5. Ceza Dairesi Esas No: 2015/10119 Karar No: 2019/5280 Karar Tarihi: 14.05.2019
TAN ZARAR GÖREN Sanayi ve Ticaret AŞ - Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2015/10119 Esas 2019/5280 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanığın icrai davranışla görevi kötüye kullanma suçundan mahkûmiyet yerine beraat ettiği bir dava, Sulh Ceza Mahkemesi'nde görülmüştür. Mahkeme şirketin banka hesaplarına yapılan haczin kanuna aykırı olduğunu ancak mahkûmiyete yeterli unsurların bulunduğuna dair yeterli değerlendirmeler yapılmadığını belirtmiştir. Bu nedenle, mahkeme kararı CMK 321. maddesi uyarınca bozulmuştur. Kanun maddeleri, CMK 260/1, CMK 237/2, İcra ve İflas Kanunu'nun 89. maddesi ve 5320 sayılı Yasadır.
5. Ceza Dairesi 2015/10119 E. , 2019/5280 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi SUÇTAN ZARAR GÖREN :.... Sanayi ve Ticaret A.Ş. SUÇ : İcrai davranışla görevi kötüye kullanma HÜKÜM : Beraat
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelendi; CMK"nın 260/1. maddesine göre katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş olan ve katılma talebi karara bağlanmayan ...nin kanun yoluna başvurma hakkının bulunması ve hükmün vekili tarafından temyiz edilmesi karşısında, CMK"nın 237/2. maddesi uyarınca katılma talebinin KABULÜNE karar verildikten sonra gereği düşünüldü: Suç tarihinde sanığın... İcra Müdürlüğünde müdür yardımcısı olarak görev yaptığı, alacaklı .... tarafından borçlu Cihan Dinçer aleyhine yapılan icra takibi nedeniyle katılan şirkete maaş haczi yazısının 25/10/2011 tarihinde gönderildiği, bu yazının İcra ve İflas Kanununun 89. maddesi kapsamında 1. haciz ihbarnamesi niteliğinde olmadığı, takibin kesinleşmesi üzerine alacaklı adına gerçekleştirilen işlem niteliği taşıdığı, katılan firma tarafından yapılan 24/11/2011 tarihli itirazda "borçlunun 16/10/2011 tarihinde işten ayrıldığı, çalıştığı dönemde ise alt taşeron firmada çalıştığı"nın belirtildiği, 19/12/2011 tarihinde takipsiz bırakılan dosyanın işlemden kaldırılıp, 07/09/2012 tarihinde yenilenmesine müteakip alacaklı vekilinin talebi doğrultusunda borçlunun maaşının haczi hususunda katılan firmaya yeniden müzekkere yazıldığı, konuya ilişkin 12/09/2012 tarihinde tebliğ edilen tekit yazısının katılan şirkete tebliğ edildiği, 13/09/2012 tarihinde katılan şirket vekili tarafından "16/10/2011 tarihinde borçlunun işten ayrıldığı" belirtilerek müzekkereye itiraz edilmesine rağmen, alacaklı vekilinin talebi doğrultusunda katılan şirketin bankalardaki hak ve alacaklarının haczi için sanık tarafından 05/02/2013 tarihinde alacak tutarı ve faiz giderleri ile birlikte 2.922,59 TL ile sınırlı olarak haciz ihbarnamesinin gönderildiği ve şirketin hak ve alacaklarına haciz konulmasının sağlandığı, katılan vekili tarafından yapılan 12/02/2013 tarihli itiraz üzerine 14/02/2013 tarihinde konulan hacizlerin kaldırıldığı anlaşılmış olup, maaş haczi yazısının İcra ve İflas Kanununun 89. maddesi kapsamında yapılan bir işlem niteliğinde olmamasına ve bu maddeye ilişkin usul yürütülmemesine, şirket tarafından borçlunun 16/10/2011 tarihinde işten ayrıldığının ve çalıştığı dönemde de alt taşeron firma elemanı olduğunun belirtilmesine rağmen, kanuna aykırı olarak katılan şirketin bankalardaki hak ve alacaklarına haciz konulduğu ve hacizler kaldırılıncaya kadar da bu işlem sebebiyle katılanın mağduriyetine neden olunarak icrai davranışla görevi kötüye kullanma suçunun dava konusu somut olayda tüm unsurlarıyla oluştuğu gözetilmeden, oluşa uygun düşmeyen gerekçe ve yanılgılı değerlendirme sonucu atılı suçtan sanığın mahkumiyeti yerine yazılı şekilde beraatine karar verilmesi, Kanuna aykırı, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi de gözetilerek 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 14/05/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.