12. Hukuk Dairesi 2016/7042 E. , 2016/15109 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçiler tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
1) Şikayetçiler ... ve ..."ın temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Şikayetçiler ... ve ..., takibe dayanak kredide müşterek borçlu-müteselsil kefil sıfatını haiz olup, takibin tarafı olmadıkları gibi tapuda ilgili konumunda da bulunmadıklarından mahkemece, adı geçen şikayetçiler yönünden şikayetin aktif husumet yokluğundan reddi gerekirken, işin esasının incelenmesi doğru değil ise de, sonuçta istemin reddine karar verildiğinden, anılan şikayetçilerin temyiz itirazları yerinde görülmemiş ve bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.
2) Diğer şikayetçilerin temyiz itirazlarına gelince;
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
Şikayetçilerin icra mahkemesine başvurularında; sair şikayet sebepleri yanında satış ilanı tebligatının usulsüz olduğunu ileri sürerek ihalenin feshini talep ettikleri, mahkemece, istemin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda, borçlulardan ..., ... ve ..."ın takip dosyasında vekilleri olduğu anlaşılmaktadır. Her ne kadar asillere de satış ilanı tebliğ edilmiş ise de, 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 11 ve Tebligat Kanunu"nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 18. maddeleri gereğince vekil ile takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılması zorunludur.
Borçlular ..., ... ve ... vekili Av. ..."a, 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 17. maddesi uygulanmak suretiyle satış ilanının tebliğ edilmek istendiği görülmektedir.
Tebligat Kanunu"nun 17. ve Tebligat Kanunu"nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 26. maddelerine göre; bir yerde devamlı olarak meslek veya sanatını icra edenler o yerde bulunmadıkları takdirde, tebliğ o yerdeki daimi memur veya müstahdemlerden birine yapılır. Bu durumda, muhatabın o yerde geçici olarak bulunmadığı hususu tespit edilerek, tebligat mazbatasına şerh verilmelidir. Şerh gereğinin yerine getirilmemesi ise tebligatı usulsüz kılar.
Somut olayda, satış ilanı; “Birlikte çalışan, sakin, almaya ehil ... imzasına tebliğ edilmiştir"şerhi ile tebliğ edilmiş ise de, muhatabın iş yerinde bulunup bulunmadığına dair bir açıklamanın tebliğ evrakında yer almadığı görülmekle, borçlular ..., ... ve ... vekilinin adreste bulunmadığının tespiti yapılmadan doğrudan çalışana yapılan tebligat usulsüzdür. Zira bu belgeleme işlemi, devamı işlemleri belirlemesi yanında, muamelenin doğru olup olmadığına karar verilmesi yönünden yardımcı olacak ve tebliği isteyen makam ve hakimin denetimini sağlayacaktır.
Taşınmaz mal ihalesinde, İİK"nun 127. maddesi hükmü uyarınca ilgililere satış ilanının tebliği zorunludur. Satış ilanının hiç tebliğ edilmemiş veya usulsüz tebliğ edilmiş olması, yerleşik Yargıtay İçtihatlarına göre başlı başına ihalenin feshi nedenidir.
O halde, mahkemece, borçlular ..., ... ve ... yönünden istemin kabulü ile ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile istemin tümden reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Şikayetçi borçlular ..., ... ve ..."ın temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda (2) numaralı bentte yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30.05.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.