23. Ceza Dairesi 2016/3683 E. , 2016/3454 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma
HÜKÜM : Mahkumiyet (5237 sayılı TCK"nın 155/2, 62, 52/2-4, 51 erteli 1 yıl 8 ay hapsi ve 5.000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına)
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık hakkında hükmolunan ceza miktarına nazaran, duruşmalı inceleme talebinin 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 318. maddesi uyarınca reddine karar verilerek yapılan incelemede;
Katılan şirketin genel müdürü olarak görev yapan ve şirketi zarara uğratacak bir takım tasarruflarda bulunduğu gerekçesiyle iş sözleşmesi 26.07.2013 tarihinde feshedilerek görevine son verilen sanığın, anılan şirketin ..."nın..."de bulunan merkezi yönetiminden izin ve onay almadan şirketin insan kaynakları birimine talimat vererek kendisine 08.07.2013 ve 16.07.2013 tarihlerinde şirket hesabından toplam 200.000 Euro ödemesi yapılmasını sağladığı; ve ayrıca şirketin, faaliyetlerini sürdürdüğü fabrika sahası içerisinde yer alan sosyal tesisler binasının üst katında, kişisel kullanımı için 90 metrekare büyüklüğünde yaşama alanı yaptırıp masraflarını ise şirket hesabından karşıladığı, bu şekilde sanığın, hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda;
Oluşa, sanığın savunmalarına, katılanın aşamalardaki beyanlarına, tanık anlatımlarına, bilirkişi raporu içeriğine ve tüm dosya kapsamına göre; sanığın, görevi devam ederken anılan şirketin..."de bulunan merkezi yönetiminden izin ve onay almadan şirketin insan kaynakları birimine talimat
vererek kendisine bilahare ödenecek kıdem tazminatından mahsup edilmek üzere ve avans adı altında 08.07.2013 ve 16.07.2013 tarihlerinde şirket hesabından iki defa toplam 200.000 Euro ödeme yapılmasını sağlaması şeklinde sabit görülen eyleminin hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu oluşturduğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiş ve sanığın görevine, 26.07.2013 tarihinde iş sözleşmesi feshedilerek son verildiğinin anlaşılması karşısında tebliğnamedeki bozma isteyen düşünce benimsenmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin tüm ve katılan vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanığın, farklı tarihlerde (08.07.2013 ve 16.07.2013), birden fazla kez katılan şirketten para aldığının sabit olduğu dikkate alınarak; sanığın, 5237 sayılı TCK"nın 43/1 maddesi kapsamında, aynı suç işleme kararıyla kanunun aynı hükmünü birden fazla ihlal ettiğinin anlaşılması karşısında, sanık hakkında ceza verilirken zincirleme suç hükümlerinin uygulanmayarak eksik ceza tayin edilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 28.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.