Silahlı terör örgütüne üye olma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2020/1002 Esas 2020/3560 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Ceza Dairesi
Esas No: 2020/1002
Karar No: 2020/3560
Karar Tarihi: 09.07.2020

Silahlı terör örgütüne üye olma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2020/1002 Esas 2020/3560 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Mahkeme, bir kişinin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü üyesi olma suçundan yargılandığı ve mahkum edildiği davada, temyiz talebinin reddedildiğini açıkladı. Ancak mahkeme, sanığın tek suçlama delilinin bir tanığın beyanı olduğunu belirtti ve yargılamada bu tanığın mutlaka dinlenmesi gerektiğini vurguladı. Bunun yanı sıra, tanık dinleme gününün tüm taraflara bildirilmesi gerektiği ve sanık veya müdafine bildirilmediği durumlarda duruşmada gerekli işlemin yapılamayacağına dikkat çekildi. Kanuna uygun şekilde yargılanmamanın tespit edilmesi nedeniyle, mahkeme kararı bozdu ve sanığın tutuklu kaldığı süre, suç için öngörülen ceza miktarı ve delil durumu göz önünde bulundurularak tahliye talebi reddedildi. Kararın açıklandığı tarihten önce yürürlüğe giren kanun maddelerine göre dosya Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilecektir.
Kanun maddeleri:
- TCK'nın 314/2, 53, 58/7-9, 63, 3713 sayılı Kanunun 5/1 maddeleri (mahkumiyet kararına ilişkin)
- CMK'nın 210/1, 188/1, 302/2, 304 (mahkeme kararının bozulmasına ve dosyanın gönderilmesine ilişkin)
16. Ceza Dairesi         2020/1002 E.  ,  2020/3560 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Ceza Dairesi
    Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma
    Hüküm : TCK"nın 314/2, 53, 58/7-9, 63, 3713 sayılı Kanunun 5/1 maddeleri uyarınca kurulan mahkumiyet kararına ilişkin istinaf başvurusunun düzeltilerek esastan reddi

    Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
    Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyizin sebebine göre dosya incelendi gereği düşünüldü;
    Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
    5271 sayılı Kanunun 210. maddesinin (1) numaralı fıkrasına göre de olayın delili, bir tanığın açıklamalarından ibaret ise, bu tanık duruşmada mutlaka dinlenir. Daha önce yapılan dinleme sırasında düzenlenmiş tutanağın veya yazılı bir açıklamanın okunması dinleme yerine geçemez. Yargılama konusu olayla ilgili sadece bir tanığın beyanından başka bir delilin bulunmadığı hallerde bu tanığın duruşmada mutlaka dinlenilmesi gerektiği ifade edilerek doğrudan doğruyalık ilkesine açık bir vurgu yapılmıştır. Dolayısıyla, olayın tek delilinin bir tanığın açıklamalarından ibaret olması halinde, 5271 sayılı Kanunun 211. maddesinin (1) numaralı fıkrası uyarınca, bu tanığın duruşmada dinlenmesi yerine önceki beyanlarının okunması ile yetinilebilmesi mümkün değildir.
    Yine aynı Kanunun 181/1 maddesinde; “tanık veya bilirkişilerin dinlenmesi için belirlenen günün, Cumhuriyet savcısına, suçtan zarar görene, vekiline, sanığa ve müdafiine bildirileceği” açıkça düzenlenmiştir.
    Tüm bu açıklamalar kapsamında somut olay irdelendiğinde;
    Sanığın FETÖ/PDY silahlı terör örgütü üyesi olmak suçundan mahkumiyetine esas alınan ...’in beyanlarının tek ve belirleyici delil satüsünde olması, kovuşturma aşamasında talimatla dinlendiği Bolvadin Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşma gün ve saatinin de sanık ve müdafine bildirmediği nazara alındığında; CMK"nın 210. maddesinin 1. fıkrasında olayın delilinin bir tanığın açıklamalarından ibaret olması durumunda bu tanığın duruşmada mutlaka dinlenmesi gerektiğinin, aynı Kanunun 188. maddesinin 1. fıkrasında ise tanık dinlenmesi için belirlenen günün, sanık veya müdafine bildirileceğinin belirtilmesi karşısında; her aşamada suçlamayı reddeden sanığın beyanına karşılık, tek delil statüsünde bulunan tanığın, duruşmada SEGBİS aracılığıyla mutlaka dinlenilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
    Kanuna aykırı, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, bu sebeplerden dolayı CMK"nın 302/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA, sanığın tutuklulukta geçirdiği süre, atılı suç için kanun maddelerinde öngörülen ceza miktarı ve mevcut delil durumu gözetilerek tahliye talebinin reddine, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 09.07.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.











    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.