Esas No: 2021/11856
Karar No: 2022/4854
Karar Tarihi: 24.05.2022
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/11856 Esas 2022/4854 Karar Sayılı İlamı
8. Hukuk Dairesi 2021/11856 E. , 2022/4854 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Orman Kadastrosuna İtiraz
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiş olup, hükmün birleşen dosya davacısı/davalı Hazine ve Orman İdaresi ile birleşen dosya davacıları ... ve müşterekleri vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Mahkemece verilen önceki karar Yargıtay tarafından bozulmuş olup, bozma ilamında özetle; ''Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporlarının çelişkili oldukları, bu nedenle çekişmeli taşınmazın 3116 sayılı Kanun'a göre yapılan orman tahdit hattı ile 1988 yılında yapılan çalışmalara göre konumu saptanarak her bir çalışmaya ilişkin ayrı renklerde işaretlenmiş tahdit hatlarıyla irtibatlı müşterek kroki düzenlettirilmesi, 1988 yılında yapılan çalışmalarda 4785 sayılı Kanun gözetilerek uygulama yapıldığından, 1939 tahdidinin dışında kalan yerlerin orman sınırları içine alınabileceği düşünülmeli, çekişmeli taşınmazın 3116 sayılı Kanun'a göre 1939 da yapılıp 1941 kesinleşen orman tahdidinde orman tahdit sınırları içerisinde bulunan bölümlere ilişkin davacı gerçek kişilerin davasının reddine karar verilmeli, 4785 sayılı Kanun gözetilerek 3302 sayılı Kanun'a göre 1988 yılında yapılan orman kadastrosu aplikasyon ve 2/B uygulamasında ise dava konusu taşınmazın orman sınırları içerisine alınması durumunda taşınmazın öncesinin orman olup olmadığı ve hukuki durumu araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi'' gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra yörede 2006 yılında 4999 sayılı Kanun'a göre fenni hataların giderilmesi çalışması yapılmış olup birleşen dosya davacıların bu çalışmanın iptali için Sulh Hukuk Mahkemesinde açtıkları dava dosyaları işbu dosya ile birleştirildikten sonra yapılan yargılama sonunda; asıl dosya davacısı ...'in davasının kısmen kabulüne, kısmen reddine; ... İli ... İlçesi ... Mahallesi 138 parselin, 01.03.2011, 05.09.2011, 06.02.2013 tarihli raporlarda (B) rumuzu ile gösterilen 4.250,00 m2'lik kısmına dair, 3302 sayılı Kanun uyarınca, 40 numaralı orman kadastro komisyonu tarafından yapılan çalışmanın iptaline; birleşen ... 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2006/1529 Esas ile 2006/1528 Esas sayılı dosyaları ile ... 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2006/1562 Esas, 2006/1549 Esas, 2006/1548 Esas, 2006/1528 Esas sayılı dosyaları açısından, 6100 sayılı Kanun'un 114/1-c ve m. 115. maddesi uyarınca görev yönünden usulden reddi ile Mahkememizin görevsizliğine, olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğundan, görevsizlik kararının Kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleşmesi halinde, Mahkememiz ile Sulh Hukuk Mahkemeleri arasındaki görev uyuşmazlığının çözümü için dosyanın görev uyuşmazlığının çözümü ile görevli Yargıtay ilgili Hukuk Dairesine gönderilmesine, karar verilmiş; hüküm, birleşen dosya davacısı/davalı Hazine ve Orman İdaresi ile birleşen dosya davacıları ... ve müşterekleri vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, birleştirilen dava dosyalarında davalı olan ilgili Bakanlığın karar başlığında gösterilmemiş olması ve birleşen bu dosyalar yönünden taşınmazların bulunduğu yörede 6292 sayılı Kanun'un 10. fıkrası ve 3402 sayılı Kanun'un ek 4. maddesine göre orman kadastro haritalarındaki teknik haritaların düzeltilmesi çalışması yapılması nedeniyle Kadastro Mahkemelerinin görevli olduğu hususu gözetilmeksizin birleşen dosyalar yönünden görevsizlik kararı verilmesi doğru olmamıştır. Ayrıca Mahkemece bozma kararına uyulduğu halde gerekleri yerine getirilmemiştir, 1939 yılında tahdit dışında kalan taşınmaz olsa dahi 4785 sayılı Kanun'un değerlendirilmesi yönünden ... fotoğrafları ve memleket haritaları incelenmemiştir. Yine Mahkemece çekişmeli 138 parselin 610 metrekaresinin orman tahdidi içinde kaldığı belirlenmiş ise de verilen ilk kararda çekişmeli 138 parsel sayılı taşınmazın 975 metrekaresinin orman tahdidi içerisinde kaldığı yönünde verilen kararın davacı tarafından temyiz edilmediği dolayısıyla usulü kazanılmış hak oluştuğu hususu Mahkemece değerlendirilmemiştir.
