14. Hukuk Dairesi 2020/2695 E. , 2020/5202 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 24/03/2014 gününde verilen dilekçe ile yasal önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 02/06/2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından duruşmalı olarak istenilmekle duruşma isteminin değerden reddi ile süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 732. maddesinde düzenlenen yasal önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil talebine ilişkindir
Davacı, davaya konu 97 parsel sayılı taşınmazda hissedar olduğunu, davalının taşınmazda hisse satın aldığını sonradan öğrendiğini ve kendisine bu sürede resmi bildirimin yapılmadığını belirterek yasal önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil talep etmiştir.
Davalı vekili, davaya konu taşınmazda fiili taksimin yapıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile “... ili, ... ilçesi, ... Köyü 97 parsel sayılı taşınmazda davalı adına kayıtlı 160/13440 oranındaki hissenin, 160/13440 oranındaki hissenin, 12/13440 oranındaki hissenin, 240/13440 oranındaki hissenin, 92/13440 oranındaki hissenin ve 2/84 oranındaki hissenin iptali ile davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline” karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
Önalım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını kısmen veya tamamen üçüncü bir kişiye satması halinde diğer paydaşlara bu satılan payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve satışın yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir.
Önalım hakkının kullanılmasıyla bu hakkı kullanan paydaş ile alıcı arasında kapsam ve şartları satıcı ile davalı arasında yapılan sözleşmenin aynı olan bir satım ilişkisi kurulmuş olur. Önalım bedeli tapuda gösterilen satış bedeli ile davalı tarafından ödenen harç ve masrafların toplamından ibarettir.
Somut olaya gelince; davalı vekilinin 06.11.2015 tarihinde temyiz yoluna başvurması sonrası yapılan incelemede, davaya konu 97 parsel sayılı taşınmazın UYAP sisteminde bulunan Tapu Kadastro Bilgi Sistemi (TAKBİS) üzerinden tapu bilgisi sorgulandığında bu taşınmazın “pasif” durumda olduğunun anlaşılmasıyla taşınmazın güncel tapu kaydının dosya arasına sunulması için Dairemizce 06.07.2020 tarihinde dosyanın mahalline iadesine karar verilmiştir.
Temyiz incelemesi için Dairemize yeniden gönderilen dosyada, 97 parsel sayılı taşınmaza dair güncel tapu kaydı sunulmuş ve taşınmazın toplulaştırma sonucunda 111 ada 1 parsel, 115 ada 2 parsel, 115 ada 4 parsel, 124 ada 2 parsel, 124 ada 3 parsel, 124 ada 4 parsel, 124 ada 5 parsel, 135 ada 7 parsel ve 144 ada 2 parsel sayılı taşınmaz olarak 9 adet taşınmaz haline geldiği görülmüştür. Söz konusu tapu kayıtlarında, bu taşınmazlardan 124 ada 5 parsel ile 135 ada 7 parsel sayılı taşınmazlarda davacının hissesinin bulunduğu davalının hissesinin olmadığı; diğer taşınmazlardan 115 ada 2 parselde de davalının hissedar olmasına rağmen davacının hissesinin olmadığı; geriye kalan 6 adet taşınmazda da ne davacının ne de davalının hisselerinin olmadığı anlaşılmıştır.
Paylı mülkiyet nedeni ile doğan kanuni önalım hakkı müşterek mülkiyet ilişkisi devam ettiği sürece mümkündür. Davacının paydaşlığının davanın devamı sırasında da korunması zorunludur.
Yukarıda belirtilen taşınmazların bir kısmında davacının bir kısmında davalının payı kalmamıştır.
Bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerekirken mahkemece, davanın kabulüne yönelik karar verilmesi doğru görülmemiş; hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21.09.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.