8. Hukuk Dairesi 2017/8784 E. , 2018/20245 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Vakfın Zarara Uğratıldığı İddiasına Dayalı Alacak
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı Vakıf vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Asıl ve birleşen dava dilekçelerinde, 2005-2006-2007 yıllarında ihtiyaç sahibi vatandaşlara dağıtılan kömürlerin 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu"nun ilgili hükümleri uygulanmaksızın piyasa rayiçleri üzerinden fazladan 480.563,28 TL nakliye ücreti ödendiği, nakliye işi için toplam 1.837.301,50 TL ödeme yapıldığı, söz konusu nakliye bedellerinin teslim fişlerine istinaden ödendiği, yapılan sayım sonucunda nakliye işini yapan kooperatife yapılan ödemelerde belirtilen kişi sayısı ile sayım sonucu bulunan teslim fişleri arasında 4.948 adet fark olduğu, eksik olduğu anlaşılan bu teslim fişleri karşılığında Kooperatif Başkanı ..."ye toplam 84.116,00 TL fazladan ödeme yapıldığı iddiası ile fazladan yapılan ödemelerin davalılardan tahsili istenmiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Dava, davacı vakfın 2005, 2006 ve 2007 yıllarında mütevelli heyeti üyesi olan davalıların muhtaç ailelere kömür dağıtımına dair nakliye işini 4734 sayılı Kamu İhale Kanun hükümlerine tabi olmadan piyasa rayicinin üzerinde nakliye firmasına ödeme yapılması sebebi ile oluşan zarar ile kömür teslimine dair 4.948 adet fark olduğu, eksik olduğu anlaşılan bu teslim fişleri karşılığında kooperatif başkanı ..."ye toplam 84.116,00 TL fazladan ödeme yapıldığı iddiasına dayalı alacak istemine ilişkindir.
Bilindiği üzere, yargı harcı, devletin mahkemeler aracılığıyla yaptığı hizmete, ondan yararlananların katkısıdır (YİBK, 16.12.1983 tarihli ve 1983/5 E.-1983/6 ....) Buna göre, bir hizmetin harç konusu olabilmesi için kişilerin bir kamu kurumundan yararlanmaları, kişilere kamu eliyle özel bir yarar sağlanması ve kamu idaresinin kişilerin özel bir işiyle uğraşması gerekmektedir.
Bir kamu hizmetinden dolayı harç alınabilmesi, bu hizmetin kanunla belirlenmesine ve bu hususla ilgili harç alınmasına ilişkin düzenlemelerin de kanunda yer almasına bağlıdır.
Nitekim T.C. Anayasa"sının 73. maddesinde "vergi, resim, harç vb. mali yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır" hükmü Öngörülmüştür.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 12.04.2017 tarihli ve 2017/1-1201 Esas, 2017/716 Karar sayılı içtihatında açıklandığı üzere; Kanunla açıkça yargı harçlarından muaf olduğu ya da işleminin müstesna olduğuna ilişkin düzenleme yapılmamış olan herkes, bu harçları ödemekle yükümlüdür.
3294 sayılı Yasa"nın 5263 sayılı Yasa ile değişik 9. maddesinin (c) bendinde, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları yapacakları tüm muameleler dolayısıyla her türlü harçtan muaf tutulmuş olup, bu muafiyet vakfın doğrudan yapacağı işlemleri kapsamaktadır. Vakfın yargı harcından bağışık tutulabilmesi için bunun yasada açıkça belirtilmiş olması gerekir.
Dava açılırken alınması gereken başvurma ve nispi peşin harç Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfına ilişkin bir iş ve işlemle ilgili olmayıp yargı işiyle ilgilidir ve anılan Kanun maddesinde Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfının yargı harcından bağışık ve istisna tutulduğuna ilişkin açık bir hüküm de yer almamaktadır.
492 sayılı Harçlar Kanunu’nun “Harcı Ödenmeyen İşlemler” başlığını taşıyan 32. maddesinde, “Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılmaz. Ancak ilgilisi tarafından ödenmeyen harçları diğer taraf öderse işleme devam olunmakla beraber bu para muhakeme neticesinde ayrıca bir isteğe hacet kalmaksızın hükümde nazara alınır.” hükmü getirilmiştir.
Anılan madde hükmünden de anlaşılacağı üzere, karar ve ilam harcının peşin olarak yatırılması gereken miktarı ile maktu başvuru harcı ödenmedikçe, davaya devam edilmesi olanağı bulunmamaktadır.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinden; asıl ve birleşen davalar açılırken başvurma harcı ile peşin nispi harcın yatırılmadığı, mahkemece bu harçların daha sonra ikmal edilmesine ilişkin bir ara kararı da bulunmadığı halde yargılamaya devamla işin esası incelenerek davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda gösterilen nedenlerle usul ve yasaya uygun bulunmayan hükmün 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA; bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, taraflarca HUMK"un 440/1 maddesi gereğince Yargıtay Daire İlamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde buluııulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 17.12.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.