Esas No: 2022/426
Karar No: 2022/4793
Karar Tarihi: 23.05.2022
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2022/426 Esas 2022/4793 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davalı tarafın kullanıcısı olarak yazıldığı taşınmazın mirasçılar arasında taksim yapılmadan davacılar tarafından kullanıldığı iddiasıyla açılan davada, Bölge Adliye Mahkemesinin esastan reddine karar vermesi üzerine davacılar temyiz başvurusunda bulundular ve istinaden Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin benzeri durumlara benimsediği karar doğrultusunda dava konusu taşınmazların Hazine tarafından devredilip tapuya tescil edildiği için kullanıcı şerhine yönelik davanın dinlenemeyeceği belirtilerek davacıların talebinin reddine karar verildi. Ancak Yargıtay 8. Hukuk Dairesi, taşınmazın Hazine mülkiyetinden çıktıktan sonra 3. şahıs adına tapu kaydının yapılmış olması nedeniyle davanın reddine ilişkin kararın hatalı olduğu gerekçesiyle bozma kararı verdi.
Kanun Maddeleri:
- 6831 Sayılı Orman Kanunu’nun 2/B maddesi
- 6292 Sayılı Kanun’un 8. ve 7. maddeleri
- 3402 Sayılı Kadastro Kanunu’nun Ek-4. maddesi
- 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 371. maddesi
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Tapunun Beyanlar Hanesinin Düzeltilmesi Olmadığı Takdirde Bedel Ödenmek Suretiyle Tescil Olmadığı Takdirde Zilyetlik Tespiti
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen dava sonucunda verilen hükme karşı davacılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş olup, bu kez davacılar vekili tarafından duruşmalı olarak Bölge Adliye Mahkemesi kararının temyiz edilmesi üzerine duruşma istemi değerden reddedilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kullanım kadastrosu sırasında, ... İli ... İlçesi ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 1894 ada 18 parsel sayılı 911,26 m2 yüzölçümündeki taşınmazın kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Kanun'un 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı ve iş bu taşınmazın bahçe olarak 35 yıldan beri ... kızı ...’nun kullanımında olduğu şerhi yazılarak bahçe vasfıyla Maliye Hazinesi adına 03.07.2010 tarihinde tespit ve 06.08.2010 tarihinde tescil edildikten sonra 6292 sayılı Kanun uyarınca 16.01.2014 tarihinde ... Belediyesine satılarak adına tescil edilmiştir.
Davacılar vekili; 5831 sayılı Kanun kapsamında yapılan kadastro çalışmaları esnasında dava konusu 1894 ada 18 parselin kullanıcısı olarak davalı ...’nun yazıldığını, taşınmazın uzun yıllar davacıların murisi ... tarafından kullanıldığını, vefatı üzerine ise davacılar ve davalının kayınvalidesi ... Şerife Sucuoğlu’na intikal ettiğini ve mirasçılar arasında taksim yapılmadığını, kullanıcı olarak ... mirasçılarının gösterilmesi gerekirken mirasçılardan ... Şerife Sucuoğlu’nun gelini olan davalının yazılmasının hakkaniyete aykırı olduğunu, bu nedenle taşınmazın muris ...’dan intikal ettiğinin tespiti ile davacıların miras payları oranında tapuda beyanlar hanesine isimlerinin yazılmasını talep etmiştir. Davacılar vekili 21.11.2016 tarihli ıslah dilekçesi ile dava konusu taşınmazın davalı ...’nun kullanımında bulunduğuna ilişkin tapunun beyanlar hanesindeki şerhin düzeltilerek taşınmazın miras payları oranında davacılar kullanımında bulunduğunun beyanlar hanesine şerh verilmesini, bu talep kabul edilmediği takdirde taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile belediye tarafından tespit edilen değerin miras payları oranında ödenmek suretiyle miras payları oranında davacılar adına tescilini, bu talebin de kabul edilmemesi halinde taşınmazın miras payları oranında davacıların zilyetliğinde bulunduğunun tespitini talep etmiştir.
Mahkemece; davanın reddine karar verilmiş olup, Mahkeme hükmüne karşı davacılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesince dosya kapsamı, delil durumu dikkate alındığında, ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/224 Esas ve 2017/218 Karar sayılı kararında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/(1)-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir. Bu kez davacılar vekili Bölge Adliye Mahkemesi kararını temyiz etmiştir.
Dairemizce ve öncesinde Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince istikrar bulan uygulama ile 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun Ek-4. maddesi uyarınca yapılan kullanım kadastrosu ya da güncelleme çalışmasının kesinleşmesi ve akabinde taşınmazın maliki olan Hazine tarafından 6292 sayılı Kanun uyarınca kullanıcısı ya da kullanıcısının muvafakati ile diğer kişilere satılması ve kişiler adına tapu kaydı oluşması halinde bu taşınmazlar hakkında kullanıcı şerhine yönelik olarak açılmış ya da açılacak davaların dinlenemeyeceği kabul edilmiştir.
