20. Hukuk Dairesi 2013/5765 E. , 2013/10605 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar Hazine ve Orman Yönetimi vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği ...mevkiinde bulunan taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının müvekkili yararına oluştuğunu iddia ederek Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre müvekkili adına tescilini istemiştir.
Mahkemece; davanın kabulüne, fen bilirkişi raporunda (A) ile işaretlenen 2844,39 m2 yüzölçümlü taşınmazın davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalılardan Hazine tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 2009/1554 - 3888 sayılı kararı ile orman araştırması ve 3402 sayılı Kanunun 14 ve 17. maddeleri gereğince zilyetlikle kazanma koşullarının araştırılması yönünden bozulmuştur.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra davanın kabulüyle taşınmaz baraj suları altında kaldığından ve tescili mümkün olmadığından (A) ile gösterilen 14329,23 m2 taşınmazın davacı ...’ya ait olduğunun tespitine karar verilmiş; hüküm, davalı ... Yönetimi ile davalı Hazine vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 02/04/2012 gün ve 2011/16569 - 4885 sayılı kararı ile ikinci kez bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; "Mahkemece (A) ile gösterilen 14329,23 m2’lik taşınmazın davacı ...’ya ait olduğunun tespitine karar verilmiş ise de, bozma kararı öncesinde fennî bilirkişi ... tarafından düzenlenen 23.05.2005 tarihli bilirkişi raporunda çekişmeli taşınmazın 2844,39 m2 olduğu bildirilmiş ve mahkemenin 11.05.2007 gün ve 2005/128 - 2007/121 sayılı kararıyla (A) ile gösterilen 2844,39 m2’lik kısmın davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, 20. Hukuk Dairesinin 09.03.2009 tarih 2009/1554 - 3888 sayılı kararıyla bozulduktan sonra mahallinde yapılan keşif sonucu bilirkişiler tarafından düzenlenen 25.06.2011 tarihli bilirkişi raporunun 2. sayfasında "Dava konusu yer (A) ile gösterilmiş olup 2563.68 m2’dir” 6 sayfasında ise "(A) harfi ile gösterilip sarı renkle boyanan yer, toplam 14329,23 m2 yüzölçümündedir” ibareleri yer almaktadır. Bilirkişi raporuna ekli krokiler incelendiğinde, dava konusu taşınmazın bozma öncesinde fennî bilirkişi ... tarafından düzenlenen rapora ekli krokideki yer ile aynı yer olduğu görülmektedir. Bozma kararı öncesi ve bozma kararı sonrası bilirkişi raporlarında taşınmazın yüzölçümü farklı farklı belirlenmiş olup, taşınmazın yüzölçümü tam olarak belirlenmeden yazılı şekilde hüküm kurulmasının usul ve kanuna aykırı olduğu"na değinilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra, davanın kabulüne;
.... Mevkiinde bulunan doğusunda orman, batısında orman, güneyinde Muharrem Aydoğdu, kuzeyinde Yusuf Orhan taşınmazı ile çevrili olan, 05/02/2013 tarihli bilirkişi raporu ve 23/05/2012 tarihli bilirkişi raporunda ekli krokide, (A) ile gösterilen 2844,39 m²"lik taşınmazın Recep oğlu 1942 doğumlu ... Köyü nüfusuna kayıtlı olan davacı ..."ya tapu siciline tesciline,
karar verilmiş, hüküm davalılar Orman Yönetimi ve Hazine vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede dava tarihinden önce yapılan ve 16.03.1999 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır.
Çınarcık Köyünde genel arazi kadastrosu 1963 yılında yapılmış, ancak, çekişmeli taşınmazın bulunduğu bölgede Kızılelma Köyü ile sınır ihtilafı bulunduğundan genel arazi kadastrosu yapılmamıştır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritası, eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada, çekişmeli taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve davacı yararına 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, dava konusu taşınmaz baraj suları altında kaldığı, tescil olanağı bulunmadığı halde, tapuya tesciline karar verilmesi doğru değil ise de, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple, hükmün 2. bendinin sonunda yer alan “...tapu siciline tesciline,” ifadesi kaldırılarak bunun yerine “..ait olduğunun tespitine” ifadesinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla H.U.M.K.’nun 438/7 maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 25.11.2013 günü oy birliğiyle karar verildi.