Hal böyle olunca doğru sonuca ulaşılabilmesi için; Mahkemece, öncelikle birleştirilen dava dosyalarında ki davalı ... Bakanlığı davaya dahil edilmeli daha sonra çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede yapıldığı anlaşılan orman tahdidine ilişkin işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilan tutanakları ile taşınmazın bulunduğu yeri orman tahdit sınır noktalarıyla birlikte gösterir onaylı orman tahdit harita örneği; yöreye ait en eski tarihli memleket haritası ve ... fotoğraflarının tamamı ile varsa amenajman planı ve komşu parsellere ait kadastro tutanakları, tutanaklar kesinleşmiş ise tapu kayıt örnekleri ve tapu kayıtları mahkeme kararı sonucu oluşmuş ise Mahkeme karar örnekleri ilgili yerlerden getirtilip, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan aynı köyde ve komşu köylerde ikamet eden şahıslar arasından seçilecek ayrı ayrı 3’er kişilik yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları ile önceki bilirkişiler dışında halen Tarım ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman mühendisleri arasından seçilecek üç kişilik orman mühendisi bilirkişi kurulu, bir fen elemanı ve bir jeodezi ve fotogrametri mühendisi aracılığıyla yeniden keşif yapılmalıdır. Keşifte orman sınır noktaları tutanak ve haritalarda yazılı mevki, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan ... fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, 1941 yılında kesinleşen tahdit haritası ile 1988 yılında 40 numaralı orman kadastro komisyonunca yapılan çalışmalara ve 6292 sayılı Kanun kapsamında yapılan çalışmalara ilişkin tahdit haritası ve tapulama paftası ölçekleri denkleştirilerek zemine uygulanmalı değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, orman kadastrosu ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeğe çevrilerek, çekişmeli taşınmazın orman kadastro haritasına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde ve aynı ya da yakın orman sınır hatlarında dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilmeli; tutanaklardaki anlatımlar değerlendirilmeli; tutanaklarla tahdit haritası arasında çelişki bulunup bulunmadığı belirlenmeli; çelişki bulunmakta ise çekişmeli parsel yönünden tahdit tutanakları ile haritalar arasındaki çelişki tahdit tutanaklarına değer verilmek suretiyle giderilecek şekilde müşterek imzalı, tereddüte mahal bırakmayacak, açıklamalı, krokili rapor alınmalı, 1988 yılında yapılan çalışmalarda 4785 sayılı Kanun gözetilerek uygulama yapıldığından çekişmeli taşınmazlardan 1939 yılında tahdidin dışında bırakılan yerlerin orman sınırları içerisine alınabileceği düşünülmelidir.
Dava konusu taşınmazların 1939 da yapılıp 1941 kesinleşen orman tahdidinde orman tahdit sınırları içerisinde bulunan bölümlerine ilişkin davacı gerçek kişilerin davasının reddine karar verilmelidir. 4785 sayılı Kanun gözetilerek 3302 sayılı Kanun'a göre 1988 de yapılan orman kadastrosu ve aplikasyon ve 2/B uygulamasında ise dava konusu taşınmazın orman sınırları içerisinde alınması durumunda taşınmazların öncesinin orman olup olmadığı ve hukuki durumu araştırılmalıdır. Bu nedenle de keşifte getirtilen belgeler çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı Kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; zilyedlikle veya hukuki değeri kalmamış olan tapu kayıtlarıyla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yok edilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; keşifte, hakim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; yukarıda değinilen diğer belgeler fen, jeodezi ve fotogrametri ile uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) ... fotoğrafları ve memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de ... fotoğrafları ve memleket haritası ölçeğine (Net-Cad veya benzeri programlar kullanılarak)denetime elverişli olacak şekilde çevrildikten sonra komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle çekişmeli taşınmaz, çevre parsellerle birlikte memleket haritası ve ... fotoğrafları üzerinde gösterilmeli; taşınmazın gerçek eğimi klizimetre aletiyle ölçülerek memleket haritalarındaki münhanilerden (yükseklik eğrilerinden) de faydalanılmak suretiyle belirlenmeli; stereoskopik ... fotoğraflarının stereoskop vasıtasıyla üç boyutlu incelemesi yapılarak, temyize konu taşınmazların niteliği ve kullanım durumu ile tasarruf sınırlarını belirgin olarak görünüp görünmediği belirlenmeli, taşınmazın üzerindeki bitki örtüsünün cinsi, yaşı, dağılımı, kapalılık oranını belirten müşterek imzalı, tereddüte mahal bırakmayacak şekilde, yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli ve dosyadaki belgeler ile karşılaştırıldığında denetime elverişli rapor alınmalıdır.
Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin, eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm verilmesi usul ve Kanuna uygun düşmediğinden hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3.maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, istek halinde peşin harcın temyiz edene iadesine 24.05.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.