Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hükmün her iki boşanma davası ve ziynetler yönünden temyizen mürafaa icrası suretiyle tetkiki istenilmekle duruşma için tayin olunan bugün duruşmalı temyiz eden M.D. vekili Av. Ö. K. geldi. Karşı taraf temyiz eden davalı tebligata rağmen gelmedi. Gelenin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
1-Yapılan soruşturmaya, toplanan delillere, kararın dayandığı gerektirici sebeplere, kanuni şekillere (TMK.md. 164) uygun surette vaki ihtara, davalı-davacının uymamakta haklı görülmesine göre davalı-davacı kocanın temyiz itirazları yersizdir.
2-Davacı davalı kadının temyizinin incelenmesine gelince;
a-Yapılan soruşturma, toplanan delillerle davalı-davacı kocanın birlik görevlerini yerine getirmediği anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davacı-davalı kadın dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, davacı-davalı kadının davasının kabulü ile boşanmaya (TMK.md. 166/1)karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile davasının reddi doğru bulunmamıştır.
b-Davacı-davalı kadın dava dilekçesiyle ziynet eşyalarının bedelini talep etmiştir. Yatırdığı başvurma harcı bu istemi de karşılamaktadır. Bu istekle ilgili peşin nispi harcın (Harçlar Kanunu mad.30-32) ikmal ettirilip bu konuda olumlu ya da olumsuz bir karar vremek gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda 2/a-b bendi gereğince kadın yararına BOZULMASINA, bozma kapsamına göre kadının sair temyizinin incelenmesine yer olmadığına, davalı-davacı kocanın temyizinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen nedenlerle ONANMASINA, duruşma için takdir olunan 625.00 TL. vekalet ücretinin Yahya"dan alınıp Melek"e verilmesine, aşağıda yazılı harcın Y..ya yükletilmesine peşin harcın mahsubuna ve 60.00 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, temyiz peşin harcının yatıran Melek"e geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oyçokluğuyla karar verildi. 17.11.2009 (Salı)
KARŞI OY YAZISI
Kısa karar ile gerekçeli karar arasında ziynet eşyası konusunda çelişki yaratılmıştır.
Çekişme nedir?;
Değerli çoğunluğun kısa karar ile gerekçeli karar çelişkisine rağmen işin esasının diğer yönlerden incelenebileceğine yönelik düşüncesine katılmıyorum. Dairemin formüle edilmiş ilke kararına göre: “...Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasasının 38l/2 maddesi uyarınca kararın tefhimi en az 388.maddede belirtilen hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur. Bu durumda gerekçeli kararın, tefhim edilen karar yanlış da olsa, buna uygun düzenlenmesi gerekmektedir. Yanlışlık ancak temyiz yoluna başvurulması ve kararın bozulması halinde düzeltilebilir. Tefhim edilen kararla gerekçeli kararda aykırılık diğer yönler incelenmeden tek başına bozma sebebi olur. O halde mahkemece yapılacak iş, l0.4.l992 tarihli 7/4 sayılı içtihadı birleştirme kararı gözetilerek yeniden karar oluşturmaktan ibarettir.” Dikkat edilecek olursa Dairemin formüle edilmiş ilke kararına göre tefhim edilen kararla gerekçeli kararda aykırılık diğer yönler incelenmeden ve tek başına bozma sebebi olur. Kaldı ki kısa kararla gerekçeli kararın çelişik olması mutlak bir bozma sebebi sayılır. (l0.4.l992 tarihli 7/4 sayılı içtihadı birleştirme kararı gerekçesi) l0.4.l992 tarihli 7/4 sayılı içtihadı birleştirme kararına göre sonradan yazılan gerekçeli kararın kısa karara uygun olması görüşü konusunda oybirliği vardır. İçtihadı birleştirme kararına göre yerel mahkeme önceki kısa kararla bağlı olmaksızın çelişkiyi kaldırmak suretiyle vicdani kanaatine göre karar verebilir. Öyle ki hâkim çelişkiyi gidererek davayı görev yönünden ya da hak düşürücü süreden de reddedebilir.
“Kısa karar ile gerekçeli kararda hükmün herhangi bir bölümü ile ilgili olarak çelişki yaratılması sonucu bozulması, hüküm maddelerinin tümünü ortadan kaldırır. Yeniden verilecek kararda, tüm istekler hakkında yeniden ayrı ayrı karar verilmesini gerektirir. Açıklanan ya¬sal nedenlerle yok hükmünde olan önceki kararın temyiz edilmeyen bölümlerinin kesinleştiğine ilişkin görüş anılan inançları birleştirme kararına aykırıdır.” (Y2HD, 28.4.1999, 1986-4284) Çelişik kararın gerek tamamının gerekse bir bölümünün temyiz incelenmesine konu yapılması bu sebeple olanaksızdır. O halde mahkemece yapılacak iş, l0.4.l992 tarihli 7/4 sayılı içtihadı birleştirme kararı gözetilerek yeniden karar oluşturmaktan ibaret olduğundan değerli çoğunluğun farklı görüşüne katılmıyorum.