23. Ceza Dairesi 2015/6417 E. , 2016/3459 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma
HÜKÜM : Mahkumiyet (5237 sayılı TCK"nın 155/2, 62, 50, 52 maddelerinin uygulanarak sanığın hapisten çevirme 6.000 TL ve doğrudan verilen 1.000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına)
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Katılana ait şirkette satış elemanı olarak çalışan ve ürün satışı yapılan müşterilerden para tahsil etmeye yetkisi bulunan sanığın, anılan şirketin bir kısım ürünlerini satmasına rağmen şirket adına tahsil ettiği paraları şirket kasasına teslim etmeyip, uhdesinde bulundurmak suretiyle hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda;
Oluşa, sanığın savunmalarına, katılanın aşamalardaki beyanlarına ve tüm dosya kapsamına göre; katılana ait şirkette satış elemanı olarak çalışan sanığın, ürünleri adı geçen şirket nam ve hesabına satmak ve tahsil ettiği paraları da katılan şirkete iade etmesi gerekirken, hizmet ilişkisinin gereklerine aykırı hareket ederek tahsil ettiği paraları şirkete iade etmeyip uhdesinde bulundurması şeklinde gerçekleştirdiği sabit görülen eyleminin hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu oluşturduğuna yönelik mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Sanığın, farklı tarihlerde ve birden fazla kez katılan şirket adına tahsil ettiği paraları uhdesinde bulundurduğunun sabit olduğu dikkate alınarak; sanığın, 5237 sayılı TCK"nın 43/1 maddesi kapsamında, aynı suç işleme kararıyla kanunun aynı hükmünü birden fazla ihlal etmek suretiyle ve değişik zamanlarda birden fazla kez menfaat temin etmiş olduğunun anlaşılması karşısında, sanık hakkında ceza verilirken zincirleme suç hükümlerinin uygulanmayarak eksik ceza tayin edilmesi aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19.06.2007 tarih ve 2007/10-108 E., 2007/152 K. sayılı ilamında da belirtildiği gibi kanun koyucunun ayrıca adli para cezası öngördüğü suçlarda, hapis cezasının alt sınırdan tayini halinde mutlak surette adli para cezasının da alt sınırdan tayini gerektiği yönünde bir zorunluluk bulunmamasına rağmen, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin adli para cezasının alt sınırın üzerinde 60 gün olarak tayin edilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8.maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK"nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; ancak, bu aykırılığın yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun"un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hükümde yer alan ""5237 sayılı TCK"nın 155/2, 62, 52/2 maddeleri gereğince sonuç olarak verilen 50 gün adli para cezası karşılığı aynı kanunun 52. maddesi gereğince günlüğü 20.00 TL "den olmak üzere 1.000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ifadelerinin yerine ""5237 sayılı TCK"nın 155/2 maddesi gereğince 5 gün adli para cezası ile cezalandırılmasına, aynı kanunun 62.maddesi uyarınca 1/6 oranında indirim yapılarak 4 gün adli para cezası ile cezalandırılmasına ve aynı Kanunun 52/2 maddeleri gereğince, verilen 4 gün adli para cezası karşılığı günlüğü 20.00 TL "den olmak üzere sonuç olarak 80.00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına"" ifadelerinin yazılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 28.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.