8. Hukuk Dairesi 2018/2714 E. , 2018/20261 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacı vekili, dava konusu 372, 374 ve 376 parsel sayılı taşınmazların vekil edeni tarafından 2004 yılında ihale ile satın alındığını, 2004-2005 yıllarında dava konusu taşınmazlar üzerine şeker fabrikasından çıkan pancar artığı toprağın (,,,,,,,,) döküldüğünü, taşınmazlar üzerinde bu nedenle tarım yapamadığını belirterek dava konusu taşınmazlara davalı tarafından yapılan haksız müdahalenin men"ine, taşınmazlar üzerindeki toprağın kal’ine ve eski hale getirilme masraflarının tazminine karar verilmesini istemiş, 23/10/2008 tarihli celse de, men"i müdahale ve kal’e ilişkin taleplerinden feragat ettiklerini beyan etmiştir.
Davalı ...Ş vekili, dava konusu taşınmazların daha önce şeker fabrikalarına ait iken 01/11/2004 tarihinde davacıya satıldığını, bu taşınmazların 1998 yılından 2004 yılına kadar şeker fabrikalarının atık dökme alanı olarak kullanıldığını, davacının bu hususu bilerek burayı aldığını, davacı dava konusu yerleri satın aldıktan sonra söz konusu atık dökme işinin ... Nakliyat A.Ş. tarafından yapıldığını bu nedenle ,,,,,,,, dava konusu taşınmazlara dökülüp dökülmediğinin tam olarak tespit edilemediğini, davanın bahsi geçen şirkete yöneltilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Dahili davalı ... ... A.Ş. vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, dökülen ,,,,,,,, çok büyük bir bölümünün davacının dava konusu taşınmazları satın almadan önce döküldüğünü ve davalıların bundan, şeker fabrikası ile davacı arasında yapılan taşınmaz alım sözleşmesine göre bir sorumluluğunun bulunmadığı, dava konusu taşınmazları satın aldıktan sonra şeker fabrikasından gelen yazı cevabına göre 01/11/2004 tarihleri ile 10/11/2004 tarihleri arasında ... .... A.Ş. tarafından dökülen ,,,,,,,,un ,,,,,,,, ton olduğuna ilişkin yazı bulunduğu ve bu tarihten sonra taşınmazlarına ,,,,,,,, döküldüğünün davacı tarafça ispat edilemediği gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne kısmen reddine, davalılar tarafından taşınmazların satış tarihi olan 01/11/2004 tarihinden sonra dökülen ,,,,,,,,un 1586-Ton olduğu kabul edilerek 150 m mesafeye ton başına taşıma maliyetinin 0,23-TL ve yükleme maliyetinin 100-TL olduğu kabul edilerek, 363,4+100= 463,40-TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davacı 23/10/2008 tarihli celsede meni müdahale ve kal talebinden vazgeçtiğinden meni müdahale ve kal talebinin feragat nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Tüm dosya içeriği ve toplanan delillerden, dava konusu 372, 374 ve 376 parsel sayılı taşınmazların ,,,,,,,,,,,, A.Ş. adına kayıtlı iken, 01/11/2004 tarihli satış işlemi ile davacı adına tescil edildiği, mahkemece dava konusu taşınmazlar mahallinde iki kez keşif yapıldığı, yapılan keşifler sonrası alınan bilirkişi raporlarında dava konusu taşınmazlara dökülen şeker pancarı atığının miktarının ve eski hale getirme bedelinin hesaplandığı, mahkemece bilirkişi raporlarına itibar edilmeyerek, dosya içerisine alınan yazışmalarda bildirilen miktarlar gözönüne alınarak yapılan hesaplama sonucunda davacı lehine 463,40-TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verildiği anlaşılmaktadır.
HMK"nin 266. maddesi gereğince, mahkemece, çözümü hukuk dışında özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişi görüşüne başvurulması gerekir. Sadece hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına gerek bulunmamaktadır. Çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektiren konularda hakimin bilirkişiye başvurmadan kendi bilgisine veya genel olarak dosyadaki bilgilere dayanarak karar vermesi hatalıdır.
Somut olayda, davacının talebi, dava konusu taşınmazlara davalılar tarafından dökülen atıkların eski hale getirme bedelinin tazminine ilişkindir. Bu husus teknik incelemeyi gerektiren bir konu olduğundan bilirkişi incelemesini gerektirdiği mahkemece gözden kaçırılmıştır. Özel ve teknik bilgiyi gerektiren konuda dosyadaki bilgilere ve verilere dayanılarak karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
O halde Mahkemece yapılacak iş, yukarıda açıklanan kanun maddeleri ve somut olay ışığında, dosya arasında bulunan ve mahkemece hükme esas alınan, 11/11/2014 tarihli, davalı fabrikaya ait çekilen malzeme verilerini içeren, 01/11/2004-10/11/2004 tarihleri arasında atılan ,,,,,,,,un 1586 ton olduğunun bildirildiği yazı uyarınca, davacı tarafça da bu miktardan fazla malzeme atıldığı ispatlanamadığı gözönüne alınarak, yine, dosya arasına alınan bilirkişi raporları da birbiri ile çelişkili olduğundan ve hüküm kurmaya yeterli olmadığından bu çelişkilerin de alanında uzman kişilerden oluşan denetime elverişli yeni bir bilirkişi incelemesi ile giderilmesi sağlanarak, eski hale getirme bedelinin hesaplanması olmalıdır. Tüm bu hususlar düşünülmeden eksik araştırma ve inceleme ile karar verilmesi yanlış olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 17/12/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.