4. Ceza Dairesi Esas No: 2014/41460 Karar No: 2017/3455 Karar Tarihi: 08.02.2017
Tehdit - Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2014/41460 Esas 2017/3455 Karar Sayılı İlamı
4. Ceza Dairesi 2014/41460 E. , 2017/3455 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi SUÇ : Tehdit HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir. Ancak; 1-Sanığın suçu kabul etmemesi, sanığın oğlu tanık ..."in beyanında, sanığın atılı suçu işlemediğini, tanık ..."ın ise ""bununla kalmayacak, daha çok can yanacak"" şeklinde sözler duyduğunu beyan etmesi, polis memuru olarak görev yapan diğer tanıkların ise, olayı hatırlamadıklarını ileri sürmeleri karşısında; tanık ..."in anlatımına neden itibar edilmediği açıklanıp tartışılmadan ve hangi anlatımın hangi nedenle üstün tutulduğu yöntemince açıklanmadan yetersiz gerekçe ile hüküm kurulması, 2-Kabule göre ise; a-Sanığın, oğlunun kasten adam öldürmekten yargılandığı duruşma sonunda, katılanlara hitaben ""bununla kalmayacak, daha çok can yanacak, başka türlü şeyler de olacak"" biçimindeki sözlerle tehdit etmesi eyleminin, TCK"nın 106/1-1. cümlesinde düzenlenen vücut dokunulmazlığına karşı tehdit suçunu oluşturup oluşturmayacağının tartışılmaması, b-02/12/2016 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK"nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma hükümleri yeniden düzenlenmiş ve sanığa isnat edilen 106/1. maddesi kapsamındaki tehdit suçunun uzlaştırma kapsamında bulunduğu anlaşılmış olmakla, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması, kabule göre de TCK"nın 106/1-2. cümlesinde düzenlenen sair tehdit suçu bakımından da uzlaşma işleminin 5271 sayılı CMK"nın 253 ve 254. maddelerinde öngörülen yöntemin izlenmesi suretiyle yerine getirilmesinin gerekliliği karşısında, anılan Kanun hükümlerine göre sanığa ve katılanlara uzlaşmak isteyip istemedikleri sorulup uzlaşmanın gerçekleşip gerçekleşmediği belirlenmesi ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması, c-Sair tehdit suçundan hüküm kurulurken, seçimlik cezalardan tercih edilen hapis cezasının TCK"nın 50/2. maddesine aykırı biçimde adli para cezasına çevrilmesi, Kanuna aykırı ve sanık ..."in temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden HÜKMÜN BOZULMASINA, yeniden hüküm kurulurken 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince yürürlükte olan 1412 sayılı CMUK"nın 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı bakımından kazanılmış hakkın saklı tutulmasına, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 08/02/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.