5. Ceza Dairesi 2015/10153 E. , 2019/5276 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : İcrai davranışla görevi kötüye kullanma
HÜKÜM : Beraat
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
O yer Cumhuriyet savcısının 10/10/2013 tarihli dilekçesiyle temyiz talebinden vazgeçtiği gözetilerek katılan vekilinin temyiziyle sınırlı olarak yapılan incelemede;
Sanıkların, katılanın vekili olarak açtıkları kamulaştırmasız el atmadan kaynaklanan tazminat davası sonucunda hükmedilen tazminat, vekalet ücreti, yargılama gideri ve işlemiş faiz olarak toplam 93.217,83 TL"nin tahsili amacıyla ...5. İcra Müdürlüğünün 2010/6360 Esas sayılı dosyasında ilamlı icra yolu ile başlattıkları takibin kesinleştiği, icra dosyasına 29/11/2010-04/03/2011 tarihleri arasında yatan toplam 52.924,41 TL"nin sanıklarca tahsil edilmesine rağmen katılanın bu durumdan haberdar edilmediği, sonradan öğrenmesi üzerine de ... 1. Noterliğinin 03/05/2011 tarihli ve 06329 yevmiye numaralı ""azilname ve beyanlar"" başlıklı ihtarnamesi ile sanıkları azlettiği ve tahsil edilen paraların belirtilen hesaba yatırılmasını istediği, sanıkların ise buna cevaben ...3. Noterliğinin 11/05/2011 tarihli ve 23303 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile tahsil edilen paranın 40.403,40 TL"sinin avukatlık vekalet ücreti, dava ve icra vekalet ücretleri ile dava ve icra masrafları olarak mahsup edildiği belirtilerek kalan 12.538,00 TL"yi katılanın bildirdiği hesaba gönderdikleri, bu suretle gecikmeli ödeme yaparak katılanı zarara uğratarak görevlerini kötüye kullandıkları iddia edilen somut olayda;
1136 sayılı Avukatlık Yasasının 166. maddesinde tanımlanan hapis hakkının, sadece vekâlet ücreti alacakları ve yapılan giderler oranında kullanılabileceği, Avukatın, müvekkili nam ve hesabına tahsil etmiş olduğu alacak ve değerlerden, ücret ve masraf alacağından fazla bir miktarını “hapis hakkı” adı altında elinde tutmasının, bu hakkın yasaya konuluş amacına aykırı olduğu gibi avukatlık meslek kurallarına da aykırı olduğu, keza hapis hakkını kullanan avukatın, müvekkilinin nam ve hesabına tahsil ettiği alacakları geciktirmeksizin iş sahibine bildirmesi, hangi işten dolayı ve ne miktarda ücret ve masraf alacağı olduğunu açıklaması ve konu ile ilgili karşı tarafı bilgilendirdikten ve gerektiği durumlarda yapılacak hesaplaşmadan sonra, alacağı oranında hapis hakkını
.../...
-2-
kullanması gerektiği, esasen bu durumun, avukatın müvekkiline hesap verme yükümlülüğünün de tabii bir sonucu olduğu, nitekim, Avukatlık Kanununun 34. maddesinde “Avukatlar, yüklendikleri görevleri, bu görevin kutsallığına yakışır bir şekilde özen, doğruluk ve onur içinde yerine getirmek ve avukatlık ünvanının gerektirdiği saygı ve güvene uygun biçimde davranmak ve Türkiye Barolar Birliğince belirlenen meslek kurallarına uymakla yükümlüdürler.”, Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 43. maddesinde de “Müvekkil adına alınan paralar ve başkaca değerler geciktirilmeksizin müvekkile duyurulur ve verilir.” hükümlerinin bulunduğu, Avukatın, ancak muaccel olan vekalet ücreti alacakları yönünden hapis hakkını kullanabileceği, Kanunda avukatlık ücretinin ne zaman muaccel olacağı konusunda açık bir hüküm bulunmamakla birlikte Avukatlık Kanununun 171/1. maddesinde düzenlenen “Avukat üzerine aldığı işi kanun hükümlerine göre ve yazılı sözleşme olmasa bile sonuna kadar takip eder.” ve “Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 2. maddesinde düzenlenen “...avukatlık ücreti, kesin hüküm elde edilinceye kadar olan dava, iş ve işlemler ücreti karşılığıdır.” hükümleri gereğince vekalet ücreti alacağının, üstlenilen işin bitmesi ile muaccel hale geldiğinin kabulü gerektiği, buna göre avukatın, aksine sözleşme yoksa işi sonuna kadar takip edip sonuçlandırmadan ücretini isteyemeyeceği gibi bu noktada hapis hakkını da kullanamayacağı, genel olarak düzenlenmiş bir vekaletnameye dayanılarak yapılan birden fazla dava takibi sırasında tek avukatlık sözleşmesine istinaden hukuki işlem yapıldığı için, bir davadan tahsil edilen alacağın, tüm davalardan kaynaklanan vekalet ücretine mahsuben hapis hakkının kullanılması mümkün ise de her bir dava için ayrı ayrı verilmiş vekaletnamelerin her biri ayrı bir avukatlık sözleşmesi olacağından bu durumda hapis hakkının da her bir dava/sözleşme için ayrı ayrı mümkün olmasının gerektiği,
Bu itibarla, yargılamaya konu olayda maddi gerçeğin ortaya çıkartılabilmesi için; sanıklar ve katılan arasında davaya konu vekalet ilişkisinden kaynaklanan alacak miktarının tespitine yönelik İstanbul Anadolu 22. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/245 Esas sayılı dosyasının akıbetinin araştırılmasına ve onaylı bir suretinin dosya içerisine alınmasına müteakip, yukarıda hapis hakkına ilişkin yapılan açıklamalar da nazara alınarak, dava konusu paranın tahsil edildiği tarihler itibarıyla sanıkların katılandan muaccel hale gelmiş vekalet ücreti alacağı olup olmadığı, varsa miktarı hususunda bilirkişi raporu aldırılmasından sonra, tahsilat, ihtarname ve şikayet tarihleri de göz önünde bulundurularak, sonucuna göre sanıkların eylemlerinin sübutu ve hukuki niteliğinin ayrı ayrı tayin ve takdiri gerekirken, eksik inceleme ve yetersiz gerekçelerle yazılı şekilde beraatlerine karar verilmesi,
Kanuna aykırı, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, 13/05/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Yzl. İşl. Md. T/İ