17. Hukuk Dairesi 2018/4003 E. , 2020/3125 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davaların kısmen kabulüne-kısmen reddine dair verilen hükmün davalılardan ... ve ... vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, müvekkillerinin oğlu/kardeşi ..."ün sevk ve idaresindeki motosiklet ile davalıların sürücüsü, işleteni ve trafik sigortacısı olduğu traktörün çarpışması neticesinde ..."ün yaşamını yitirdiğini, davalı sürücü ... aleyhinde ... Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2007/249 Esas sayılı dosyası ile dava açıldığını ve davalı sürücünün mahkumiyetine karar verildiğini, davacı anne ..."nın oğlunun ölümü nedeniyle desteğinden yoksun kaldığını ve tüm müvekkillerinin manevi olarak zarara uğradığını, ayrıca kaza nedeniyle murisin kullandığı motosikletin hurdaya ayrıldığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacı ... için 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı ile motosiklet bedeli olarak 1.000,00 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen; davacılar ... ve ..."nin her biri için 20.000,00"er TL ve davacı ... için 10.000,00 TL olmak üzere toplam 50.000,00 TL manevi tazminatın ise olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı ... ile davalı ..."ndan tahsiline karar verilmesini talep etmiş; 01.11.2011 tarihli celsede davalı ... tarafından 30.03.2009 tarihinde 22.012,42 TL ödeme yapılması nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı talebinden feragat ettiklerini beyan etmiş; 22.05.2013 tarihli ıslah dilekçesiyle motosiklet bedeline ilişkin tazminat talebini 13.780,00 TL"ye yükselttiklerini bildirmiştir.
Davalılar vekilleri cevap dilekçelerinde davanın reddini savunmuştur.
Yapılan yargılama sonucunda yerel mahkemece verilen; davaların kısmen kabulüne dair karar, taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 17.02.2015 tarih ve 2013/12947E- 2015/2015/2918 kararı ile bozulmuş, mahkemece uyulan bozma ilamına göre; davaların kısmen kabul-kısmen reddiyle; davacı ... için destekten yoksun kalma tazminatına yönelik davanın feragat nedeni ile reddine, motosiklet bedeli olarak 7.700,00 TL maddi tazminatın, davalılar ... ve ... Belediyesinden kaza tarihi olan 12/05/2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ile diğer davalı ... yönünden ise bu tazminatın teminat limiti olan 6.000,00 TL sınırlı sorumlu olmak üzere ve işbu sigorta açısından dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte her üç davalıdan müteselsilen ve belirlenen sorumluluk limiti dahilinde alınarak davacılara ödenmesine, davacı ... yönünden oğlunun ölümü nedeni ile 15.000,00 TL, davacı ... için oğlunun ölümü 15.000,00 TL, davacı ... yönünden kardeşinin ölümü için 10.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 12/05/2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ... ve ... Belediyesinden müteselsilen alınarak davacılara ödenmesine, fazla taleplerin reddine karar verilmiş; hüküm, davalılar ... ve ... vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı ... Başkanlığının (2) nolu, davalı ... vekilinin ise (3) nolu bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava,trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
T.C. Anayasası"nın 36/1 maddesinde "Herkes meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı merciileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir" düzenlemesine; 6100 Sayılı HMK"nun 27. maddesinde "Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. Bu hak; yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını içerir" düzenlemesine yer verilmiştir.
Bir davanın görülmesi için taraf teşkilinin sağlanması esas olup, hakimin bu hususu re"sen gözetmesi gerekir. Yargılamanın sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddia ve savunma ile ilgili delillerin eksiksiz toplanıp tartışılabilmesi, davanın süratle sonuçlandırabilmesi, öncelikle tarafların yargılamanın aşamalarından haberdar edilmesi ile mümkündür.
Adil yargılanma hakkının kapsamında yer alan savunma haklarının etkin biçimde kullanılmasını teminen konulan yasal düzenlemelerden biri de, davada esaslı işlem olan bilirkişi raporlarının taraflara tebliğine ilişkin düzenlemedir. 6100 sayılı HMK"nun 280/1 maddesi "Bilirkişi, raporunu, varsa kendisine incelenmek üzere teslim edilen şeylerle birlikte bir dizi pusulasına bağlı olarak mahkemeye verir; verildiği tarih rapora yazılır ve duruşma gününden önce birer örneği taraflara tebliğ edilir" hükmünü amirdir. Anılan tüm bu yasal düzenlemelerde, davada taraf olanların haklarının korunması amaçlanmış olup tarafların yargılama süreçlerine etkin katılımının sağlanması ise, mahkemece yapılan tüm tebligatların usulüne uygun olması ile sağlanabilecektir.
Eldeki dosyada mahkemece, 03/11/2016 tarihli celsede; Dairemiz bozma ilamı doğrultusunda Bilirkişi Heyetinden aldırılmasına karar verilen 16.11.2016 tarihli raporunun ibraz edildiğinde tarafara tebliğine karar verilmiş, gerek 03/11/2016, gerekse takip eden 23.03.2017 tarihli celselerde duruşma tutanaklarına "Masraf olmadığı için tebliğe çıkmadı" ibaresi yazılarak paraflanmış, davacı tarafa eksik gider avansı tamamlattırılmak suretiyle bilirkişi raporu taraflara tebliğe çıkartılmaksızın 12.12.2017 tarihli celsede; taraf vekillerinin rapora yönelik itirazlarının reddine karar verilerek,sözlü yargılamaya geçildiği görülmüştür.
Bu durumda mahkemece; bilirkişi raporunun taraflara tebliği sağlanarak rapora karşı beyan ve itirazlarını bildirmeleri hususunda süre verilmesi gerekirken, yazılı olduğu biçimde savunma hakkının kısıtlanması doğru değildir. Bu husus yerine getirilmeden hüküm kurulması, savunma hakkının kısıtlanmasına yönelik esaslı usul hatası olduğundan hükmün bozulması gerekmiştir.
2-Kabule göre de;davalı ... vekille temsil ettirmiş olup mahkemece, davaların kısmen kabul-kısmen reddine karar verilmiştir. Bu durumda mahkemece, reddedilen miktarlar yönünden adı geçen davalı yararına hüküm tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca vekalet ücreti takdirinin düşünülmesi gerekirken bu yönün gözetilmemiş olması da isabetsizdir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle; davalı ... vekilinin (2) nolu, davalı ... vekilinin (3) nolu bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı ... vekilinin (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılar ... ve ..."ya geri verilmesine 03/06/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.