3. Hukuk Dairesi 2019/4606 E. , 2020/486 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İSTANBUL 9. SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen alacak davasında verilen hüküm hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacının istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, Davalılardan ... ile ... Otelcilik ve Turizm Meslek Lisesi müdürü olarak okulu temsilen 12/04/2012 tarihli kira sözleşmesinin imzalandığını, kiralanan taşınır eşyaların 09/04/2012 tarihinde davalılardan ..."e teslim edilmesine rağmen kira bedelinin ödenmediğini, her iki davalının kira sözleşmesinden kaynaklanan kira bedelinden sorumlu olduğunu belirterek sözleşme ile kararlaştırılan ve ödenmeyen 452.912,32 TL kira bedelinin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılardan Milli Eğitim Bakanlığı, husumetin kendilerine yöneltilemeyeceğini, sözleşmenin tarafı olmadıklarını, davalı gerçek kişinin kendilerini temsile yetkilerinin bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
Davalılardan ..., davacı tarafın eylemlerinin suç teşkil ettiğini, kiraya veren şirketin dolandırıcılık kastıyla hareket ettiğini, sözleşmenin geçerli olmadığını, kira borcu bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
İlk derece mahkemesince, kira sözleşmesinin Milli Eğitim Bakanlığı açısından geçersiz olduğu ve bu davalı açısından herhangi bir borç doğurmayacağı, davacının yetkisiz temsili bildiği veya bilmesi gerektiği açık olduğundan yetkisiz temsilciden de herhangi bir talepte bulunamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesinin kararına karşı, davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Bölge adliye mahkemesince, davacının istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş; Hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre, davacının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Davalılardan ... hakkında açılan davanın reddine dair hükme ilişkin temyiz talebine gelince;
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 46. Maddesine göre bir kimse yetkisi olmadığı hâlde temsilci olarak bir hukuki işlem yaparsa, bu işlem ancak onadığı takdirde temsil olunanı bağlar. Yetkisiz temsilcinin kendisiyle işlem yaptığı diğer taraf, temsil olunandan, uygun bir süre içinde bu hukuki işlemi onayıp onamayacağını bildirmesini isteyebilir. Bu süre içinde işlemin onanmaması durumunda, diğer taraf bu işlemle bağlı olmaktan kurtulur. TBK 47. maddesine göre ise temsil olunanın açık veya örtülü olarak hukuki işlemi onamaması hâlinde, bu işlemin geçersiz olmasından doğan zararın giderilmesi, yetkisiz temsilciden istenebilir. Ancak, yetkisiz temsilci, işlemin yapıldığı sırada karşı tarafın, kendisinin yetkisiz olduğunu bildiğini veya bilmesi gerektiğini ispat ederse, kendisinden zararın giderilmesi istenemez. Hakkaniyet gerektiriyorsa, kusurlu yetkisiz temsilciden diğer zararların giderilmesi de istenebilir. Sebepsiz zenginleşmeden doğan haklar saklıdır.
Tüm yapılan açıklamalar ışığında dava konusu kira sözleşmesinin davalılardan ... tarafından okul müdürü sıfatıyla ... Otelcilik ve Turizm Meslek Lisesi adına imzalandığı, ancak temsil edilenin bu sözleşmeye onay vermediği, buna rağmen davalılardan ..."in gerek yargılama sırasında gerekse hakkındaki disiplin soruşturması sırasında kira sözleşmesindeki sorumluluğun kendisine ait olduğunu kabul ettiği yönünde beyanlarda bulunduğu, nitekim bu davalı tarafından kiralanan eşyaların tutanakla teslim alındığı ve sözleşmeye uygun bir kısım ödemelerde bulunulduğu anlaşılmaktadır.
Yetkisiz olarak temsil olunan okul adına yapıldığı iddia olunan kira sözleşmesi Milli Eğitim Bakanlığınca kabul edilmediğine göre TBK m. 47 kapsamında davalı ..."in borçtan sorumluluğunun değerlendirilmesi gerekir.
Hâl böyle olunca, davacı hakkında dolandırıcılık iddiasının bulunduğu da dikkate alındığında taraflar arasındaki ceza soruşturmalarının ve dosyalarının akıbeti sorulup gerekirse neticesi beklenerek davalı ..."in sorumluluğu açısından TBK m. 47/2 gereğince bir değerlendirme yapılıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile her iki davalı açısından davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK"nun 373/1 maddesi uyarınca temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanunun 371. Maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 22/01/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.