21. Hukuk Dairesi Esas No: 2012/12197 Karar No: 2013/2223 Karar Tarihi: 12.02.2013
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2012/12197 Esas 2013/2223 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödenmesini talep etti. Mahkeme kısmen kabul etti ve davacının %30,2 oranında sürekli iş göremez olduğunu tespit etti. Manevi tazminatın ayrıca 45.000 TL yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilmesine karar verildi. Ancak, mahkeme manevi tazminatın miktarını belirlerken ekonomik koşullar, tarafların sosyal ve ekonomik durumu, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı ve işverenin işçi sağlığı ve güvenliği önlemleri gibi unsurları dikkate almadığı için, verilen tazminatın fazla olduğu belirlendi. Bu nedenle, karar bozuldu ve daha uygun bir miktar belirlenmesi için dosya geriye gönderildi. Kanun maddeleri olarak Borçlar Kanunu’nun 47. Maddesi ve HGK’nin 23/06/2004, 13/291-370 sayılı kararı belirtildi.
21. Hukuk Dairesi 2012/12197 E. , 2013/2223 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir. Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi .... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici nedenlere göre davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine, 2-Davacının iş kazası sonucu % 30,2 sürekli iş göremezliğe uğradığı olayda, davacının % 30, davalının % 70 oranında kusurlu olduğu dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Mahkemece, 45.000,00 TL manevi tazminatın yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı , olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, bunun yanında olayın işverenin işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerini yeterince almamasından kaynaklandığı da gözetilerek gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. ( HGK 23/06/2004, 13/291-370 ) Bu ilkeler gözetildiğinde davacı yararına hükmedilen 45.000,00 TL manevi tazminatın fazla olduğu ortadadır. O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve daha uygun bir miktara hükmedilmek üzere karar bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edenlerden davacıya yükletilmesine, 12/02/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.