Esas No: 2019/629
Karar No: 2021/1931
Karar Tarihi: 30.11.2021
BAM Hukuk Mahkemeleri Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2019/629 Esas 2021/1931 Karar Sayılı İlamı
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ
...
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
BAŞKAN : ... (...)
ÜYE : ... (...)
ÜYE : ... (...)
KATİP : ... (...)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/01/2019
ESAS NO ....
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
İSTİNAF KARARININ :
KARAR TARİHİ : 30/11/2021
YAZILDIĞI TARİH : 14/12/2021
Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, müvekkilinin davalının kredi kartını nakit ihtiyacı için kullandığını, bunun güvencesi olarak da miktarı, düzenleme ve vade tarihi kısımları boş bononun davalıya verildiğini, davalı yanca aralarındaki anlaşmaya aykırı olarak bononun fazla tutarda doldurulduğunu, müvekkili tarafından yapılan toplam 22.000,00.-TL ödemenin dikkate alınmadığını beyanla takibe konu edilen 160.000,00.-TL tutarlı senedin 86.000,00.-TL’lik kısmından borçlu olmadıklarının tespitini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili, senede karşı iddiaların senetle ispat edilmesi gerektiğini, tanık dinletilmesi yönündeki isteme muvafakat etmediklerini, yapılan ödeme iddialarının doğru olmadığını ileri sürerek davanın reddi isteminde bulunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece, davacının iddialarını ispat edemediği, iddiaları hususunda davalı yana yemin teklif ettiği, davalı yanca yeminin eda edildiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacılar vekili, müvekkillerinin davalıya 96.000,00.-TL borcu olmasına karşın davalı yanca anlaşmaya aykırı olarak bononun 160.000,00.-TL olarak tanzim edildiğini, yine müvekkili tarafından banka kanalı ve elden yapılan ödemeler toplamı 22.000,00.-TL’nin de nazara alınmadığını, ödemelerin gelen banka kayıtlarından anlaşıldığını, delil listesinde belirtilen banka kayıtlarının celbi ile bilirkişi incelemesinden sonra iddialar doğrultusunda davalı tarafa yemin teklif edilmesi gerektiği halde deliller toplanmadan doğrudan yemin teklif edilmesinin savunma hakkını ortadan kaldırdığını, davalının iddialarının doğru olmadığını, kararın kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek istinaf isteminde bulunmuştur.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık, davacının takibe konu bonodan ötürü borçlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, davacı aleyhine girişilen takipteki bonodan ötürü kısmen borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Davacının istinaf itirazlarına geçmeden önce mahkemenin görevli olup olmadığı hususu üzerinde durulması gerekmektedir.
Bilindiği üzere, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) yürürlüğe girdiği 01.11.2011 tarihinden sonra 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun (TTK) 5. maddesinde 6335 sayılı Kanun ile değişiklik yapılmış ve Ticaret Mahkemeleri ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki iş bölümü ilişkisi olmaktan çıkarılıp görev ilişkisine dönüştürülmüştür. Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olmasının yanında HMK'nın 114.maddesinde açıkça dava şartı olarak düzenlenmiş olduğundan, mahkemelerce ve temyiz incelemesi aşamasında Yargıtay'ca re'sen dikkate alınması gerekir. Bu kuralın tek istisnası, 6335 sayılı Kanunun 2.maddesi ile değişik 6102 sayılı TTK'nın 5/4.maddesinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre yargı çevresinde ayrı bir Asliye Ticaret Mahkemesi bulunmayan yerlerde, Asliye Hukuk Mahkemelerine açılan davalarda görev kuralına dayanılmamış olması görevsizlik kararı verilmesini gerektirmez.
Ticaret mahkemelerinin görevi TTK'nın 5.maddesinde düzenlenmiş ve maddenin 1.bendinde "Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir." denilmiştir.
Ticari davalar, mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olmak üzere iki gruba ayrılmaktadır.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın sırf dava konusunun TTK'da düzenlenmesi nedeniyle ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar TTK'nın 4/1. maddesinde bentler hâlinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra ve İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu gruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK'nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar ise, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması hâlinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK'nın 4/1. maddesine göre her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava hâline getirmez.
Somut olayda davacılar vekili, müvekkilinin davalıdan almış olduğu borç para nedeni ile bono keşide edildiğini, ancak takibe konu edilen bono tutarı kadar borçlarının olmadığını, buna karşı davalı yanca bono bedeli kadar takibe girişilmesinin kötüniyetli olduğunu beyanla takip nedeni ile 86.000,00.-TL borçlu olmadığının tespitini istemiştir.
Davalı ise, davacıya borç para verildiğini ancak davacının ödemediğini savunmuştur.
Bu anlamda taraflar arasında tüketim ödüncü (karz) akdi hususunda ihtilaf bulunmamaktadır. Yine tarafların tacir olduklarına yönelik dosya kapsamında iddia ve delil de bulunmamaktadır.
Eldeki uyuşmazlık bakımından yukarıda yapılan açıklamalar kapsamında mutlak ya da nispi nitelikte bir ticari dava sözkonusu olmadığı anlaşılmaktadır. Bu duruma göre mahkemece davaya bakmakla görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde davanın esasına girilerek karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle; görev hususu kamu düzenine ilişkin olup, istinaf nedeni olarak dayanılmasa dahi HMK'nun 355.maddesi gereğince re'sen istinaf incelemesi yapılması gereken bir husus olduğundan, istinaf başvurusunun bu gerekçelerle kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davacının diğer istinaf itirazları incelenmeksizin, görev hususunda bir karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
Kaldırma nedenine göre davacıların sair istinaf itirazları bu aşamada incelenmemiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesi'nin.... Karar sayılı 15/01/2019 tarihli kararının KALDIRILMASINA
3-HMK.nın 353/1.a.3.maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE
4-İstinaf başvurma harcı dışında alınan peşin alınan istinaf karar harcının istek halinde istinaf edene iadesine,
5-İstinaf yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
6-Kararın tebliğinin HMK m. 359/4 uyarınca İlk Derece Mahkemesince yapılmasına, HMK m. 353 hükmü uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK m. 362/1-g maddesi uyarınca kesin olmak üzere 30/11/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
....
NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
"5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur."
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.