Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/6841
Karar No: 2013/10521

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2013/6841 Esas 2013/10521 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacılar, bir tapu iptali ve tescil davası açarak, 20 dönümlük taşınmazın kendilerine ait olduğunu iddia etmiştir. Ancak mahkeme, taşınmazın orman sınırları içinde kaldığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Ancak alınan deliller yetersiz olduğundan, mahkeme öncelikle kadastro sırasında revizyon görüp görmediğini araştırmalı ve tapu kayıtları tüm gelişmeleriyle birlikte getirtilerek incelenmeli, çevre araziye de uygulanarak taşınmazın konumunun belirlenmesi gerektiği belirtilmiştir. Kararda, tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan kanun maddeleri de (3116, 4785, 5658 ve 3402) detaylı bir şekilde açıklanmıştır.
20. Hukuk Dairesi         2013/6841 E.  ,  2013/10521 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

    DAVALILAR : Hazine - Orman Yönetimi

    Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacılar vekilinin sunmuş olduğu 10/08/2010 havale tarihli dilekçesi ile ... İlçesi, Karahasan Köyü ... ada ... parsel sayılı taşınmazın, kadastro çalışmalarında davalılar adına tesbit gördüğünü, ancak, kazandırıcı zamanaşımı zilyedliğine ve tapu kaydına dayanarak sözkonusu taşınmazın 20 dönümlük kısmının dedelerinden kalma yer olduğunu, 1340 tarih ve 68 sırada kayıtlı tapu kaydında ismi geçen malikin dedeleri olduğunu, taşınmazın kendilerine ait olduğunu iddia ederek, tesbitin iptaliyle bu kısmın murisleri ... ... ... adına tapuya kayıt ve tescili istemiyle dava açmıştır.
    Birleşen 2009/319 Esas sayılı dosyada davacılar vekili, ... Sulh Hukuk Mahkemesine sunmuş oldukları 29/07/2009 havale tarihli dilekçeleri ile kazandırıcı zamanaşımı zilyedliğine ve tapu kaydına dayanarak sözkonusu taşınmazın 12 dönümlük kısmının dedelerinden kalma yer olduğunu, 1340 tarih ve 68 sırada kayıtlı tapu kaydında ismi geçen malikin dedeleri olduğunu, ... ..."ın vefatından sonra mirasçılarından satış sözleşmesiyle satın aldıklarını ve taşınmazın kendilerine ait olduğunu iddia ederek, tesbitin iptali ile talep edecekleri kısmın kendi adlarına tapuya kayıt ve tescili istemiyle dava açmıştır.
    Mahkemece, davanın reddine; birleşen 2009/319 Esasa ilişkin davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kalan tapu kaydının iptali ve tescil istemine ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 3402 sayılı Kadastro Kanununun 5304 sayılı Kanun gereğince kadastro çalışmaları yapılmış ve 02.05.2006 - 31.05.2006 tarihleri arasında askı ilânı yapılmıştır. Dava konusu yer orman sınırları içinde bırakılmıştır.
    Mahkemece, davacıların zilyedliği terketmiş oldukları ve 04/09/2012 havale tarihli bilirkişi raporuna dayanılarak dava konusu taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu gerekçesiyle asıl dava ve birleşen davaların reddine karar verilmiş ise de, toplanan deliller hüküm kurmaya elverişli değildir. Şöyle ki; davacılar, dava dilekçesinde zilyedlik iddiasına ve 1340 tarih ve 68 sıra nolu tapu kaydına dayanmış; mahkemece, davacının lehine olduğu kadar aleyhine de delil teşkil eden bu tapu kaydının tüm tedavülleri getirtilmemiş, komşu parsel ve dayanakları getirtilmek suretiyle dava konusu taşınmazların tapu kapsamında kalıp kalmadığı belirlenmemiştir. Eksik inceleme, yetersiz ve çelişkili bilirkişi raporlarına dayanılarak hüküm kurulamaz.
    O halde; mahkemece öncelikle, dayanılan tapu kayıtları tüm geldi ve gitti kayıtları ile birlikte getirtilerek, kadastro sırasında revizyon görüp görmediği araştırılmalı, revizyon görmüş ise revizyon gördüğü kadastro parsellerine ait kadastro tesbit tutanakları getirtilmeli ve bu tapu kaydına dayanılan ve çekişmeli taşınmazlara komşu olan taşınmazlara ilişkin açılmış bulunan başkaca dava bulunup bulunmadığı araştırılarak varsa bu dava dosyaları ile eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Orman ve Su İşleri Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi ve bir fen elemanı marifetiyle yeniden yapılacak inceleme ve keşifte çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle, taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı; öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yok edilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; keşifte, hâkim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; orman kadastrosu kesinleşmediğine göre, fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulanacak kesinleşmemiş tahdit haritası ile irtibatlı, taşınmazın konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte kroki düzenlettirilmeli, dayanak tapu kaydı değişebilir sınırları içerdiğinden, yöntemince zemine uygulanıp, 3402 sayılı Kanunun 20/C ve 32/3. maddeleri gereğince yüzölçümüne değer verilerek kapsamı belirlenmeli, tüm deliller birlikte değerlendirip, oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, alınan temyiz harcının istek halinde iadesine 21/11/2013 günü oy birliği ile karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi