2. Hukuk Dairesi 2008/14866 E. , 2009/19947 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ :Boşanma
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hükmün temyizen mürafaa icrası suretiyle tetkiki istenilmekle duruşma için tayin olunan bugün temyiz eden davalı ... vekili Av... ile Av...geldiler. Karşı taraf davacı ... vekili Av. ... geldi. Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, duruşma için takdir olunan 625.00 TL. vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine,peşin alınan harcın mahsubuna ve 60.00 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oyçokluğuyla karar verildi.17.11.2009 (Salı)
KARŞI OY YAZISI
Tefhim edilen karar kendi içinde çelişkili olduğu gibi gerekçeli karar ile de çelişki halindedir.
Şöyle ki;
1-Tarafların anlaşmaları kapsamında 25.6.2008 günlü oturumda kabul edilen 1.380.000 TL. "tazminat" olarak kararlaştırılmamıştır. Taraflar, birbirlerinden tazminat olarak istekleri "bulunmadığını" açıklayarak beyanlarını imzalamışlardır.
Kabul edilen 1.380.000 TL, "tazminat" dışında tarafların serbest iradeleriyle kabul ettikleri bir para miktarıdır. Bu miktar ne mahkemenin açıkladığı gibi tazminattır ne de katkı alacağıdır.
Kısa kararda bir yandan 1.380.000 TL. "tazminat" olarak nitelendirilip bir yandan da "tazminat isteği olmadığı" yönündeki protokolün onaylanması kendi içinde çelişki oluşturmaktadır.
2-Tefhim edilen kararda hem 1.380.000 YTL. "tazminat" verip hem de protokolu onaylama istek dışına çıkmaktır. Bu uygulama hem protokolde yazılı 1.000.000 YTL. para verilmesi hem de fazladan 1.380.000 TL. tazminat verilmesi anlamında olup tarafların bu yönde açıkladıkları bir irade beyanı bulunmamaktadır.
3-Kısa kararda sadece 1.380.000 TL. "tazminat" verilip ayrıca 1.000.000 YTL. bedelin verilmesini içeren protokolün onaylanması kararı verilmişken gerekçeli kararda protokolün "değiştirilerek" onaylanmasına karar verilmesi çelişkilidir.
Başka bir anlatımla tefhim edilen kararda protokolün "değiştirilmeden" onaylanmasına karar verilmişken gerekçeli kararda "değiştirerek" onaylanma kararı verilmesi çelişkilidir.
Bu çelişkinin tefhim edilen kararda hem 1.380.000 TL. "tazminat" hem de 1.000.000 TL. "para" verilmesini içeren protokolün onaylanması ile oluşan anlaşma kurallarına aykırılığın gerekçeli karar yazımında farkına varılarak düzeltilmesine dayalı olduğu da düşünülebilir.
Gerekçeli kararın tefhim edilen karar yanlış da olsa buna uygun düzenlenmesi gerekir. Oluşan bu çelişki diğer yönler incelenmeden tek başına "bozma sebebi"olur. Mahkemenin yapacağı iş 10.4.1992 tarih ve 7/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gözetilerek yeniden karar vermekten ibarettir.
Kabul şekli bakımından ise;
1-Anlaşmalı boşanma davalarında teknik anlamda bir davalı yoktur. Anlaşmalı boşanma davasında anlaşmalı boşanmayı kabul eden davalı da boşanma isteminin davacısı sayılır. Anlaşan taraflardan herbiri bu irade açıklamasından hüküm kesinleşene kadar dönebilir.
Aksi düşünce bir eş için "feragat özgürlüğü" diğeri için "irade açıklaması tutsaklığı" anlamına gelir ki silahların eşitliği ilkesi ile bu olgu bağdaşmaz.
2-Diğer yandan iradesinin sakatlandığını açıklayan davalı eş bu konuda rapor, bilgi, belge, açıklama sunduğuna göre bu delillerin "hadise" şeklinde değerlendirilerek incelenmesi savunma hakkının doğal bir sonucu olmalıdır.
İradesinin sakatlandığını ileri süren, davalı eşin sunduğu deliller yerel mahkemede Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 222-225. madde hükümlerine göre incelenmelidir.
Açıkladığım sebeplerle değerli çoğunluğun farklı düşüncesine katılma olanağım yoktur.