu ... adına, birleşen mahkemeye ait 2010/244 Esas sayılı dava dosyası açısından; B harfi ile gösterilen kısmın 61.381,63 m² miktarındaki tek parça taşınmazın davacı ... oğlu ... adına, birleşen mahkemeye ait 2010/245 Esas sayılı dava dosyası açısından; A harfi ile gösterilen kısmın 25.845,73 m² miktarındaki tek parça taşınmazın davacı Abidin oğlu ... adına, birleşen mahkemeye ait 2010/246 Esas sayılı dava dosyası açısından; A harfi ile gösterilen kısmın 71.726,56 m² miktarındaki tek parça taşınmazın davacı ... oğlu ... adına, birleşen mahkemeye ait 2010/247 Esas sayılı dava dosyası açısından; A ile gösterilen kısmın 45.698,02 m², B harfi ile gösterilen 74,904,81 m² olmak üzere toplamda 120.602,93 m² miktarındaki iki parça taşınmazın davacı Abidin oğlu ... adına tapuya kayıt ve tesciline, fen bilirkişisi raporunun kararın eki sayılmasına karar verilmiş ise de davalı Hazine vekilinin, davalı ... vekilinin davalı köy muhtarlığının ve davalı ... İdaresi vekilinin temyizi üzerine karar Yargıtay tarafından bozulmuş olup uyulan bozma ilamında; “Mahkemece imar ihya ve üzerinde sürdürülen zilyetliğin yöntemine uygun araştırılmadığı, dava konusu taşınmazların bulunduğu yörede 1966 yılında 766 sayılı Kanun gereğince yapılan ve 1989 yılında 3402 sayılı Kanun gereğince yapılan arazi kadastrosları bulunmakta olup, dava konusu taşınmazların hangi arazi kadastro çalışma alanı içinde olduğunun tam olarak belirlenmediği, belirtilerek Mahkemece dava konusu taşınmazların orman sayılmayan ve zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden olup olmadığının ,dava konusu taşınmazların hangi arazi kadastrosu çalışma alanı içinde olduğunun, çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde ağaçlandırma çalışmalarının yapılıp yapılmadığının, ağaçlandırma çalışması yapıldıysa, bu çalışmalarının 178 sayılı KHK'nın 13/D maddesi gereğince Milli Emlak Genel Müdürlüğü (Hazine) tarafından Orman Yönetimine ağaçlandırılmak üzere tahsisinin yapılıp yapılmadığının, tahsis edilmiş olduğunun anlaşılması halinde 3402 sayılı Kanun'un 17/1. maddesi gereğince orman yetiştirilmek üzere Orman Genel Müdürlüğüne tahsis edilen arazi ya da başka bir amaçla kamu hizmetine tahsis edilen arazinin, imar ve ihya ile zilyetlik yoluyla kazanılamayacağının, davanın açıldığı tarihten önce ya da sonra Hazine yetkilileri tarafından hazırlanan idari tahkikat ve haksız işgal (ecrimisil) tutanaklarının olup olmadığının, Medenî Kanun'un 713. maddesindeki kanunî ilânlar yaptırıldıktan sonra 3402 sayılı Kanun'un 14/1. maddesinde yazılı 40 ve 100 dönüm kısıtlama araştırmasının aynı maddenin 03.07.2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen ikinci fıkrası hükümlerine göre yapılacağı düşünülerek, adına tescil kararı verilecek kişi ya da kişiler ile diğer mirasçılar ve onların miras bırakanları yönünden aynı çalışma alanı içerisinde belgesizden zilyetliğe dayalı olarak tespit ve tescil edilen taşınmaz olup olmadığının varsa cinsi, parsel numaraları ve miktarı, Tapu ve İlgili Kadastro Müdürlüklerinden ve yine, aynı kişiler tarafından açılan tescil davası olup olmadığının belirlenerek yöntemine uygun rapor alınması geretiği ve kabule göre de; davacı ... belgesizden zilyetliğe dayandığı halde, toplamda 120.602,93 m² yüzölçümündeki taşınmazın adına tesciline karar verilmesi de doğru olmadığı" gereğine değinilmiştir.
    Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; Asıl dava dosyası yönünden; davanın kabulü ile, dava konusu ... İli ... İlçesi ... Mahallesi kadastro harici taşlık taşınmazda 23.05.2017 tarihli fen bilirkişi raporu ile jeodezi ve fotogrametri Mühendisi ve ziraat mühendisi tarafından hazırlanan raporda C (65.984,08 m²'lik alan) harfi ile gösterilen alanın davalı Maliye Hazinesi adına olan tapu kaydının iptali ile, dava konusu taşınmazdan ifraz edilerek verilecek yeni ada ve parsel numarasında davacı ... Oğlu ... adına tapu siciline tesciline, fen bilirkişisi raporunun kararın eki sayılmasına, birleşen mahkemeye ait 2010/244 Esas sayılı dava dosyası üzerinden, davanın kabulü ile dava konusu ... İli ... İlçesi ... Mahallesi kadastro harici taşlık taşınmazda 23.05.2017 tarihli fen bilirkişi raporu ile jeodezi ve fotogrametri mühendisi ve ziraat mühendisi tarafından hazırlanan raporda D (67.078,68 m²'lik alan) harfi ve F (5.890,14 m²'lik alan) harfleri ile gösterilen alanların davalı Maliye Hazinesi adına olan tapu kaydının iptali ile, dava konusu taşınmazdan ifraz edilerek verilecek yeni ada ve parsel numarasında davacı ... kızı ... adına tapu siciline tesciline, fen bilirkişisi raporunun kararın eki sayılmasına, birleşen mahkemeye ait 2010/245 Esas sayılı dava dosyası yönünden; davanın kabulü ile, dava konusu ... İli ... İlçesi ... Mahallesi kadastro harici taşlık taşınmazda 23.05.2017 tarihli fen bilirkişi raporu ile jeodezi ve fotogrametri mühendisi ve ziraat mühendisi tarafından hazırlanan raporda B (28.872,85 m²'lik alan) harfi ile gösterilen alanın davalı Maliye Hazinesi adına olan tapu kaydının iptali ile, dava konusu taşınmazdan ifraz edilerek verilecek yeni ada ve parsel numarasında davacı Abidin oğlu ... adına tapu siciline tesciline, fen bilirkişisi raporunun kararın eki sayılmasına, birleşen Mahkememize ait 2010/246 Esas sayılı dava dosyası yönünden; davanın kabulü ile, dava konusu ... İli ... İlçesi ... Mahallesi kadastro harici taşlık taşınmazda 23.05.2017 tarihli fen bilirkişi raporu ile jeodezi ve fotogrametri mühendisi ve ziraat mühendisi tarafından hazırlanan raporda A (69.436,79 m²'lik alan) harfi ile gösterilen alanın davalı Maliye Hazinesi adına olan tapu kaydının iptali ile, dava konusu taşınmazdan ifraz edilerek verilecek yeni ada ve parsel numarasında davacı ... oğlu ... adına tapu siciline tesciline, fen bilirkişisi raporunun kararın eki sayılmasına, birleşen mahkememize ait 2010/247 Esas sayılı dava dosyası yönünden; davanın kabulü ile dava konusu ... İli ... İlçesi ... Mahallesi kadastro harici taşlık taşınmazda 23.05.2017 tarihli fen bilirkişi raporu ile jeodezi ve fotogrametri mühendisi ve ziraat mühendisi tarafından hazırlanan raporda E (83.228,35 m²'lik alan) harfi ile gösterilen alanın davalı Maliye Hazinesi adına olan tapu kaydının iptali ile, dava konusu taşınmazdan ifraz edilerek verilecek yeni ada ve parsel numarasında davacı Abidin oğlu ... adına tapu siciline tesciline, fen bilirkişisi raporunun kararın eki sayılmasına karar verilmiştir. Hüküm, davalı ... vekili, davalı ... İdaresi vekili ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava; Medenî Kanun'un 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tesciline ilişkindir.
    1) 6100 sayılı HMK’nin 50. maddesinde medenî haklardan yararlanma ehliyetine sahip olanın davada taraf ehliyetine de sahip olacağı, 51. maddesinde dava ehliyetinin medenî hakları kullanma ehliyetine göre belirleneceği, 114/d maddesinde ise taraf ve dava ehliyetinin dava şartlarından olduğu ve 115. madde uyarınca da mahkemenin dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştıracağı belirtilmektedir.