Eldeki dosya kapsamına göre; davanın konusunu oluşturan ... İlçesi ... Mahallesi kadastro çalışma alanında bulunan 1894 ada 18 parsel sayılı taşınmazın tespitinin beyanlar hanesinde 6831 sayılı Kanun uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı belirtilerek 03.07.2010 tarihinde Hazine adına tespitinin yapıldığı, bu tespitin kesinleşerek tapu kaydının oluştuğu, 16.01.2014 tarihinde 6292 sayılı Kanun gereğince satışı yapıldığı belirtilerek malik olarak ... Belediyesi adına tapu kaydının oluştuğu, beyanlar hanesine de ... Kızı ... kullanımında olduğuna ilişkin şerh yazıldığı, davacılar ..., ... ve ... tarafından kullanıcı şerhine yönelik olarak 20.06.2014 tarihinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Taşınmazın her ne kadar 6292 sayılı Kanun uyarınca davalı ... Belediyesine satışı nedeniyle Belediye adına tapu kaydı oluşmuş ise de, bu devrin 6292 sayılı Kanun'un 8. maddesi uyarınca devredildiği, anılan maddenin 2. bendinde, “hak sahipleri ve mevcut hakları da belirtilmek suretiyle” devrin yapılacağının düzenlendiği, 7. bendinde ise “Devralan idareler devraldıkları taşınmazları; hak sahiplerinin talebi üzerine fiili durumuna uygun olarak ifraz edilmek suretiyle müstakil parsel veya paylı olarak, üzerinde çok katlı bina bulunan taşınmazlarda ise kat mülkiyeti tesisi suretiyle, bunun mümkün olmaması hâlinde paylı olarak hak sahipleri ile bunların kanuni veya bu Kanunun yayımı tarihinden önce yapılmış olan akdî haleflerine tabi oldukları mevzuatına göre bu Kanunda belirtilen satış ve ödeme koşullarını da dikkate alarak rayiç bedel üzerinden doğrudan satabileceği gibi; hak sahipleri taşınmazı doğrudan satın almış olsaydı Hazineye ödeyeceği bedeli devralan idarelere ödemeyi kabul etmesi hâlinde, taşınmaz kendisine ait kabul edilerek hakları karşılanmak kaydıyla devir alan idarelerin kendi projelerinde ve mevzuatlarına göre değerlendirebileceği, üzerinde yapı ve eklentileri bulunan proje alanında kalan taşınmazların üzerindeki yapılar için; o yıla ait Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yapı birim fiyatlarından eksik imalat bedeli ve yıpranma payı düşüldükten sonra kalan bedelin ödeneceği ya da bu bedelin, devralan idareler tarafından gerçekleştirilen projeler kapsamında hak sahiplerine verilecek taşınmazların bedelinden mahsup edileceği, bu durumda hak sahipleri, bu hakların dışında taşınmazların doğrudan satış hakkından yararlanamayacakları” hükmünün getirildiği anlaşılmaktadır.
Diğer yandan temyiz ya da karar düzeltme incelemesi için Dairemizde benzer ihtilafları içeren dosyaların bulunduğu, 2021/5943 Esas sayılı dosya üzerinden Dairemizce; ... Belediyesine yapılan bu satışların mahiyeti (malik Hazine tarafından proje kapsamında devredilip devredilmediği) hakkında bilgi ve kayıtların getirtilmesi hususu Mahkemesinden yazı ile istenildiği, bunun üzerine; ... Belediyesi Emlak ve İstimlak Müdürlüğü tarafından verilen 01.12.2021 tarihli cevabi yazıda; dava konusu yer de dahil olmak üzere Belediye sınırları kapsamında olan ve isimleri belirtilen mahallelerde bulunan 2-B niteliğindeki taşınmazların Çevre ve Şehircilik Bakanlığının olurları ile proje alanında kalan ve uygun görülenlerin Emlak Vergi Değerleri üzerinden Belediyeye devirlerinin yapıldığını, daha sonra devredilen taşınmazların 6292 sayılı Kanun'un 8. maddesi kapsamında hak sahiplerine satışı 10.01.2014 tarihli 2014/9 sayılı ... Belediyesi Encümen Kararıyla uygun görüldüğü bildirilmiştir.
Hal böyle olunca; taşınmazın, 6292 sayılı Kanun'un 8. maddesi uyarınca Hazineye ait satış yetkisini de içeren şekilde ... Belediyesine devredildiğinin kabulü gerektiğine ve nitekim Belediye Encümen kararıyla bu taşınmazların kullanıcılarına satışına karar verildiğine göre, Hazine tarafından yapılan bu mülkiyet devrin gerçek kişilere yapılan satış işlemi gibi düşünülemeyeceği, eldeki davada, taşınmazın mülkiyeti hususunda bir ihtilaf bulunmayıp davanın kullanıcı şerhine yönelik bulunduğunun kabulü gerekir. Buna göre, Mahkemece işin esasına girilmesi, tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde delillerinin toplanarak değerlendirilmesi, oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği halde, taşınmazın Hazine mülkiyetinden çıkıp 3. şahıs adına tapuya tescil edildikten sonra şerhe yönelik davanın dinlenemeyeceği gerekçe gösterilerek davanın reddedilmesi yerinde olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile ... Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesinin 03.11.2017 tarihli ve 2017/2247 Esas, 2017/2053 Karar sayılı istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararının KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi hükmünün 6100 sayılı HMK'nin 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, istek halinde peşin harcın temyiz edene iadesine 23.05.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.