20. Hukuk Dairesi Esas No: 2013/6857 Karar No: 2013/10547
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2013/6857 Esas 2013/10547 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacılar, bir taşınmazın tapu kaydının orman niteliğiyle Hazine adına tescil edilmesi için dava açtılar. Mahkeme, daha önce yapılan orman kadastrosunda taşınmazın orman sınırları içine alındığını ve daha sonra yapılan uygulamalarda da durumun değişmediğini belirterek tapu kaydının iptal edilmesine ve orman niteliğiyle Hazine adına tescil edilmesine karar verdi. Davalılar bu kararı temyiz ettiler ancak Yargıtayca kararın doğru olduğuna hükmedildi. Kararda bahsedilen kanun maddeleri şunlardı: Orman Kanununun 7. maddesi ve 11/1. maddesi ile 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ve 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A maddesi.
20. Hukuk Dairesi 2013/6857 E. , 2013/10547 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Kadastro sırasında ... Mevkiinde kain 111 ada 2 parsel sayılı taşınmaz, 11146,00 m² yüzölçümünlü, arsa niteliğiyle davalı gerçek kişiler adına tapuda kayıtlıdır. Davacılar, tapuda orman şerhi olduğu ve davalı gerçek kişiler tarafından Hazine ve Orman Yönetimi aleyhine 2002/22 Esas ve 2002/72 Esas sayılarında kayıtlı davalarının reddedildiğini ileri sürerek, tapu kaydının iptalini ve orman niteliği ile Hazine adına tescilini istemişlerdir. Mahkemece, davanın kabulü ile 111 ada 2 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptaline, orman niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1942 yılında 3116 sayılı Kanuna göre yapılıp kesinleşen orman kadastrosunda taşınmaz, orman sınırı içine alınmış, daha sonra 1744 ve 3302 sayılı kanunlara göre yapılan aplikasyon ve 2/B uygulamalarında durum değişmemiştir. Genel arazi kadastrosu işlemi, 1939 yılında yapılmış ve kesinleşmiştir. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve 6831 sayılı Orman Kanununun 7. maddesi “Devlet ormanları ile evvelce sınırlaması yapılmış olup da herhangi bir nedenle orman sınırları dışında kalmış ormanların, orman kadastrosu ve bu ormanların içinde ve bitişiğinde bulunan her çeşit taşınmaz malların ormanlarla müşterek sınırının tayini ve tesbiti orman kadastro komisyonları tarafından yapılır.” hükmü gereğince yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulamasına ait harita ve tutanaklar ile arazi kadastrosu paftasının uzman orman ve fen bilirkişisi tarafından uygulanması sonucu, dava konusu taşınmazın 1942 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kaldığı, 1744 sayılı Kanuna göre yapılan uygulamada orman niteliğini kaybeden yerlerden olmadığı belirlenerek orman sınırları dışına çıkartılmadığı, 6831 sayılı Kanunun 11/1. maddesinde orman kadastrosunun iptali için öngörülen hak düşürücü sürelerin geçtiği, parselin öncesinin orman olduğu ve kesinleşen Devlet ormanı kadastro sınırı içinde kaldığı belirlenerek tapu kaydının iptali ile orman niteliğiyle tesciline karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığına göre davalılar ... ve arkadaşları vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A maddesi gereğince davalılardan onama harcı alınmasına yer olmadığına ve temyiz harcının istek halinde iadesine 21/11/2013 günü oy birliği ile karar verildi.