23. Hukuk Dairesi 2016/7144 E. , 2019/5154 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik verilen hükmün süresi içinde asıl ve birleşen davada davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Asıl ve birleşen davada davacı vekili, taraflar arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi bulunduğunu, asıl davada sözleşmede ödenmesi kararlaştırılan 20.000 TL"nin ödenmediğini, davalıya gönderilen ihtarnamenin sonuçsuz kaldığını ileri sürerek sözleşmede ödenmesi kararlaştırılan 20.000 TL"nin ihtarname tarihinden itibaren reeskont faizi ile tahsilini, birleşen davada ise davalı yüklenicinin kooperatif inşaatını süresinde teslim etmemesi nedeniyle inşaatın tamamlanıp tamamlanmadığının tespiti ve geç teslim kira miktarının tespiti ile fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 1.000 TL kira kaybının dava tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsilini talep ve dava etmiştir.
Asıl ve birleşen davada davalı vekili, asıl davada talep edilen bedelle ilgili olarak sözleşme gereğince artan arsa olması halinde 20.000 TL ödeneceğinin kararlaştırıldığını, davacının artan arsası bulunmadığını, eski kooperatif başkanının davacıya ödeme yaptığını, birleşen dava bakımından sözleşmede kira ödeneceğine ilişkin hüküm bulunmadığını savunarak asıl ve birleşen davaların reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, sözleşmede arsa sahibine iki adet daire verileceği, artan arsasına karşılık kooperatifin arsa sahibine 20.000,00 TL"yi 30.09.2006 tarihine kadar peyderpey ödeyeceğinin belirlendiği, davacının artan arsasına karşılık ibaresini eğer artacak arsa varsa şeklinde yorumlamanın doğru olmayacağı, dava konusu dairelerin bir kısım işlerinin bitirildiği ancak henüz teslime hazır olmadığı, 48 aylık inşaat süresinin 26.04.2011 tarihinde dolduğu davacının geç teslim kira kaybının 12.396,50 TL olduğu anlaşılmakla asıl ve birleşen davaların kabulü ile tespit konusunda karar verilmesine yer olmadığına; asıl davada; 20.000,00 TL"nin 26.06.2009 tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Birleşen davada; 12.396,50 TL alacağın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiştir.
Kararı asıl ve birleşen davada davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, birleşen davada davalı vekilinin tüm, asıl dava bakımından ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Taraflar arasındaki sözleşme gereği davacıya ödenmesi gereken 20.000 TL bedelle ilgili olarak davalı ödeme iddiasında bulunmuş ve dosyaya tediye makbuzları sunulmuştur. Mahkemece ödeme makbuzları ile ilgili inceleme yapılmış ise de 774 ve 787 nolu tediye makbuzları ile ilgili inceleme yapılmadığı, alınan bilirkişi raporu ile sabittir. Bu iki tediye makbuzu ile ilgili olarak da ek rapor alınarak, davalının ödeme yapıp yapmadığının tespit edilerek bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl ve birleşen davada davalı vekilinin birleşen davaya yönelik tüm, asıl davaya yönelik diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl ve birleşen davada davalı vekilinin asıl dava bakımından temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, asıl davada davalı yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05.12.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi