17. Hukuk Dairesi 2019/606 E. , 2020/3120 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... A.Ş. vekili ve davalı ... Sigorta A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili; 27/09/2010 günü davacıların murisi ..."ın içinde yolcu olarak bulunduğu davalı ... A.Ş."ne sigortalı araç ile davalı ... Sigorta A.Ş."ne sigortalı bulunan traktörün çarpışması neticesinde davacılar desteği (eşi ve babaları) yolcu ..."ın vefat ettiğini belirterek davalı ... Sigorta A.Ş. bakımından ... için 2.000,00 TL, çocuklardan her biri için 500,00 TL olmak üzere 4.000,00 TL ve davalı ... A.Ş. bakımından ... için 2.000,00 TL, çocuklardan her biri için 500,00 TL olmak üzere 4.000,00 TL"den toplam 8.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihi olan 27/09/2010 tarihinden itibaren faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir. (Bu dava 2011/39 esas sayılı dosyadan tefrik edilerek 2014/55 esas sayılı dosya üzerinden yargılamaya devam edilmiştir.)
Davacı ... ve çocukları vekili, 09/11/2012 tarihli ıslah dilekçesi ile ... bakımından 4.000,00 TL olan taleplerini 13.790,00 TL"ye, davalı ... Sigorta bakımından 4.000,00 TL olan taleplerini 52.388,49 TL"ye çıkartmıştır.
Davacılar vekili, birleşen davada davacıların ölen ..."ın dini nikahlı eşi ve çocukları olduğunu ve desteğinden yoksun kaldıklarını belirterek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla eş ... için 5.000,00 TL ve diğer davacılar çocukları için 2.500,00"er TL destekten yoksun kalma tazminatının olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan kusurları oranında tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı ... ve çocukları vekili 18/11/2014 tarihli ıslah dilekçesi ile ... için 5.000,00 TL"yi 81.000,00 TL"ye, ... için 2.500,00 TL"yi 15.600,93 TL"ye, ... için 2.500,00 TL"yi 18.949,48 TL"ye çıkartarak, davalıların kusur oranları ile bağlı olarak 86.662,81 TL"nin davalı ... Sigorta A.Ş."nden, 28.887,60 TL"nin davalı ... A.Ş."nden olay tarihinden itibaren, kabul görmez ise 02/10/2012 dava tarihinden itibaren yasal faiziyle davalılaran tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... A.Ş. vekili; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... Sigorta A.Ş. vekili; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, asıl davanın kısmen kabulü ile davacı ... bakımından 36.211,64 TL, davacı ... bakımından 3.021,97 TL, davacı... bakımından 6.173,64 TL, davacı... bakımından 507,90 TL, davacı ... bakımından 3.294,07 TL olmak üzre toplam 49.209,22 TL"nin davalıların kusurları oranında hesaplanan 12.302,30 TL"sinin davalı ... A.Ş."nden, 36.906,91 TL"sinin davalı ... Sigorta A.Ş."nden, sigorta şirketlerinin poliçe limitleri ile sınırlı olmak üzere, 25/01/2011 dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile adı geçen davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine; birleşen dava yönünden davacılar vekilinin ıslah dilekçesi ile istediği toplam 115.550,41 TL"nin bilirkişi tarafından hesaplanan 119.624,50 TL"ye oranlanması neticesi bulunan %97 oranının her bir davacı için raporda hesaplanan miktar ile çarpılması neticesi belirlenen davacı ... ... bakımından 82,521 TL, davacı ... ... bakımından 15.131 TL, davacı ... ... bakımından 18.381,41 TL toplamı 115.550,41 TL"nin davalıların kusurları oranında hesaplanan 86.662,80 TL"nin davalı ... Sigorta A.Ş."nden, 28.887,61 TL"sinin davalı ... A.Ş."nden, sigorta şirketlerinin poliçe limitleri ile sınırlı olmak üzere 02/10/2012 dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile adı geçen davacılara verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı ... A.Ş. vekili ve davalı ... Sigorta A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle destekten yoksun kalma tazminat istemine ilişkindir.
T.C. Anayasası"nın 36/1 maddesinde "Herkes meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı merciileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir" düzenlemesine; 6100 Sayılı HMK"nun 27. maddesinde "Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler.Bu hak; yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını içerir" düzenlemesine yer verilmiştir.
Bir davanın görülmesi için taraf teşkilinin sağlanması esas olup, hakimin bu hususu re"sen gözetmesi gerekir. Yargılamanın sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddia ve savunma ile ilgili delillerin eksiksiz toplanıp tartışılabilmesi, davanın süratle sonuçlandırabilmesi, öncelikle tarafların yargılamanın aşamalarından haberdar edilmesi ile mümkündür.