    4721 sayılı TMK’nin 47, 48, 49 ve 50. maddelerinde de tüzel kişiliğin kazanılması, hak ehliyeti ile fiil ehliyeti ve bunun kullanılmasına ilişkin hükümler yer almaktadır.
    442 sayılı Köy Kanunu'nun 37/7 maddesi uyarınca da köy tüzel kişiliği adına dava açmak ve açılan davayı takip yetkisi köy muhtarına aittir. Köy muhtarının hukukî bir engelinin çıkması durumunda bu yetki aynı Kanun'un 33/b maddesine göre köy derneğinin seçeceği temsilciye tanınmıştır.
    Ancak, On Dört İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Yedi İlçe Kurulması İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair 6360 sayılı Kanun'un 1. maddesi gereğince;
    1) ..., ..., ..., Hatay, ..., ..., Kahramanmaraş, ..., ..., ..., Tekirdağ, Trabzon, ... ve Van illerinde, sınırları il mülki sınırları olmak üzere aynı adla büyükşehir belediyesi kurulmuş ve bu illerin il belediyeleri büyükşehir belediyesine dönüştürülmüştür.
    2) Adana, ..., ..., Bursa, Diyarbakır, ..., Erzurum, ..., ..., ..., Konya, ..., Sakarya ve Samsun büyükşehir belediyelerinin sınırları il mülki sınırlarıdır.
    3) Birinci ve ikinci fıkrada sayılan illere bağlı ilçelerin mülki sınırları içerisinde yer alan köy ve belde belediyelerinin tüzel kişiliği kaldırılmış, köyler mahalle olarak, belediyeler ise belde ismiyle tek mahalle olarak bağlı bulundukları ilçenin belediyesine katılmıştır.
    Aynı Kanunun Geçici 1. maddesinin onüçüncü fıkrasında; "1. maddeye göre tüzel kişiliği kaldırılan belediye ve köylerin mahkemelerde süren davalarında katıldıkları ilçe belediyesi taraf olur" hükmü yer almaktadır.
    Bu hüküm, Kanunun “Yürürlük” başlıklı 36. maddesi uyarınca ilk mahalli idareler genel seçiminin yapıldığı 30.03.2014 tarihinde yürürlüğe girmiş bulunmaktadır.
    Somut olaya gelince; 6360 sayılı Kanun'un Geçici 1. maddesinin onüçüncü fıkrası gereğince, ... İlçe Belediye Başkanlığı yanısıra ... Büyükşehir Belediye Başkanlığının da davaya katılımı sağlanarak taraf teşkili oluşturulmalı, delilleri toplanmalı, ondan sonra davanın esası hakkında bir karar verilmelidir.
    2) Kabule göre; Mahkemece yapılan zilyetlik araştırması yeterli olmayıp dosya kapsamında yapılan incelemede; Mahkemece bozma üzerine 12.05.2017 tarihinde 2 fen, 1 ziraat, 1 orman yüksek mühendisi, 3 fotoğrametri ve Jeodezi ile 1 fotoğrafçı bilirkişi ile keşif yapılmış olup 08.06.2017 tarihli ziraat bilirkişi raporunda; davacılar ... ..., ... ve ...’a ait olduğu belirtilen yerlerde ayrı ayrı herhangi bir ekili ürün bulunmadığı, taşınmazların %10-12 eğimli olduğu, kahverengi toprak grubundan olup taşlılık problemi bulunmadığı, 3. sınıf tarım arazisi niteliğinde olup geçmiş yıllarda toprağın işlenmesi suretiyle tarım yapıldığı, davacı ...’e ve ...'a ait olan yerlerde ise ayrı ayrı herhangi bir ekili ürün bulunmadığı, taşınmazların %5-6 eğimli olduğu, kahverengi toprak grubundan olup taşlılık problemi bulunmadığı, arazinin tamamen taşsız olduğu, 3. sınıf tarım arazisi niteliğinde olup geçmiş yıllarda toprağın işlenmesi suretiyle tarım yapıldığı ve hatta ... ...’e ait olan yerde anız artığına da rastlandığı tespit edilmiştir. Yine keşif zaptında 3 Fotoğrametri ve Jeodezi bilirkişi olarak belirtilen ... ... ... (raporda Geomatik Mühendisi), ... (raporda Harita Mühendisi) ve ... (raporda Harita Mühendisi) tarafından düzenlenen 22.05.2017 tarihli ortak raporda; fen bilirkişi raporunda dava konusu A-B-C-D-E-F parsel nolu taşınmazların sınır ve yüz ölçümünün belirlendiği, dosyada bulunan 1985 ve 1999 yıllarına ait ... fotoğraflarına dava konusu taşınmazların sınırlarının koordinalarının aplike edildiği ve fotoğrafların stereoskopik olarak incelendiğini, buna göre 1985 ve 1999 yıllarında herhangi bir imar ihya sınırlandırma ve tarımsal amaçla kullanım veya sürüm /kullanım izlerinin olmadığı dava konusu taşınmazlarla tarımsal amaçlı kullanılan çevre parsellerin arasında arazi yapısı ve topagrafik özellik olarak farklılıklar gözlemlendiği tespit edilmiştir. Davacılar vekili tarafından bu raporu hazırlayan bilirkişilere itiraz edilmiş olup bilirkişilerden ...’ın ... Belediyesinde sözleşmeli personel olması nedeniyle davada taraf durumunda olduğu, ...’un Fotoğrametri ve Jeodezi uzmanı olmadığından rapor verme yeteneği bulunmadığı, ... ... ...’nın da yine Fotoğrametri ve Jeodezi uzmanı olmayıp Geomatik mühendisi olduğu onun da uzmanı olmadığından rapor verme yeteğinin bulunmadığı iddia edilmiştir. Bu iddia üzerine mahkemece bu 3 bilirkişi dışında bilirkişi listesinde olan alanında uzman fotoğrametri ve jeodezi mühendisi bilirkişilerden rapor alınmasına karar verilmiştir. Bunun üzerine ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesi talimat dosyası ile Fotoğrametri ve Jeodezi bilirkişi ...’dan rapor aldırılmış olup bu raporda ise 1985 ve 1999 tarihli askeri ... fotoğrafları, memleket haritası ve kadastro paftasının incelendiği, dava konusu yere ait ortofoto haritalarının bulunmadığı, fen bilirkişi raporunda belirtilen A-B-C-D-E-F harfli yerlerin esas alındığı ... fotoğraflarına bu rapordaki koordinatların aplike edildiği ve taşınmazların fotoğraflar üzerine stereoskopik olarak incelendiği buna göre 1985 tarihli ... fotoğrafında dava konusu taşınmazlarda ağaçlandırma olmadığı, boş arazi şeklinde olduğu, kuzey güney yönünde taşınmazlarda sürme izlerinin göründüğü sürme faaliyetlerinden dolayı doğal dış sınırlarının oluşmaya başlayarak bu kısımların çevrede bulunan kadastro harici taşlık alanlardan topografik yapı itibariyle ayrışarak yine çevrede tarım arazileri ile aynı yapıya dönüştüğü, 1999 yılı ... fotoğrafında ise yine dava konusu taşınmazlarda ağaçlandırmanın olmadığı, boş arazi şeklinde olduğu, kuzey güney yönünde arazilerde sürme izlerinin 1985 yılı ... fotoğrafındaki görüntüye göre daha da belirginleşerek göründüğü ve sürme faaliyetlerinden dolayı bu kısımların çevrede bulunan kadastro harici taşlık alanlardan ayrışarak doğal dış sınırlarının daha da belirginleşerek oluştuğu dolayısıyla çevrede bulunan tarım arazileri ile aynı yapıda olduğu tespit edilmiştir. Her ne kadar mahkemece keşif esnasında jeodezi ve fotoğrametri uzmanı olarak yazılan bilirkişilerin kendi hazırladıkları raporda uzmanlık alanlarını Geomatik ve Harita mühendisi olarak yazdıkları gözlemlenmişse de 3 bilirkişi tarafından ortak olarak hazırlanmış bir bilirkişi raporu mevcut olup bu bilirkişilerin raporu ise davacıların iddiaları üzerine talimat yoluyla alanında uzman fotoğrametri ve jeodezi bilirkişisinin raporu ile ciddi çelişkiler oluşturmaktadır. Mahkemece bu çelişkilerin giderilmesi için alanında uzman en az 3 Jeodezi, Jeomorfoloji ve Fotoğrametri bilirkişilerinden rapor alınarak bu çelişki giderilmeli ve davacıların dava konusu taşınmazlar üzerindeki zilyetlikleri tereddüte mahal vermeyecek şekilde tespit edilmelidir.