Adil yargılanma hakkının kapsamında yer alan savunma haklarının etkin biçimde kullanılmasını teminen konulan tüm bu yasal düzenlemelerde, davada taraf olanların haklarının korunması amaçlanmış olup tarafların yargılama süreçlerine etkin katılımının sağlanması ise, mahkemece yapılan tüm tebligatların usulüne uygun olması ile sağlanabilecektir.
Dava konusu olayda birleşen dava davacıları vekilince açılan 2012/531 esas sayılı dava dosyası aralarında bağlantı bulunması nedeniyle 2011/39 esas sayılı dosyası ile birleştirilmiş, birleşen dava davacılar vekili tarafından takip edilemeyen 2011/39 esas sayılı dosyanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş, asıl dava davacıları tarafından takip edilen dosya da 2011/39 esas sayılı dosyadan tefrik edilerek 2014/55 esas numarasını almıştır, bu aşamada birleşen dava davacıları tarafından 09.01.2014 tarihinde aynı taleple açılan 2014/29 esas sayılı dosya 2014/55 esas sayılı dosyası ile birleştirilmiştir.
Somut olayda; birleşen dosya (Viranşehir Asliye Hukuk Mahkemesi 2014/29) davalılara dava dilekçesi ve birleştirme kararının tebliğ edilmediği davalıların, davaya karşı cevap verme ve savunmalarını yapıp delillerini bildirme imkanından yoksun bırakıldığı görülmektedir. Yukarıda anılan yasal düzenlemeler gereği, davalılara birleşen dava dilekçesinin usulüne uygun şekilde tebliği ile davalıların savunma hakkını kullanması ve delillerini bildirmesinin sağlanması, delil bildirdiği takdirde delillerinin toplanarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, usulünce yapılmış tebligat olmadan ve davalıların savunma haklarını da kısıtlar biçimde yargılamaya devam edilip yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
2-6100 sayılı HMK"nın taraf ehliyetini düzenleyen 50.maddesinde, "medeni haklardan yararlanma ehliyetine sahip olanın, davada taraf ehliyetine de sahip olduğu", TMK."nın 28. maddesinde de "kişiliğin, çocuğun sağ olarak tamamıyla doğduğu anda başlayacağı ve ölümle sona ereceği" düzenlenmiştir.
Dava dilekçesiyle, davacı ... için, davaya konu kaza sonucu imam nikahlı eşinin ölümü nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı isteminde bulunulmuş; yargılamanın devamı sırasında (05.02.2014 tarihinde) davacı ... vefat etmiştir.
Davacı ... için talep edilen tazminat yönünden, mirasçıları tarafından davaya devam edilmesi konusunda gerekli usuli işlemler yapılmadığı halde, bu davacı için de tazminata hükmedilmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun 27/1. maddesi gereğince, gerçek kişiler yönünden maddi hukuk bakımından hak ehliyeti ve usul hukuku bakımından da taraf ehliyeti ölümle son bulur. Bu nedenle, davaya ölen tarafa karşı veya onun tarafından devam edilmesine imkan yoktur. Ölü kişi adına hüküm kurulamaz. Yalnız öleni ilgilendiren, yani mirasçılara geçmeyen haklara ilişkin davalar, tarafın ölümü ile konusuz kalır. Yalnız ölen tarafı ilgilendirmeyen ve mirasçıların malvarlığı haklarını etkileyen davalar ise tarafın ölümü ile konusuz kalmaz, bu davalara, ölen tarafın mirasçıları tarafından veya ölen tarafın mirasçılarına karşı devam edilir.
Açıklanan tüm maddi ve hukuki vakıalar karşısında mahkemece; davanın devamı sırasında ölen davacı ..."in davada taraf olma ehliyetinin son bulduğu, davacının malvarlığına ilişkin olan tazminat haklarının mirasçılarına geçtiği, ölenin mirasçılarının davaya dahil edilmesine ilişkin usul işlemlerinin tamamlanması suretiyle, bu davacının tazminat istemi hakkında karar verilmesi gerekirken, hatalı biçimde, ölü kişi lehine hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
3-Bozma ilamının kapsam ve şekline göre; davalı ... A.Ş. vekilinin (1) ve (2) nolu bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının ve davalı ... Sigorta A.Ş. vekilinin tüm temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, davalı ... A.Ş. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı ... A.Ş. vekilinin sair temyiz itirazlarının ve davalı ... Sigorta A.Ş. vekilinin tüm temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine 03.06.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.