    O halde Mahkemece öncelikle davacı tarafa ... Büyükşehir Belediye Başkanlığını davaya dahil ederek taraf teşkilini sağlaması hususunda süre ve imkan tanınmalı; taraf koşulunun sağlanması halinde yasal hasım olan ... Büyükşehir Belediye Başkanlığının davaya karşı savunma ve delilleri sorulup saptanmalı, bildirdiği takdirde delilleri toplanmalı ve bundan sonra mahkemece, yöreye ait en eski ve dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait memleket haritası ve ... fotoğraflarının tamamı ile varsa amenajman planı ve komşu parsellere ait kadastro tutanakları, tutanaklar kesinleşmiş ise tapu kayıt örnekleri ve tapu kayıtları mahkeme kararı sonucu oluşmuş ise mahkeme karar örnekleri ilgili yerlerden getirtilip, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan aynı köyde ve komşu köylerde ikamet eden şahıslar arasından seçilecek ayrı ayrı 3’er kişilik yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları ile önceki bilirkişiler dışında alanında uzman bir fen elemanı, bir ziraat mühendisi ile en az 3 jeodezi, jeomorfoloji ve fotogrametri mühendisi bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden keşif yapılmalıdır. Keşifte getirtilen belgeler çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle orijinal-renkli (renkli fotokopi) ... fotoğrafları ve memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de ... fotoğrafları ve memleket haritası ölçeğine (Net-Cad veya benzeri programlar kullanılarak)denetime elverişli olacak şekilde çevrildikten sonra komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle çekişmeli taşınmaz, çevre parsellerle birlikte memleket haritası ve ... fotoğrafları üzerinde gösterilmeli; taşınmazın gerçek eğimi klizimetre aletiyle ölçülerek memleket haritalarındaki münhanilerden (yükseklik eğrilerinden) de faydalanılmak suretiyle belirlenmeli; stereoskopik ... fotoğraflarının stereoskop vasıtasıyla üç boyutlu incelemesi yapılarak, temyize konu taşınmazın kullanım durumu ile tasarruf sınırlarını belirgin olarak görünüp görünmediği belirlenmeli, taşınmazın üzerindeki bitki örtüsünün cinsi, yaşı, dağılımı, taşınmazın imar-ihyaya konu olup olmadığını, olmuş ise imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığını ve imar-ihyanın hangi tarihte tamamlandığını, taşınmazın ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığını belirten müşterek imzalı, tereddüte mahal bırakmayacak şekilde, yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli ve dosyadaki belgeler ile karşılaştırıldığında denetime elverişli rapor alınmalıdır.
    Ayrıca keşifte dinlenecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazların öncesinin ne olduğu, kim veya kimler tarafından, hangi tarihten beri ve ne şekilde kullanıldığı, imar-ihya gerektiren yerlerden olup olmadığı, böyle yerlerden ise imar-ihyaya konu edilip edilmediği ve edilmiş ise imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığı hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, komşu parsellerin tutanak ve dayanakları uygulanmalı; dava konusu taşınmazları sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; yerel bilirkişiler ve tanıkların sözleri arasında doğabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılarak giderilmeye çalışılmalı; ziraatçi bilirkişiden taşınmazın evveliyatını, toprak yapısını, niteliğini ve zilyetlikle mülk edinilebilecek yerlerden olup olmadığını, komşu taşınmazlarla karşılaştırmalı şekilde açıklayan, bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; fen bilirkişisinden ise, keşfi takibe ve denetlemeye olanak verir rapor ve kroki alınmalı, tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin, davalı ... İdaresi vekilinin ve davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları yerinde bulunduğundan kabulü ile yerel mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla uygulanacak olan 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, istek halinde peşin harcın temyiz eden davalı ... Başkanlığına iadesine, 23.05.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi